Adalet Bakanlığı'ndan 'Haberal' açıklaması

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 17 Şubat 2011 15:56, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Türk Tabipleri Birliğinin 16.02.2011 tarihinde yaptığı ?Hiç Kimse İktidar Kavgasını Mesleğimiz Üzerinden Yapmasın - DOKTORLARI SERBEST BIRAKIN? başlıklı basın açıklamasında Adli Tıp Kurumu'yla ilgili gerçeği yansıtmayan iddialara yer verilmiştir.

Açıklamada yapılan değerlendirmeler, Adli Tıp Kurumunun çalışmasına ilişkin usul ve esasların bilinmediğini veya maksatlı bir çarpıtma yapıldığını göstermektedir.

Söz konusu basın açıklamasında, Prof. Dr. Mehmet Haberal'la ilgili olarak ?bilimsellik ve tarafsızlıktan uzak sözde bir rapor hazırlandığı ve raporu hazırlayan heyetin iki hekimden oluştuğu? şeklinde Adli Tıp Kurumu'nun çalışma usullerinin bilinmediğini gösteren ifadelere yer verilmiştir.

Prof. Dr. Mehmet Haberal ile ilgili Adli Tıp Kurumunca ilgili adli merciine gönderilen ve basında ?rapor? olarak yansıtılan yazı; bir rapor değil, müzekkeredir. Müzekkereler ilgili uzman raportör ve Kurul Başkanının parafı ile Kurum Başkanlığınca adli merciine gönderilen ve rapor hazırlanacak konuya ilişkin dosyaya sunulması istenen hususları belirten yazılardır. Dolayısı ile müzekkerenin, rapor olarak tanımlanması ve bu yönde değerlendirme yapılması, ya bilgisizliği ya da art niyeti ortaya koymaktadır.

Basın açıklamasına konu olan sürece bakıldığında ilgili Mahkeme tarafından talep edilen muayenenin yapılabilmesi için Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın bulunduğu hastaneye, bir adli tıp profesörü, bir dahiliye profesörü, bir enfeksiyon hastalıkları profesörü, bir psikiyatri profesörü, bir kardiyoloji doçenti ve bir ortopedi uzmanından (Kurul Başkanı sıfatı ile) oluşan bir heyetle gidilmiş, muayenesi yapılmış ve bilirkişi raporunun hazırlanabilmesi için gerekli görülen tetkiklerin yapılması gerektiği görüşüne istinaden müzekkere yazılmasına karar verilmiştir.

İlgili adli mercii tarafından Adli Tıp Kurumu'na gönderilen dosyayla ilgili raporun hazırlanabilmesi için gerekli görülen hususlara ilişkin yazılan müzekkere; ilgili uzman raportör olan Kardiyoloji Uzmanı ve İhtisas Kurulu Başkanı'nın parafı ile Kurum Başkanlığı tarafından Mahkemesine gönderilmiştir.

Müzekkerede bahsedilen konu ise tüm hekimlerin savunduğu ve hekimliğin birinci kuralı olan ?hastanın kliniği ve hekimlerin gözlemi laboratuardan önce gelir? kuralını uygulamaktan ve böylece objektif ve bilimsel bir şekilde görüş oluşturmaktan başka bir amacı içermemektedir.

Mahkemece müzekkere ile istenen hususların yerine getirilmesinden sonra Üçüncü Adli Tıp İhtisas Kurulunca rapor hazırlanarak Mahkemesine gönderilecektir.

Ayrıca ?Heyetin? başkanı ile ilgili iddialar da doğru değildir. Adli Tıp Kurumu Üçüncü Adli Tıp İhtisas Kurulu Başkanı'nın 17.01.2011 tarihi itibari ile emekliye ayrılması nedeniyle Adli Tıp Kurumu Kanunu'nun 13. ve 14. maddelerinde yer alan ?İhtisas Kurulu Başkanına yokluğunda en kıdemli üye vekillik eder? hükmüne istinaden Adli Tıp Kurumu Başkanlar Kurulu Kararı ile Üçüncü Adli Tıp İhtisas Kurulu'nun en kıdemli Üyesi Kurul Başkanı olarak görevlendirilmiştir.

Wernicke-Korsakoff hastaları ile ilgili Adli Tıp Kurumu Üçüncü Adli Tıp İhtisas Kurulu'nca verilen raporlara ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde Türkiye aleyhine açılan davada, mahkemece tekrar bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve dava Türkiye lehine sonuçlanmıştır. Bu karar söz konusu iddiaların gerçek dışı olduğunu ortaya koyan uluslararası bir delil niteliğindedir.

Yukarıdaki bilgilerden de açıkça anlaşılacağı gibi Türk Tabipler Birliğinin basın açıklamasında yer alan ifadeler, objektiflik ve bilimsel hassasiyetten uzak, önyargıya dayalı iddialardan ibarettir ve gerçeği yansıtmamaktadır.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber