ODTÜ'den TÜBİTAK'ın yeniden yapılandırılmasına tepki!
ODTÜ Senatosu, "TBMM'de kabul edilen metnin TÜBİTAK yönetimini siyasallaştıracağını,
bilimsel ve yönetsel özerkliğini zedeleyeceğini" savundu.
ODTÜ Senatosu'ndan yapılan açıklamada, TÜBİTAK'ın yeniden yapılandırılmasına
yönelik yasa değişikliğinin değerlendirilerek, ortaya çıkan görüşün kamuoyuyla
paylaşılmasına karar verildiği belirtildi.
Açıklamada, Türkiye'nin bilim ve teknoloji politikalarının kamuoyu ve kurumların
önünde şeffaf ve katılımcı bir biçimde oluşturulması, bu politikaların özerk
bir kurumun yol göstericiliği ve organizasyonu altında uygulanması gerektiği
ifade edildi.
"Oysa, 4 Mayıs'ta TBMM'de kabul edilen metin TÜBİTAK yönetimini siyasallaştıracak,
bilimsel ve yönetsel özerkliğini zedeleyecektir" denilen açıklamada, şunlar
kaydedildi:
"Kurum'un en üst politika belirleme ve karar alma organı olan Bilim Kurulu'nun
yapısı siyasal erke bağımlı hale getirilmektedir. 15 kişilik Bilim Kurulu'nda
akademik yetkinliğe sahip üye sayısının 3 ile sınırlı kalma olasılığı bulunmaktadır.
TÜBİTAK halen ulusal bütçeden araştırmaya ayrılan fonların dağıtıcısı durumundayken,
bu fonların önemli bir kısmını enstitüleri aracılığıyla bilimsel rekabete kapalı
bir şekilde kullanmaktadır. Yeni düzenleme ile üniversitelerin aleyhine olan
bu olumsuz durum pekiştirilerek sürdürülecektir."
"ŞİRKETLEŞECEK"
"Metnin 6. ve 7. maddelerindeki hükümlerin, bilimsel ve teknolojik araştırmaları
koordine etmekle yükümlü olan TÜBİTAK'ın şirketleşmesine yol açacağı" savunulan
açıklamada, şöyle denildi:
"Bunun sonucu olarak TÜBİTAK, 2010 yılında Gayri Safi Milli Hasıla'nın
yüzde 2'sine çıkarılarak 8 milyar dolara ulaşması beklenen Ar-Ge bütçesinin
büyük bir bölümünü kendisi için tüketen bir şirkete dönüşme eğiliminde olacaktır.
7. maddede belirtildiği üzere TÜBİTAK'ın üniversitelere ve diğer kurumlara Ar-Ge
için aktaracağı bütçe kaynaklarından kendi katkısı olmadan ortaya çıkan fikri
mülkiyet haklarının en az yüzde 50'sine sahip olma isteği, şirketleşme mantığının
doğal bir sonucudur.
Ülkemizin bilimsel ve teknolojik yeteneğinin geliştirilmesi sürecinde çok önemli
bir görevi olması gereken TÜBİTAK'ın siyasallaşmaya ve şirketleşmeye açılarak
içine düşürüldüğü durum, teknolojik gelişmemizi engelleyecek ve telafisi zor
kayıplara yol açacaktır."