F@TİH katıldığı ilk savaşta yara aldı

Haber Giriş : 28 Aralık 2011 14:11, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:00

Milli Gazetenin 22 Aralık tarihli manşet haberini özetleyelim: FATİH Projesinin birinci etabının ilk ihalesi 23 Kasım'da yapılıyor ve 84 bin 921 bin adet akıllı tahta alım ihalesi, yaklaşık 4 bin Tl birim fiyatla 339 milyon 600 bin lirayla Vestel firmasında kalıyor. İhaleye katılan diğer firmalar, teknik şartnamenin sadece Vestel'e ait bir ürünü işaret ettiğini, bu üründen daha işlevsel ve ucuz olabilecek diğer seçeneklerin ihale dışında tuttuğunu belirterek Kamu İhale Kurumuna itirazda bulunuyor. (Milli Eğitim Bakanlığının aynı gün yaptığı açıklamaya göre KİK , itiraz başvurusunu reddetmiş ve ihale onaylanmıştır. Aksi zaten beklenmezdi.)

Haberin detayı ise şöyle: Vestel firması, ihaleye sunacağı bir akıllı tahta patentini 1 Eylülde kendi adına tescil ettiriyor. Fakat ilginçtir patenti alınan projenin tasarımcılarından birisi, ihale sürecinin Bakanlık tarafını oluşturan Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Tuncay Alkan. Doğal olarak adı geçen genel müdürlük, 27 Eylülde duyurusunu yaptığı akıllı tahta ihalesinin teknik şartnamesini, patenti alınan bu ürünü tarif edecek şekilde hazırlıyor. Ve ihale yukarıdaki gibi sonuçlanıyor. Haber, Milli Eğitim Bakanlığının masanın her iki tarafında birden yer aldığı iddiasında.

Bakanlık bu haber üzerine ?akıllı tahtanın fikri mülkiyet haklarına yönelik tüm patent hakları Milli Eğitim Bakanlığına aittir.? diye bir açıklamada bulundu. Milli Gazete ise bu açıklama üzerine, Vestel adına onaylı patentin 12 Aralık 2011 günü şirket tarafından Milli Eğitim Bakanlığına devredildiğini gösteren belgeyi yayımladı. Haberi kuşkulu hale getirmeye çalışan Bakanlık, açıklamasında yer vermediği bu bilgiyle yeni bir skandala imza atıyordu. Anlaşılan, pisliğin kokusunun çıkacağı sezilmiş ve güya kılıf uydurulmaya çalışılmış.

Bakanlık, üretimini yapmayacağı bir ürünün patent hakkını niçin devralır? Elinde ne var ne yok satan bu zihniyet akıllı tahta üretimi için bir fabrika kurmayacağına ve bu Türkiye'nin akıl ettiği bir teknoloji ürünü olmadığına göre niçin böyle bir girişimde bulunur? Bürokratını korumak için mi? Soru soruyu çağrıştırıyor: Madem patent hakkı Bakanlığa geçti, ihaleyi alan Vestel, hangi patentle üretim yapacak? Bir soru daha; 4 bin liralık birim fiyat, patent payı düşüldükten sonraki fiyat mıdır?

Haberdar olup da habersiz davrananlar

Bu habere ait belge ve bilgilerin, Milli Gazeteden önce radikal haberler yapan bazı gazetelere ulaştırıldığını öğrendim; eminin çok satan her gazeteye ve çok izlenen televizyonların haber merkezlerine de servis edilmiştir. Belki politikacıların bile kapısı çalınmış olabilir, kim bilir! Fakat değerlendirilmeyeceği anlaşılınca Milli Gazeteye gitmiş olmalı. Yıllık 300 milyon Tl. reklam bütçesi olan Vestel'den payına düşeni kaçırmak istemeyen medyanın ve politikacıların bu tavrını kınarken haberi yapan Cihat Arpacık'ı ve Milli Gazete'yi kutlamak gerek.

Ekonomi ile birlikte yolsuzluk da büyüyor

Uluslararası Şeffaflık örgütünün (Transparency International) her yıl hazırladığı yolsuzluk sıralamasındaki yerimizi koruyoruz. Hatta bu yıl, geçen yıla göre emanet edilmiş gücü (kamu yetkisini) kendi çıkarı için kullanmaya (yolsuzluğa) biraz daha fazla meyletmiş bulunuyoruz. Yani büyüdükçe pisliğe daha fazla batıyoruz: 2010'da 56. sıradayken 2011'de 61. sıraya yükselmişiz.

Not: Zorlu Holding, Asil Nadir'den geçen Vestel'i (saygı duymasak da kabullenmek zorunda kaldığımız kapitalist kurallara uyarak), bir dünya markası yaptı. Bu marka, şimdi Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte anılacak. Ahmet Zorlu'ya sorarım, beş paralık ilişkilerle yirmi yıldır kullandığım buzdolabıyla aramdaki duygusal ilişkiyi bozmaya ne hakkın var?

Birgün

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber