Ombudsmanlık Türkiye için anayasal mimarı sağlayacak

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 09 Mart 2011 14:06, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Avrupa Ombudsmanı Prof. Dr. Nikiforos Diamandouros, Ombudsmanlık müessesesinin Türkiye için ek bir Anayasal mimari sağlayacağını, bunun demokrasinin niteliklerini artıracağını söyöledi.

Doğuş Üniversitesi Hukuk Fakültesince üniversitenin Acıbadem Yerleşkesi'nde düzenlenen ''Uluslararası Kamu Denetçiliği Sempozyumu''nda bir konuşma yapan Diamandouros, Avrupa ombudsmanı olarak Türkiye'yi 4. kez ziyaret ettiğini dile getirdi.

Eylül 2010 referandumu sonrasında yapılan Anayasal değişikliklerin ombudsmanlık kurumunun Türkiye'de oluşması için ivme yarattığını dile getiren Diamandouros, ''İnanıyorum ki, ombudsmanlık Türkiye Cumhuriyeti için ek bir Anayasal mimari sağlayacaktır. Bu Türk demokrasisinin niteliklerini artırabilmek için çok önemlidir'' dedi.

Türkiye'de ombudsmanlık kuruluşunun oluşturulması için gerekli yasa tasarısının hazırlandığını bildiğini de dile getiren Diamandouros, ''Uluslararası standartlarda bu tür bir yasa tasarısının hazırlanışının, Türkiye'de ombudsmanlık kurumunun oluşturulması için gerekli sağlam temelleri oluşturulduğuna inancım tamdır. Sanıyorum ki, Türk vatandaşlarının gözünde de bağımsız ve tarafsız bir kamu denetimi sisteminin oluşturulması da önemli bir meşruiyet kanalı olacaktır'' diye konuştu.

Ombudsmanlığın Türkiye'de daha modern bir demokrasi oluşmasına katkılarda bulunacağını düşündüğünü de dile getiren Diamandouros, Adalet Bakanlığı ve hükümete bu bağlamda görüşlerini bildirdiğini de söyledi.

Diamandouros, güçlü, bağımsız ve iyi işleyen bir yargı sistemi için gerekli koşullar yerine getirildikten sonra ombudsmanın, özellikle vatandaşları sorumlu kılmada ve kamu idaresinin niteliğini artırmada önemli bir rol sağladığını da belirtti.

Ombudsmanlık kavramının tarihçesine de değinen Diamandouros, ombudsmanlığın yapısının Osmanlı idari sistemi üzerine temellendirildiğini ve bundan ilham alınarak yapıldığını kaydetti.

Modern bir demokraside ombudsman kurumunun olmazsa olmazının iyi idareye destek vermek olduğunu ifade eden Diamandouros, bunda hizmet odaklı, bilinçli vatandaşla dost olan bir idarenin söz konusu olduğunu belirtti.

-ADİL VE TARAFSIZ BİR KURUM-

Diamandouros, ombdusmanlığın Avrupa'da belirli çekirdek unsurlar üzerine temellendirildiğini ve bunların; adil ve makul bir yaklaşım, her zaman mevcut politikalarla uygun bir yaklaşım, bireysel şartlara karşı hassas olma, hataları kabul etme, açık ve şeffaf olma, sürekli bir iyileşmeyi arama olduğunu anlattı.

Ombudsman ve mahkemelerarası ilişkilere bakıldığında ise kişilerin yasal haklarının ihlal edilmesi durumunda, temel garantinin hukukun üstünlüğü ve insan haklarının korunması olduğunu vurgulayan Diamandouros, demokratik düzende bir ombudsmanlık kurumu mevcutsa, vatandaşların mahkemeye gitmek yerine, yargısal olmayan ombudsmanlık yöntemini seçebildiğini de söyledi.

Diamandouros, hem idare, hem de vatandaşların ombudsmanlığı tarafsız, adil ve taraf tutmayan bir kurum olarak kabul ettiğini de belirterek, ombudsmanlık kurumunun bağımsızlığının önemine vurgu yaptı.

Ombdusmanların kararlarının bağlayıcı olmadığına da işaret eden Diamandouros, ''Bu bir paradoks gibi geliyor ama bunun bir zayıflık değil, bir güç olduğunu anlayabilmek önemli'' dedi.

Diamandouros, ombudsmanın vatandaş ve kamu idaresini memnun edecek bir çözüme ulaşabildiğini belirterek, buna ''uzlaşma'', ''dostane uzlaşma'' gibi isimler takıldığını söyledi.

Avrupa Birliğine üye ülkelerdeki ombudsmanlık kurumları ve çalışma yöntemleri hakkında da bilgi veren Diamandouros, AB vatandaşlarının, kendi ulusal ve bölgesel ombdusmanlarına başvurarak herhangi bir üye devletteki bir haksızlığa karşı da başvuruda bulunabildiğini anlattı.

Avrupa ombudsmanlığına üye 32 ülkenin bulunduğunu dile getiren Diamandouros, Avrupa ombudsmanlığı ofisine 23 dilde erişilebildiğini, 40 bin üzerinde kullanıcıya tavsiye ve danışma hizmeti sunduklarını söyledi.

Diamandouros, ofisin kendi yetki sınırına girmeyen şikayetleri ilgili ülkedeki bölgesel ve ulusal ombudsmanlara aktardığını kaydetti.

AB'ye üye ülkelerdeki ombudsmanların Avrupa kanunlarını çok iyi bilmesi gerektiğini kaydeden Diamandouros, ombudsmanların AB kanunlarının uygulanmasında önemli rolü olduğunu söyledi.

-ÖTEKİ KONUŞMALAR-

Doğuş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mitat Uysal, kamu denetçiliğinin laik, demokratik ve çağcıl hukuk devletlerinde hak arama özgürlüğünün ana kurumlarının başında geldiğini belirterek, 12 Eylül 2010 referandumundan sonra kamu denetçiliğinin Anayasal bir kurum olarak hukuk sistemine girdiğini anlattı.

Uysal, yürütme organı bünyesinde yer alan idari teşkilatın işlem ve eylemlerinin, adalet ve hakkaniyete uygunluk kapsamında incelenmesinin pozitif hukukun temelinde yer alması gereken etik değerlerin güncelleşmesi ve aktüelleşmesi anlamına geldiğini kaydederek, ''Bu tür uygulama insan haklarının evrensel boyuta ulaşması demektir. Bu güvenceleri sağlam ve gerçekçi bir düzende uygulatan ombudsmanlık mantık ve olgusu, Avrupa Birliği ülkelerinin hepsinde Anayasal bir kurum olarak yer almaktadır'' dedi.

Uysal, Türkiye'de ''Kamu Denetçiliği'' adıyla yapılanarak Anayasal boyuta taşınan ''Ombudsmanlık'' anlayışının bu toprakların ürünü olduğunu vurgulayarak ''Ülkemiz, 200 yıldan beri batılılaşma sürecini yaşamaktadır. Cumhuriyet dönemine uzanan bu süreç, AB ile olan ilişkilerle ivme kazanmıştır. Cumhuriyetin kurucusu büyük Atatürk'ün hedefi çoğulcu bir demokrasi idi. Çoğulcu, ileri demokrasilerde temel hak ve özgürlükler sağlam teminatlara bağlanmıştır. Türkiye artık bugün bu aşamaya gelmiştir. Türk halkı demokrasi ile yönetilmeye layıktır'' diye konuştu.

-OMBUDSMANLIK, AVRUPA'NIN TEMEL KURUMLARINDAN OLDU-

Doğuş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Fehim Üçışık da, son Anayasa değişikliği ile kamu denetçisine başvuru hakkının tanındığını belirterek, Anayasa'ya göre herkesin, temel hak ve özgürlüklerinden İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki her hangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'ne başvurabileceğini belirtti.

Anayasa'ya göre TBMM Başkanlığına bağlı olarak kamu denetçisinin idarenin işleyişiyle ilgili şikayetleri dinleyeceğini de ifade eden Üçışık, temel işlevi kamu yönetiminin şeffaflaşması ve bireylerin temel haklarına saygı göstermesine katkıda bulunmak suretiyle hukuk devletinin güçlenmesini sağlamak olan ''Ombudsman'' ya da ''Kamu Denetçiliği'' kurumunun Avrupa demokrasilerinde temel kurumlardan birisi haline geldiğini söyledi.

Üçışık, kamu denetçisinin kamu gücünü kullanan makamların işlemleri ile ilgili olarak vatandaşların şikayetini incelemekle görevli bağımsız bir kurum olduğunu da dile getirdi.

Doğuş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Bölüm Başkanı Prof. Dr. Niyazi Öktem ise ''Ombudsmanlık'' ya da ''Kamu Denetçiliği'' kurumunun Osmanlı'da da görüldüğünü belirterek, İsveç Kralı Demirbaş Şarl'ın Osmanlı ülkesine geldiğinde bu sistemi incelediğini ve İsveç'e döndüğünde benzer bir yapıyı oluşturmak istediğini anlattı.

Şarl'ın Osmanlı'ya gelişinden 80-90 yıl sonra İsveç'te kurumsallaşan ombudsmanlık sistemin zamanla tüm demokratik ülkelere örnek oluşturduğunu ifade eden Öktem, Türkiye'nin demokratikleşme süreci ivme kazanırken, bu sitemin Türkiye'de uygulanmasının hak ve özgürlüklerin aranması açısından büyük bir gelişme olacağını dile getirdi.

Sempozyuma Fener Rum Patriği Bartholomeos, Türkiye Hahambaşısı İshak Haleva ile çok sayıda öğrenci, dinleyici olarak katıldı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber