Emekli Müsteşara Lojman Kıyağı

Kaşif DOĞRU/Aktifhaber

Vatandaşlar olarak milletvekillerinin lojmanlarda oturmayacağı, halkın arasında oturacakları haberleri çıktığında ve Başbakanın milletvekillerinden ricası (!) tüm gazete ve haber programlarında manşet olduğunda hepimiz sevinmiş ve artık lojman saltanatının sona ereceği günü büyük ümitle bekler olmuştuk.

Milletvekili lojmanlarının ticaret merkezine dönüştürülmesi düşüncesi hepimizi umutlandırmış ve ülkemizin geleceğine daha bir ümitle bakar olmuştuk.

Aslında tüm bunlar boş bir ümit ve gelecek hayalinden öteye gitmeyen düşünceler bütünü olarak karşımıza çıkmaktadır. Çünkü, yüksek bürokratların hizmetine sunulmuş ve her yönetim değişiminde hanımefendilerin isteği ile milyarlar harcanıp tefriş edilen lojmanlar bir yandan halkın cebine ağır bir yük bindirmiş, diğer taraftan memurlar arasında haksızlığın sembolü olmuştur.

Yıllardır IMF programları altında ezilen ve kazancının yüksek bir bölümünü devlete vergi olarak ödeyen vatandaşlarımızın bu vergileri, beyefendilerin rahat bir yuvada yaşamalarını temin için harcanmıştır. Öyle ki, 2003 yılı bütçesinden 100 trilyon, 2004 yılı bütçesinden ise 60 trilyon gibi yüksek bir rakam sadece lojmanların bakım ve onarımı için harcanmıştır.

Sayısı tam olarak bilinmemekle birlikte kamuya ait lojmanların 385 bin civarında olduğu ve bunlardan özellikle büyük kentlerde olanların devlete çok ağır bir yük getirmesi yanında ciddi gelir kaybına yol açtığı kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır.

Şimdi sizlere daha ilginç olan ve dudaklarınızı uçuklatacak bir konudan bahsedecek ve bürokrasi illetinin sadece memuriyetle sınırlı olmadığını, emeklilik sonrasını da kapsadığını çarpık bir örnekle anlatmaya çalışacağım.

Gümrük Müsteşarlığında görevli sayın müsteşarımız, emekli olmadan kısa bir süre önce devlet tarafından alınmış ve oturup daha iyi hizmet etmesini sağlamak amacıyla kendisine tahsis edilen lojmanın satışını gerçekleştirmek üzere Milli Emlak'a bir yazı yazar ve tahsisin kaldırılarak lojmanın satışı talimatını verir.

Bu yazı üzerine, Milli Emlak, Ankara, Çankaya İlçesi, Kazım Özalp Mahallesi, Şairler Sokak'da bulunan 17/4 nolu daire, 4706 sayılı Kanun uyarınca 330 milyar bedelle Özalp İnş. Tic. Ve San. Ltd. Şti.'ne 8 eşit taksitle 06.10.2004 tarihinde satışı yapılır.

Tüm bu işlemlere bakıldığında her şeyin normal olduğu düşünülebilir. Ancak, işin detayına inildiğinde çok ilginç ve çarpıcı yönü karşımıza çıkmaktadır.

Maliye Bakanlığında önemli bir makamda bulunan, daha sonra Gümrük Müsteşarlığında görev yapmakta iken emekli olan ve halen güzide bir üniversitemizde öğretim görevlisi (!) olarak meslek hayatına devam eden bu yüksek bürokratımızın, satışı yapılan bu lojmanda oturmaya devam ettiği düşünüldüğünde işin ilginçliği ortaya çıkmaktadır.

Acaba, bu emekli bürokratımız bu dairede oturmaya devam ettiğine göre herhangi bir kira ödemesi yapmakta mıdır?

Kira ödemesi yapıyorsa ödenen kira bedeli ne kadardır?

Görevde bulunduğu dönemlerde Özalp İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti. ile ne tür bir ilişki içerisinde olmuştur? Bu ilişki Maliyede görev yaptığı dönemlere kadar gitmekte midir?

Bu şirketin emekli olan bu yüksek bürokratımızın görevde bulunduğu kurumlarla nasıl bir iş ilişkisi olmuştur?

Lojmanın satış talebi neden emekliliğine yakın bir tarihte gerçekleşti? Bu bir tesadüf mü, yoksa planlı bir satış mıdır?

Bu konu ile ilgili herhangi bir soruşturma açılması düşünülüyor mu? Yoksa yapılanlar yapanın yanına kar mı kalacaktır?