'Türkiye askerlik yüzünden vatandaşlıktan çıkardığı kişileri kabul etsin'

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 18 Mayıs 2005 17:13, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Almanya Federal İçişleri Bakanı Otto Schily, Türkiye'nin, askerliğini yapmadığı gerekçesiyle vatandaşlıktan çıkardığı kişileri ülkeye kabul etmemesini eleştirdi.

Schily, Almanya'daki yabancı gazeteciler için bugün başkent Berlin'de düzenlediği basın toplantısında, "Burada, bazı Türkleri iade etmek istediğimiz zaman, 'Bunlar artık Türk vatandaşı değil' demek olmaz. Bu, tüm uluslararası anlaşmalara aykırı. Eğer Avrupa yolu aranıyorsa uluslararası kurallar konusunda çok hassas olunmalı, aksi takdirde sıkıntı yaşanır" dedi.

Otto Schily, Almanya'da, 1 Ocak 2000 tarihinden sonra yeniden Türk vatandaşlığına geçtikleri için Alman vatandaşlığını kaybeden Türklerin durumuna ilişkin bir soruya karşılık, şunları söyledi:

"Bu büyük bir hata. Ben, kısa süre önce burada İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ile görüştüm. Tatmin edici bir sonuca ulaşamadık. Bu arada Almanya Başbakanı Gerhard Schröder de Türkiye'deydi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la görüştü. Türkiye ile bu konuda anlaşmaya varmayı ümit ediyoruz. Ben, bu konuda birbirimizin karşılıklı olarak bilgilendirilmesinden yanayım. Bu tür durumlar ortaya çıkmamalı, çünkü Alman yasalarına göre, Alman vatandaşı olduktan sonra yeniden Türk vatandaşlığına geçen Türkler, Alman vatandaşlığını doğrudan kaybederler. Ancak belki elinde Alman pasaportu bulunacak ve seçmen kayıtlarında adı geçecek. Bundan dolayı bazı zorluklar ortaya çıkabilir." Bu nedenle Türk hükümetinin bu kişileri kendilerine bildirmesinde ısrar etmek zorunda olduklarını belirten Schily, şöyle dedi:
"Bunun, kimlik bilgilerinin korunması kapsamına girdiği şeklindeki gerekçeyi kabul edemeyiz. Bunu garip bir gerekçe olarak görüyorum. Bir devlet bunu gerekçe göstererek, kimin kendi ülkesinin vatandaşı olduğunu, kimin olmadığını gizleyemez. Bu, garip bir kimlik bilgisi koruma anlayışı olur. Biz, saflıkla böyle bir duruma düşen insanları ülkeyi terk etmek zorunda bırakmak istemiyoruz. Kendilerini bildirdikleri takdirde Türk hükümeti ile birlikte oturma statülerinin korunması için bir çözüm yolu bulacağız." Bu kişilerin yeniden Alman vatandaşlığına da geçebileceklerini belirten Otto Schily, şunları kaydetti:

"Ancak bu konuda Türk tarafıyla açık bir anlaşma sağlamak durumundayız. Ben Aksu'ya, kimin hangi ülke vatandaşı olduğunun açık bir şekilde belirtildiği bir anlaşma imzalamayı önerdim. Bizim bu konuda bir sorunumuz yok. Türkiye'nin de sorunu olmamalı. Türkiye bu konuda ihmalkar davranmamalı. Türkiye, AB üyelik müzakerelerine başlanması aşamasında kendisine yönelik önyargıları daha da teşvik edici tutumlardan kaçınmak için her türlü çabayı harcamalı. Bu, askerlik yapmadıkları için Türk vatandaşlığından çıkarılan insanlar için de geçerli." Aile birleşimi kapsamında Almanya'ya getirilecek eşlerin yaş sınırının yükseltilip yükseltilmeyeceği şeklindeki bir soruyu da Schily, şöyle yanıtladı:

"Aile birleşimi kapsamında ülkeye gelecek kişilerin yaş sınırının 21'e yükseltip yükseltilmeyeceğini görüşeceğiz. Biliyorsunuz bizde yetişkinlik yaşı 18 olarak kabul ediliyor. Bu yaş sınırının yükseltilmesinin zorunlu evlilikleri engelleyip engellemeyeceği de bilinmez. Ben açıkça şunu söylemek isterim ki, zorunlu evlilik bizim hukukumuz ve anayasamızla hiçbir şekilde bağdaşmaz." Zorunlu evliliklerin yapılmaması için her türlü çabanın harcanması gerektiğini kaydeden Schily, şunları söyledi: "Bu geleneklerden de kaynaklanan bir olay. Bu nedenle Türkiye de bu konuyla ilgilenmeli. Türkiye ile başlatacağımız AB üyelik müzakereleri kapsamında, bu konuda da diyalog çerçevesinde daha iyi şartlar yaratacağımıza inanıyorum. Bu konuda kitapların yayınlanmasıyla birlikte kamuoyunda duyulan olayları da skandal olarak görüyorum. Bu bizim için sıradan bir olay değil. Kadınlara ve anayasanın 3. maddesine saygı duyulması, bizim için temel prensipler. Bu konuda hiçbir şekilde taviz vermeye razı değiliz."

TERÖR TEHDİDİ

Almanya Federal İçişleri Bakanı Otto Schily, terör tehdidiyle ilgili bir soruya karşılık da, terör tehdidinin ortadan kalktığını söyleyemeyeceğini, bunun bir süre daha kendilerini meşgul edeceğini söyledi.

Almanya'da gelecek yıl yapılacak Dünya Futbol Şampiyonası'nda terör tehdidini asgari düzeye indirmek ve güvenlik önlemleri yüzünden futbol şöleninin olumsuz etkilenmemesi için her türlü çabayı harcadıklarını vurgulayan Schily, gerektiği takdirde silahlı kuvvetlerden de destek isteyebileceklerini belirtti.

Schily, Özbekistan'daki olaylarla ilgili olarak da, şunları kaydetti:

"Bize, Özbekistan'da Hizb-ut Tahrir örgütünün faaliyet gösterdiği bildirildi. Bu örgüt bizim ülkemizde yasaklandı. Ancak Özbekistan'daki durumu değerlendirmek için henüz ayrıntılı bilgiye sahip değilim. Eğer burada masum insanlar öldürüldüyse ve polis gereksiz yere şiddete başvurduysa bunun terörizme karşı mücadelenin en kötü şekli olduğuna inanıyorum. Çünkü, bu durum teröristler tarafından propaganda malzemesi olarak kullanılabilir."

TERÖRİZMLE MÜCADELE

Terörizmle mücadele çerçevesinde Almanya-ABD ilişkilerine de değinen Schily, "Terörizmle mücadelede iki ülke arasındaki ilişkiler çok iyi. Ancak dostlar arasında da görüş ayrılıkları olabilir ve bunlar açıkça söylenmeli. Esirlerin Guantanamo üssünde haklarından mahrum edilmelerini doğru bulmuyorum" dedi.

Otto Schily, İspanya'daki ETA örgütünü nasıl değerlendirdiği şeklindeki bir soruyu da, "ETA, bir terör örgütüdür. Bu örgütle nasıl mücadele etmek istediğine de İspanya hükümeti karar verir. Benim bu konuda bir şey söylemem doğru olmaz" şeklinde yanıtladı.

İspanya'da uzun yıllar yasadışı yaşayan göçmenlerin yasal hale getirilmesini de bu ülkenin şartlarını göz önünde bulundurarak anlayışla karşıladığını, ancak böyle bir şeyin Almanya'da mümkün olmadığını kaydeden Otto Schily, "Ben, 15 yıl boyunca burada yasadışı olarak yaşadığı için bir kimseye yasallık kazandırılmasını istemem. O zaman yasalara ihtiyacımız kalmaz. Ben göçe karşı değilim, ancak böyle bir şey yaparsak yasallık boyutlarını daraltırız" dedi.

Aşırı sağcı Almanya'nın Milliyetçi Demokratik Partisi'nin (NPD) yasaklanmasının, aşırı sağcı akımları durdurup durduramayacağı şeklindeki bir soruya karşılık da Schily, şunları söyledi: "NPD'nin yasaklanmasıyla aşırı sağcı akımları durduramayız, ancak parti tipi yapısını ortadan kaldırabiliriz. Partilere verilen hakları elinden alınır ve devlet finansmanı da durdurulur. Bu parti anayasal düzene karşı ve Adolf Hitler'i iyi göstermeye çalışıyor. Maalesef yasak konusunda Anayasa Mahkemesi durumu farklı değerlendirdi. Yasak konusunda başarılı olamayacağımızı bildiğimiz sürece bu partiye karşı siyasi açıdan mücadele edeceğiz. Başarılı olacağımıza inanırsak yasaklanması için yeniden başvuruda bulunabiliriz. Aşırı sağcı akımlar, ülkenin doğusunda olduğu kadar batısında da var, ancak özellikle gençlerin çok büyük bir bölümünün aşırı sağcılara karşı aktif şekilde mücadele etmelerine çok seviniyorum." Schily, Schengen ülkelerinin genişletilmesiyle ilgili bir soru üzerine de, "Schengen, serbest dolaşım için çok iyi bir sistem. Umarım İsviçre de bu sisteme katılır" dedi. Almanya Federal İçişleri Bakanı Otto Schily, bazı Doğu Avrupa ülkelerindeki Alman büyükelçiliklerinde ortaya çıkan vize usulsüzlükleriyle ilgili bir soruya karşılık da, 8 Temmuzda Araştırma Komisyonu'nda ifade vereceğini, ancak bunun televizyondan naklen yayınlanıp yayınlanmaması konusunda henüz kesin bir karara varmadığını kaydetti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber