MİT'te, kadın ajanlar sahaya iniyor

Kaynak : Milliyet
Haber Giriş : 20 Eylül 2010 08:31, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Aslı Aydıntaşbaş

İstihbarat teşkilatı yeniden yapılandırma sürecinde. Artık kadınların sadece masa başında görev yapan ?analist? değil, sahada da görev yapması planlanıyor

Dün Başbakanlık'ta yapılan terör zirvesiyle ilgili Anadolu Ajansı'nın geçtiği haberde çok önemli bir detay vardı. Devletin resmi ajansı, katılımcılar arasında ?MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş?in de olduğunu yazdı.

Böylece yıllardır adı bir sır gibi kamuoyundan saklanan, sadece ?A.G.? olarak anılan, medyaya tek bir fotoğraf karesi bile sızmamış olan efsane isim, devletin ajansi tarafindan deşifre edilmiş oldu.

Afet Hanım'ın varlığını ilk kez yıllar önce sürgündeki Iraklı Kürt liderlerin birinden duymuştum. ?Sizin MİT'te bir Ortadoğu uzmanı bayan var ki çok zeki. Bizimle toplantılara o giriyor? demişti şimdilerde Irak'ta önemli bir mevkideki siyasetçi.

Kürt konusunda uzman

Ankara'da yaşadığım yıllarda adı bir sır gibi gizlense de, devletin karakutularından bir olduğu söylenirdi. Eski yeni tüm müsteşarlar, teşkilattaki Ortadoğu ve Kürt uzmanı bu kadından söz ediyordu. Öcalan'ı sorgulayan ekipteydi; MİT'in 2000'li yılların başından itibaren Kürt meselesiyle ilgili devletteki katı statükocu bakışı sorgulayan yaklaşımlarında bu analistin de katkıları vardı.

Emre Taner'in MİT müsteşarlığı döneminde A.G., ?İstihbarattan sorumlu müsteşar yardımcılığı?na getirildi. Böylece sadece teşkilatta değil, bürokraside ?en kıdemli kadın? haline geldi. (Neyse ki bu yılın başında büyükelçi Ayşe Sezgin, Dışişleri Bakanlığı'nda Avrupa Birliği'nden sorumlu müsteşar yardımcısı olarak atandı da, koskoca 87 yıllık laik Türkiye cumhuriyeti, bürokrasideki bu erkek egemenliğini kırma yolunda minik bir adım daha atmış oldu.)

Müsteşardan sonra istihbaratın en kritik noktasında bulunan Afet Güneş'in, açılım sürecinde İmralı'yla yapıldığı sanılan dolaylı ve doğrudan görüşmelerin de içinde olduğunu varsayabiliriz...

Emre Taner'den sonra MİT'in başına gelen Hakan Fidan, kurum içi dengelerde sarsıntı yaratmamak çabasıyla Taner'den devraldığı istihbarat ve operasyondan sorumlu müsteşar yardımcılarıyla çalışmaya devam etti.

?Peki bir kadın, nasıl bu kadar yükselebilir güvenlik gibi erkeklerin egemen olduğu bir alanda?? diyebilirdiniz.

Bunu sorguladığımda aldığım cevap beni son derece şaşırttı. Anladığım kadarıyla MİT, devlet içinde en fazla kadın yöneticinin olduğu kurumlardan biri. Sekreterler, muhbir, asistan ya da analistlerden söz etmiyorum. Onlar da var tabii ama bir de MİT'te asıl hatırı sayılır kadın yönetici, daire başkanı, birim yöneticisi var.

Yıllardır siyasette, bürokraside, devlette niteliksiz erkeklerin kadınları adeta yönetici pozisyonlarına ?yaklaştırmadığını? gözlemlemiş biri olarak, MİT'te birçok kadın daire başkanı olduğunu duymak beni memnun etti.

Ancak MİT'te kadınların yükselmesinin asıl nedeni, kurumda çok feminist ya da ?eşitlikçi? bir çalışma kültürü olması değil, kadınların şu zamana kadar çoğunlukla Yenimahalle'deki merkezde ya da bölge müdürlüklerinde masabaşında ?analist? olarak görev yapmalarından.

Casus romanlarını okuyan herkes bilir. İstihbaratta iki tür insan var; sahada kimliğini gizleyerek hücre sistemi içinde bilgi toplayan, muhbir devşiren, operasyon yapan ?saha ajanları? ve merkeze gelen bilgileri değerlendirerek çıkarımlar edinen ya da operasyonel kararlar alan ?analistler.? Anladığım kadarıyla MİT, şu zamana kadar aile, terör, yaşam koşullarının zorluğu gibi sebeplerden dolayı bünyesindeki kadınları saha ajanı değil analist olarak kullanma eğilimindeydi.

Ancak bu durum, artık hızla değişiyor. Yeni müsteşar Hakan Fidan döneminde yürürlüğe konan uygulamalardan biri de, bundan sonra genç kadın ajanların da sahaya çıkacak oluşu. Şu zamana kadar zor saha görevleri ve operasyonel konular, tamamen erkeklerdeydi. Bu artık değişiyor. MİT, bünyesindeki genç kadın ajanları, Türkiye ve dünyanın dört bucağına göndermeye başladı.

Hayır, bitirim Rus ajan Anna Chapman ya da Mata Hari'nin Türk versiyonlarından söz etmiyorum. Onlar istihbarat dünyası için önemsiz tipler. Basbayağı kolları sıvayıp görev yapacak olan Türk dişi James Bond'lar geliyor.

Kadınlar her yerde olsun

Kadınların, hanım hanımcık rahat yerlerde değil, devletin hizmet verdiği her alanda olması önemli. Haliyle geçen ay MİT'in kadınları saha ajanı olarak kullanmaya başladığını duyunca, bunun olumlu olduğunu düşündüm. Tabii kurum içinde var olan pozitif ayrımcılık ve kadınların yükselmesine imkan veren çağdaş kültürü yok etmemesi şartıyla.

Tabii bu teşkilatta son dönem yaşanan revizyonların sadece biri. MİT, belki Ortadoğu'nun güçlü istihbarat kurumlarından, ancak MOSSAD, CIA, ya da MI6 ölçeğinde uluslararası ağı yok. Bu anlamda Hakan Fidan, Emre Taner'in başlattığı yeniden yapılanma sürecini, kendi uluslararası tecrübesini de ekleyerek hızlandırmış durumda. Fidan'ın kuruma dışarıdan gelmesinin getirdiği dezavantaj, aslında reform için bir avantaja dönüşebilir. Duyduğum kadarıyla özelikle Türkiye'nin kendi bölgesi ve Osmanlı coğrafyası olmak üzere dünyanın dörtbir köşesinde saha ajanlarına dayalı hücreler üzerine inşa edilecek ve ?rekabetçi? özellikler sergileyebilecek yeni bir yapı planlanıyor.

Değişim şart çünkü MİT gibi kurumlar, Soğuk Savaş ölçeğinde dış düşman değil, kendi vatandaşını potansiyel suçlu olarak gören bir güvenlik doktrinine göre programlanmış yapılar. Toplumla aralarında duvarlar var. İçeride güçlüler ancak uluslararası dünyada etkin değiller.

Oysa Türkiye'nin yükselen profili ve global denklemde artan özgüveni, sadece Dışişleri, sadece ordunun değil, istihbarata kurumunun da kendini yenilemesini gerektiriyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber