Merkez bankaları daha aktif hale gelecek

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 16 Aralık 2010 14:25, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, kısa süreli sermaye hareketlerinin her zaman az ya da çok var olacağını belirterek, ?Bunların sebep olabileceği olumsuz sonuçlara karşı kurumlarımızı nasıl daha dayanıklı hale getirmeliyiz, belki buna odaklanmak lazım? dedi.

Babacan, CNBC-e'nin 10. kuruluş yılı etkinlikleri kapsamında düzenlenen ?Geleceği Görmek: Ekonomide 1000 günde neler olacak?? konulu konferansta yaptığı konuşmada, CNBC-e'nin yayına başladığından bu yana aynı bilgilere herkesin aynı anda sahip olmasını sağlayarak önemli bir görevi yerine getirdiğini belirtti.

Son 10 yılda Türk ekonomisinde yaşananlara değinen Babacan, 2008'de başlayan krizin, devletlerin sorunlar yaşamaya başladığı yeni bir safhaya girdiğini ifade etti.

Babacan, özellikle büyük devletler sorun yaşadığında bunların nasıl aşılacağı sorusunun yanıtına ilişkin bir netlik bulunmadığını vurgulayarak, bunun temelinde de siyasi güçlüklerin yattığını, pek çok büyük ekonomide yönetim boşluğu bulunduğunu belirtti. Bakan Babacan, şöyle devam etti:

?Önümüzdeki dönemde maalesef merkez bankalarının daha aktif olmak zorunda kaldıklarını göreceğiz. Hükümetler paralize olunca, parlamentolar hareket edemeyince, adımlar atmakta güçlük çektikçe merkez bankalarına 'Haydi sen bir şey yap' denilecek. Merkez bankalarıyla ilgili de soru işaretleri oluşmaya başladığında istikrarın kaynağı ne olacak, bu bizi gerçekten ürkütüyor. Son birkaç ayda hem FED hem Avrupa Merkez Bankası'nın uzun vadeli devlet kağıtlarını ve büyük miktarlarda alıyor oluşu önemli bir endişe kaynağı. Böylesine kritik bir dönemde ülkelerin hükümetlerine büyük görev düşüyor. Hiçbir ülke hak etmediği refahı yaşamamalı.?

Borç stoku yüksek ekonomilerde büyüme elde etmek için kamu harcamalarını artırmasının sıkıntıları gidermeyeceğini vurgulayan Babacan, iç tüketimi artırmak için sadece insanların cebine para koymanın yeterli olmadığını, asıl olarak geleceğe güvenin sağlanması gerektiğini dile getirdi.

Türkiye'nin son 7-8 yılda yaptığı reformlara da değinen Babacan, Türkiye'de uluslararası sermayeli bankaların krizde ?kendi evlerinde vurulurken?, Türkiye operasyonlarını sorunsuz yürüttüğünü kaydetti. Babacan, Türkiye'de işlerin zorluğundan şikayet ede ede yatırım yapan bu bankaların şimdi hallerinden şikayetçi olmadıklarını ifade etti.

Büyümenin sanal olduğuna ilişkin endişeleri anımsatan Babacan, sanayi ciro ve sipariş endekslerinin tarihi yüksek seviyelerine ulaştığını, bunun istihdama da olumlu yansıdığını, bir yıllık dönemde yaklaşık 1 milyon istihdam artışı yaşandığını anlattı.

SERMAYE AKIMLARI

Sermaye akımlarıyla ilgili tartışmalar konusunda ise Babacan, şunları kaydetti:

?Türkiye son 8 yıldır hem doğrudan yatırımlar için hem portföy yatırımları için bir cazibe merkezi haline gelmiştir. Türkiye'de güven ve istikrar olduktan sonra gelen sermaye çıkan sermayeden her zaman için daha fazla olacaktır. 2009 krizinin en şiddetli olduğu dönemde dahi Türkiye net anlamda sermaye cezbeden bir ülke olmuştur. Burada bizim dikkat etmemiz gereken husus, Türkiye'ye gelen sermayenin daha kalıcı olmasını sağlamak ve daha uzun süreli sermayenin Türkiye'ye gelmesini cazip kılmaktır.?

Babacan, portföy yatırımlarının kısa ya da uzun vadeli olduğunun ancak çıktığında anlaşıldığını, burada bir niyet okuyuculuğu yapmanın zor olduğunu ifade etti.

?TEMEL YAKLAŞIMIMIZ AÇIK EKONOMİ ÖZELLİĞİNİ KUVVETLENDİRMEK?

Ali Babacan, ?Burada temel yaklaşımımız Türkiye'nin her zaman için açık bir ekonomi olmasını sağlamak hatta bu özelliğini daha da kuvvetlendirmektir.Yasaklayıcı, sınırlayıcı, Türkiye'nin etrafına duvarlar örücü bir ekonomi anlayışımız asla yoktur. Bir yandan da ne kadar cazip kılarsanız kılın, kısa süreli sermaye hareketleri her zaman, az ya da çok olacaktır. Bu kısa süreli sermaye hareketlerinin sebep olabileceği olumsuz sonuçlara karşı kurumlarımızı nasıl daha dayanıklı hale getirmeliyiz, belki buna odaklanmak lazım? diye konuştu.

Kamu kesiminin net dış borcunun hemen hemen kalmadığını, bankaların da düzenlemeler gereği bu konuda iyi durumda olduğunu belirten Babacan, olumsuz etkilerden korunmak için temel politikaları mali disiplin, ihtiyatlı para politikaları, yapısal reformlar, serbest kur rejimi, makro ihtiyati tedbir olarak sıraladı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber