Liderlerden Bayram mesajı

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 29 Ağustos 2011 16:13, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bayramlar kardeşlik iklimini, dayanışma ruhunu, birlik ve beraberliğimizi tazeleme günüdür'' dedi.

Erdoğan, Ramazan Bayramı dolayısıyla yayınladığı mesajda şunları kaydetti:

''Her türlü dayanışma ve yüce duygunun tezahür ettiği, sevgi, barış, dostluk ve kardeşlik duygularının yoğunlaştığı, dargınların barıştığı, kucaklaşmanın yaşandığı bir Ramazan Bayramına daha erişmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Gönüllerimiz bir yandan bayram coşkusuyla dolarken, diğer yandan dünya üzerinde bayrama buruk gönüllerle giren insanların hüzün ve acılarını da aynı şekilde yüreklerimizde taşıyoruz. Millet olarak, bu insanların yaşadığı acılara, bu insani trajedilere kayıtsız kalmamız, bunları görmezden gelmemiz düşünülemez. Yüzyıllarca barış ve adalete öncülük eden Türkiye, ne mutlu ki, günümüzde de yaşanan hiçbir insani drama seyirci kalmıyor; dünyanın neresinde olursa olsun yoksul ve mazlum halklar için bir umut ülkesi olmayı sürdürüyor.''

-''ÇOCUKLARIN YÜREKLERİNE SU SERPTİ''-

Ramazan ayı içerisinde, son 60 yılın en büyük kıtlık ve kuraklık tehlikesiyle yüz yüze gelen, açlık ve susuzlukla pençeleşen Somalilerle eşsiz bir dayanışma örneği sergilediklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, ''Milletimizin sevgi ve merhameti, kendi kaderine terk edilen Somali halkının; Acılar içinde kıvranan Somalili annelerin, babaların, çocukların yüreklerine su serpti, onların yüzlerini güldürdü. Ben bu vesileyle, bu kampanyaya destek sağlayan bütün kamu kuruluşlarımıza, sivil toplum örgütlerimize, sorumlu medyamıza, sanatçılarımıza, vatandaşlarımıza bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. İnanıyorum ki, Ramazan ayı içinde başlatılan bu vicdan ve merhamet seferberliği, Ramazan Bayramı;nda ve bayramdan sonra da hız kesmeden sürecektir'' dedi.

-''DÜNYANIN VİCDANI OLMAYA DEVAM EDECEK''-

Türkiye'nin, tarihten gelen sorumluluğuyla, dünyanın kriz bölgelerindeki halklara şefkat elini uzatmayı sürdüreceğini ve dünyanın vicdanı olmaya devam edeceğini ifade eden Erdoğan, mesajında şu görüşlere yer verdi:

''Unutmayalım ki, bayramlar kardeşlik iklimini, dayanışma ruhunu, birlik ve beraberliğimizi tazeleme günüdür. Bayramlarımızı bireyselleştirmek, bu günleri yalnızca tatil vesilesi kılmak, bizim kültürümüze ve bayramın ruhuna aykırıdır. Onun için vatandaşlarımızdan özellikle rica ediyorum: Bayram sevincimizi, yaşlılarımızla, yoksul ve düşkünlerimizle de paylaşmayı asla ihmal etmeyelim, sevinçte de kederde de onlarla birlikte olduğumuzu gösterelim. Aynı şekilde, şehitlerimizin yadigarlarını, ailelerini, çocuklarını, kahraman gazilerimizi, yetimlerimizi de unutmayalım. Bu düşüncelerle yurtta ve yurt dışında bulunan bütün vatandaşlarımızın, tüm İslam aleminin Ramazan Bayramını kutluyor, bayramın tüm insanlığa bolluk, bereket, barış ve huzur getirmesini diliyorum.''


Kılıçdaroğlu'ndan Zafer Bayramı mesajı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın hem Cumhuriyete ve demokrasiye açılan bir kapı, hem de çoğulculuğa ve çok sesliliğe giden yol olduğunu belirtti.

Kılıçdaroğlu, 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle yayımladığı mesajında, şunları kaydetti:

''30 Ağustos, Bağımsızlık ve Özgürlük sevdalısı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile silah arkadaşlarının kazandığı Büyük Zafer'in taçlandığı gündür. Türkiye Cumhuriyeti bağımsızlığını, özgürlüğünü, dil, din, ırk, mezhep ve inanç farklılığı gözetmeden omuz omuza, el ele vererek kazanmıştır. 30 Ağustos bu nedenle birliktir, kardeşliktir, tam bağımsızlıktır ve toprak bütünlüğüdür. 30 Ağustos Zafer Bayramı, hem Cumhuriyete ve demokrasiye açılan bir kapı, hem de çoğulculuğa ve çok sesliliğe giden yoldur. 30 Ağustos, Atatürk ilke ve devrimlerinin filizlenerek kök salmaya başlayacağı sürecin yolunu açan Zafer Bayramının tarihe kaydedilişidir.

Bu duygu ve düşüncelerle Türk Silahlı Kuvvetleri'nin gününü de kutluyor, başta Büyük Zaferin Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, şehit silah arkadaşlarını rahmet ve şükranla, gazilerimizi de minnetle anıyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.''


Bahçeli'den Zafer Bayramı mesajı

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dikkatlerin 30 Ağustos Zafer Bayramı'nda tebrikatı kimin kabul edeceğine çevrildiğini belirterek, 'Zafer Bayramı;ndaki tebrikat kabul makamının değişmesi ne demokrasiye, ne de sivilleşmeye hiçbir katkı sağlamayacak, üstelik Türk ordusuna karşı yürütülen psikolojik operasyonun bir ayağı olmaktan öte bir anlam taşımayacaktır'' dedi.

Bahçeli, yazılı açıklamasında, Türkiye'nin, milletin silkinip ayağa kalkarak, işgalcileri ve hayallerini vatan topraklarından def ettiği muazzam bir stratejik hamlenin yıldönümünde olduğunu ifade ederek tarihi şan ve şerefle dolu dolan olan aziz milletin, 89 yıl önce kazandığı büyük zaferle bağımsızlığına musallat olan emperyalist mihraklara unutamayacakları büyük bir ders verdiğini kaydetti.

30 Ağustos'un, sömürgeci heveslere karşı büyük bir darbe olduğunu vurgulayan Bahçeli, şunları kaydetti:

''Sakarya;dan Kocatepe;ye uzanan imrenilecek mücadele Dumlupınar;da şaha kalkmış ve Başkomutanlık Meydan Muharebesiyle Türk milletinin kudretini açıkça ispat etmiştir. Şehit kanıyla esaretin suru yıkılmış, muhteşem bir inanmışlık ve fedakârlık öncülüğünde aziz millet varlığı giydirilmeye uğraşılan kefeni yırtıp atmıştır. Bu haliyle 30 Ağustos Zaferi zulme, hıyanete, eziyete ve sömürgeci heveslere karşı büyük bir darbe ve eşsiz bir kahramanlıktır. Türk milleti Dumlupınar;da haysiyetine, şerefine ve namusuna ne pahasına olursa olsun sahip çıkacağını destansı bir şekilde göstermiş ve bu vazgeçilmez değerler üzerinde asla oynanamayacağını cihana kanıtlamıştır.

19.yüzyılda iyice kızışan paylaşım ve hegemonya yarışında milletimizi ve vatan topraklarını hedefine alan sömürgeci güçler, 30 Ağustos;da zirve yapan iman ve vatan sevgisi karşında çaresiz ve aciz kalmışlardır. Kökeni, memleketi, yöresi ve mezhebi ne olursa olsun Türk milletinin tüm fertleri aynı ülkü etrafında buluşmuş ve son yurdumuzun taksim edilmesine asla müsaade etmeyeceklerini çok şükür göstermişlerdir. Bağımsızlığa duyulan derin tutku, birlikte yaşamaya yönelik içten bağlılık ve asırlarca aynı kaderi paylaşmanın getirdiği iftihar edilecek sorumluluk duygusu Türk vatanının manevi siperi olmuş ve hiçbir habis emele geçit vermemiştir.''

-TEBRİKAT-

30 Ağustos ruhuna ve azmine bugün de büyük bir ihtiyaç bulunduğunu vurgulayan Bahçeli, açıklamasını şöyle sürdürdü:

''Ne var ki, bu kutlu zaferin anlamına ve sonuçlarına bütünüyle nüfuz etmek yerine, tüm dikkatler 30 Ağustos;taki tebrikatı kimin kabul edeceği hususuna odaklanmıştır. Anlaşıldığı kadarıyla bu zamana kadar tören ve kutlamaların seyrinden ve temsilinden memnun kalınmamıştır.

14/8/1981 tarihli ve 8/3456 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Ulusal ve Resmi Bayramlarda Yapılacak Törenler Yönetmeliğinin 7;nci maddesinin (5) numaralı fıkrasına 26/8/2011 tarih ve 28037 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan; 'Ulusal ve Resmi Bayram törenlerine Cumhurbaşkanının katılması halinde, tebrikatı Cumhurbaşkanı kabul eder' hususu eklenmiştir.

Tebrikatı kimin kabul edeceği hususunun, 30 Ağustos Zaferi;nin önüne geçmesi yakışıksız olduğu kadar art niyetli bir durumu ortaya çıkarmıştır. 26 Ağustos 1922;de Kocatepe;de başlayan Büyük Taarruz Dumlupınar;da zafer burcunu dikmiş ve ardından da Akdeniz;e kadar düşmanı kovalayarak İzmir;de denize dökmüştür. Elbette bu zafer Türk ordusunun milletle bütünleşmesinin eseri ve sonucudur. Bu itibarla, aziz milletimiz ahde vefasını göstererek 30 Ağustos Zaferi;nin manevi itibarını, temsilciliğini ve onurunu Türk ordusuna vermiştir.

Nasıl ki, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı TBMM;nin hükmü şahsıyla veya 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Cumhurbaşkanlığı makamıyla bütünleşmişse, 30 Ağustos Zafer kutlaması da Genel Kurmay Başkanlığıyla özdeşleşmiştir. Unutulmamalıdır ki, Zafer Bayramı;ndaki tebrikat kabul makamının değişmesi ne demokrasiye, ne de sivilleşmeye hiçbir katkı sağlamayacak, üstelik Türk ordusuna karşı yürütülen psikolojik operasyonun bir ayağı olmaktan öte bir anlam taşımayacaktır.''

-BEYHUDE VE SONUÇSUZ-

Açıklamasında ''Dönemsel güçlerinden dolayı şuurları kapanarak milletimizin anlam kaynaklarını heba eden gafiller, elbette er ya da geç haklarında verilen milli hükümden kurtulamayacaklardır'' görüşünü seslendiren Bahçeli, bilinmelidir dün savaş meydanlarında Türk;ün bileğini bükemeyen mihrakların, bugün yerli işbirlikçileriyle mesafe almaya çabalamaları beyhude olduğu kadar sonuçsuz kalmaya da mahkûm olacaktır dedi.

Bahçeli, şunları belirtti:

''Geçmişinde sayısız zafer yaşamış, en zor dönemlerde bile günü birlik menfaat ağının cazibesine kapılmamış olan büyük milletimiz, bugün içinde bulunduğu ağır şartlardan mutlaka kurtulacaktır. Emperyalist çevrelerin yanında hizalanarak onların içte ve dışta dayatmalarına boyun eğenler için tarih bir gün tekerrür edecek, ancak son pişmanlık fayda etmeyecektir.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber