MEB, önce ilk atamayı yapacak

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 01 Haziran 2011 00:10, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

İlk atama ile İsteğe Bağlı Yer değiştirme atamalarının çakışacağını dün ele almıştık. MEB, İlk atamadan sonra İl içi yer değiştirmeleri yapacağını açıklamıştır.

Yaptığımız incelemede bakanlık ilk atamada kadroyu bire bir almış. Örneğin İstanbul'a A branşında 10 öğretmen alınacaksa boş gösterilen (tercihe açılan) kadro sayısı da 10. Öncelikle il içini yaparsa dolu okula ilk atama yapmış olacak ve göreve başlar başlamaz norm fazlası?

İlk atamanın öncelikli yapılması sonucunda kıdemli bir öğretmenin gitmek istediği bir okula ilk atama öğretmen atanacaktır. Bu bakanlığın planlama yanlışlığının bir sonucudur. Bu yanlışlığın sonucundan zarar görecek olan maalesef bakanlık yetkilileri değil, yer değiştirmesi yapılamayacak öğretmen olacaktır.

Düşünün ki bir okulda bir öğretmen açığı var siz de kıdemli öğretmensiniz ve buraya yer değiştirmek istiyorsunuz doğal olarak tercihlerinize aldığınız bu okula sizin yerinize ilk atama (aday) öğretmen atanıyor.

Bu durum geniş perspektiften bakanlara ?aman ne olacak yerinde kalsın? diye düşünenlere normal gibi gözükebilir ama mağduriyeti yaşayacak kişi için durum aynı değildir. Sağlıklı bir planlamayla il içi yer değiştirmeler önceden yapılabilse idi, il içi yer değiştirmelerden sonra ilk atama kontenjanları açılmış olsa idi bu sorun yaşanmayacaktı. Yada ilk atamada sisteme yansıtılan kurum sayısı alınacak öğretmen sayısı ile sınırlandırılmamış olsa idi yani daha çok boş kadro açılsa idi bu sorun yaşanmayacaktı.

Bakanlık buna rağmen İlk atamadan sonra da olsa, bu kadroları İl içi yer değiştirmelerde kısıtlamamalıdır. Bu kadrolara kadrolu mevcut öğretmenlerin gitmesine olanak sağlamalıdır.

Aksi durum hukuki de olmayacaktır. Bu kadroya İlk atamadan öğretmen verilse dahi bu öğretmen Eylül ayında göreve başlayacaktır. Yani kadro boştur. Boş olan kuruma atama yapmamak, insanların gidişini engellemek doğru değildir. Kaldı ki bu kurumlarda kaç öğretmen açığı bulunduğu, kaç kişini sırada olduğu, sıradaki öğretmenlerin bu kuruma mı başka kurumlara mı atanacağı, Ağustos il içi sıra çalıştırmasında bu okulda boşalma olup olmayacağı, bu okulun Haziran'dan sonra norm kadro değişikliği olup olmayacağı gibi hususların tamamının birlikte değerlendirilmesi gerekir.

Aksi halde kişileri yine yargıya yönlendirirsiniz ki bu kez de çözüm noktası olan idare değil mahkemeler olur.

İdareler tabii ki çözüm mercileridirler. Çözüm bulunurken yeni mağduriyetler yaratmayacak yada minimize edecek çözümler bulmaktır asıl vazife yada bulunulan makamın gereği.

Şeffaf olabilmek, yeri geldiğinde hatayı anlayıp özür dileyebilmektir çağdaş yönetim anlayışının gereği.

Ve sorumluluğun gereğini yerine getiremeyenlerin, sorumsuzluklarının gereğini yerine getirme erdemine, bedeli kendi kendine ödetme iradesine sahip olabilmeleridir gerçek yöneticilik?

Size bir Japonya örneği vereceğim:

Japonya'da kamu görevlileri halka hizmeti bir ibadet olarak görüyor. Kobe belediyesinin su işleri müdürü deprem sonrası halka su dağıtımını beceremediği için kendini öldürmüştü. Kentin imar müdürü Tagumi Ogawa da depremden bir yıl sonra, açıkta kalan halka ev yetiştiremediği için kendini yakarak intihar etmişti. http://webarsiv.hurriyet.com.tr/1999/08/22/138174.asp

Aman amirlerimiz intihar edip başımızdan eksik olmasınlar ama (!)?

Aramıza bugün katılacak olan tüm meslektaşlarımıza aramıza hoş geldiniz derken Türk Milli Eğitim Sistemine sağlayacakları katkılardan dolayı teşekkür eder, sağlık, mutluluk ve başarılarla dolu bir çalışma hayatı dileriz?

Saygılarımla?

Maksut BALMUK

Eğitim Yöneticisi

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber