Erdoğan: Eşi vefat etmiş kadınlara aylık 250 lira ödenecek/ Video

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 08 Mart 2012 16:09, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kadınların yaşam standartlarını yükseltmek için yoğun çaba içinde olduklarını belirterek, ''Şimdi yeni bir uygulamayı başlatıyoruz. Eşi vefat etmiş ve ihtiyaç içinde olan hanım kardeşlerimizi tespit ettik ve artık bu hanım kardeşlerimize düzenli nakdi ödeme yapmaya başlıyoruz'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Artuklu Üniversitesi'nde düzenlenen Büyüyen Türkiye, Güçlenen Kadınlar Programı'na katılarak bir konuşma yaptı.

Erdoğan, AK Parti iktidarının kadınların en ileri standartları yakalaması için yoğun mücadele içinde olduğunu, bu amaçla çeşitli ekonomik, sosyal, siyasal ve demokratik reformlar gerçekleştirdiklerini, gerçekleştirmeye de devam ettiklerini söyledi.

''Hani konuşuyorlar bunlar: Benim şu kadar kadın milletvekilim var, benim şu kadar var. 'Sayıyı söyle' dediğinde hepsi duruyor'' diyen Erdoğan, AK Parti'nin 46 kadın milletvekili ile parlamentoda bu alanda da ilk sırada yer aldığını ve diğer partilere fark attığını kaydetti. Bu durumun partilerinin geldiği noktayı gösterdiğini, ancak yetinmediklerini belirten Erdoğan, 81 ilin tamamında kadın hareketine sahip partinin de AK Parti olduğunu söyledi.

Erdoğan, ''Bunlar güya kadın toplantısı yaparlar, kadın toplantısının yarıdan fazlası erkektir ama AK Parti öyle değil. İl, ilçe beldelere varıncaya kadar kadın teşkilatıyla örgütlenmiş tek partidir ve kongrelerini yapmak suretiyle böyle yeri olan parti. Kurarsın teşkilatı kongre yapmazsın, bir anlamı yok ki... Bizim kongrelerimiz, her şeyimiz yapılır. Böyle bir durum var'' diye konuştu.

AK Parti'nin kadınların yaşam standardının yükseltilmesine yönelik gerçekleştirdiği çalışmalar hakkında da bilgi veren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''2002 yılında Türkiye'de yetişkin okur-yazarlık oranı kadınlarda yüzde 79,9. Şu anda yüzde 88. Bakınız nereden nereye geldik. Eşimle birlikte Haydi Kızlar Okula kampanyası başlattık ve eşimin Şanlıurfa'da başlatmış olduğu bu kampanya 350 bin kız çocuğumuzu okulla buluşturdu. O zaman önümüzdeki rakam 700 bin civarındaydı. Bunlar okula gitmiyor, gidemiyor, o kampanya bunu getirdi. Ana-Kız Okuldayız kampanyası ile 3 yıl içinde 824 bin kişiyi okur-yazar konumuna yükselttik. 2002'de ilköğretimde okullaşma oranı kadınlarda yüzde 87. Peki bugün ne- 98,6. Neredeyse yüzde 100'e geldik. 2002'de yüzde 45 olan ortaokullarda okullaşma oranı şu anda yüzde 66'ya yükseldi. Yüksek öğretimdeki okullaşma yüzde 13'tü, şimdi yüzde 30. Okul öncesi neydi- O da çok manidar. Yüzde 11'di şu anda yüzde 43. 11'den 43'e...

Sağlıkta da çok önemli aşama kaydetti. Anne ölümleri 2002 yılında 100 binde 30'du. Bugün 100 binde 18'e kadar geriledi. Doğumların sağlık kuruluşunda gerçekleşme oranı 2002'de yüzde 78 iken bugün yüzde 90'a yükseldi. Bebek ölüm hızı bin de 37'den binde 20'ye geriledi.

İşgücü piyasasına baktığınızda yine olumlu bir tablo görüyorsunuz. Siyasete katılım oranlarında aynı şekilde olumlu, umut verici bir tablo var.''

-''Hanım kardeşlerimize hayırlı olsun''-

Anayasa, yasa, mevzuat değişikliği ve genelgelerle engelleri kaldırmanın, yolları açmanın gayreti içinde olduklarını ifade eden Erdoğan, eğitimde, sağlıkta ve diğer alanlarda uyguladıkları sosyal politikalarla kadınları her açıdan desteklediklerini, yaşamlarını kolaylaştırmak, refah standartlarını yükseltmek için çözümler ürettiklerini söyledi.

Erdoğan, bu amaçla yeni bir uygulamayı daha başlattıklarını belirterek, şunları kaydetti:

''Bakın şimdi yeni bir uygulamayı başlatıyoruz. Daha önce duyurmuştuk, eşi vefat etmiş ve ihtiyaç içinde olan hanım kardeşlerimizi tespit ettik ve artık bu hanım kardeşlerimize düzenli nakdi ödeme yapmaya başlıyoruz. Bu kapsama giren eşi vefat etmiş ve ihtiyaç sahibi olan şu anda 150 bin hanım kardeşimiz bulunuyor. 16 Şubat'ta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız tüm sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarına bir genelge gönderdi. Şu anda başvurular alınıyor. Nisan ayından itibaren de artık eşi vefat etmiş kadınlara iki ayda bir ödenecek şekilde aylık 250 lira yardımı ödemeye başlıyoruz. Yani iki ayda 500 lira vereceğiz, aylık 250 lira. Ödemeler iki ayda bir yapılacak. Bu yeni uygulamanın da hanım kardeşlerimize hayırlı olmasını diliyorum.''

Erdoğan annelere seslendi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Çocuğu dağda olan annelerin de artık aynı hissiyatla terör örgütüne seslerini yükseltmelerini istiyorum. Bugün artık Kürt kökenli annelerin de kadınların da erkeklerin de PKK terör örgütünün gerçek yüzünü görmelerini istiyor ve arzuluyorum. 'Çekin elinizi artık çocuklarımız üzerinden' demelerini bekliyoruz'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca Mardin Artuklu Üniversitesinde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle düzenlenen Büyüyen Türkiye, Güçlenen Kadınlar Programı'na katıldı.

Erdoğan, 8 Mart'ta Mardin'den ülke ve dünya kadınlarına en anlamlı ve somut dayanışma mesajlarını iletmek için bir araya geldiklerini belirtti.

Başbakan Erdoğan, salı günü AK Parti Grup Toplantısında yaptığı konuşmasında ''Bu yıl, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde Van'ın depremzede kadınları hatırlanmayı ziyadesiyle hak ediyor. Uludere'de evlatlarını, çocuklarını, eşlerini kaybetmiş kadınlar hatırlanmayı özellikle hak ediyorlar. Büyük acılar yaşayan, ancak zaferi elde eden Kuzey Afrika'nın, Fas'ın, Tunus'un, Cezayir'in, Libya'nın ve Mısır'ın kadınları bu 8 Mart'ta hatırlanmayı, anılmayı fazlasıyla hak ediyorlar'' dediğini anımsatarak, şöyle devam etti:

''Şimdi temennim ve duam, Suriye'deki kadınların da hatırlanacakları anı ve günü yakalamaktır ve bunu yaşamaktır. Ne yazık ki onlarca yıldır 8 Mart'ı buruk karşılayan, 8 Mart'ta ve diğer zamanlarda isimleri anılmayan Afganistan'ın, Irak'ın, Somali'nin, Filistin'in kadınları bu yılda aynı burukluğu yaşamaya devam ediyor. Yine bu yıl Şam'ın, Halep'in, Humus'un, İbliğ'in kadınları, Suriye'nin kadınları hatırlanmayı, anılmayı özellikle hak ediyorlar. Kendilerine buradan, Mardin'den selamlarımızı, dayanışma mesajlarımızı ve hayır dualarımızı bir kez daha iletiyorum. Allah yar ve yardımcıları olsun.

Bir kez daha tüm dünyaya, özellikle de tüm dünya kadınlarını Suriye başta olmak üzere, kanayan coğrafyalardaki kadınlarla dayanışmaya, onları hatırlamaya, onların sorunlarıyla empati kurmaya davet ediyorum. Hiç kuşkusuz cinsiyet ayrımcılığı en az ırkçılık kadar kötü, en az ırkçılık kadar insanlık dışıdır. Dünyanın pek çok yerinde kadınlar hem ırkçılıkla hem de cinsiyet ayrımcılığıyla ne yazık ki mücadele etmek zorunda kalıyorlar. Kuzey Afrika'da ve bugün Ortadoğu'da yaşanan hadiseler karışında başta gelişmiş batılı ülkeler olmak üzere dünyanın büyük kesimi maalesef başarısız bir imtihan verdi. Şu an da Fransa ne diyor; 'göçmenleri ülkemizde atacağız' diyor. Hani Avrupa Birliği'nde böyle bir şey yoktu. 'Bu dönemde en az yarısını Fransa'dan çıkartacağız' diyor. Hani Avrupa Birliği'nde yoktu, hani Avrupa Birliği'nin başat ilkesiydi. İşte bunlar var, bunların sözünü güven olmaz, bunları inanılmaz. Bunlarda insanın değeri... Sıfatı göçmendir, ne olursa olsun ama bizde insandır, biz böyle biliriz. Büyük değişimlerin yaşandığı bu coğrafyadaki kardeşlerimizin demokrasiye hazır olup olmadıkları, demokrasiyi hak edip etmedikleri tartışma konusu yapıldı. Bu tartışmaların temelinde ırkçılık, ayrımcılık ve kibir vardır.''

-''BM, Suriye'ye vicdan gözlüyle bakmıyor''-

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin Suriye'de yaşanan acılara ''vicdan gözlüğüyle'' bakmadığını, oradaki acıyı hissetmediğini ve görmezden geldiğini anlatan Başbakan Erdoğan, ''Geçmişte ve bugün Filistin'de yaşanan acı da görülmemiş, hissedilmemiş. Orada yaşanan trajediye göz yumulmuştur. Aynı şekilde Avrupa'nın ortasında, Bosna'da kadınların maruz kaldığı insanlık dışı olaylar karşısında bürünülen suskunluğu da biliyoruz. Bu manada kadınların hem cinslerini çok daha iyi anlayacaklarına inanıyoruz'' diye konuştu.

''Kadınlar kendi meselelerine sahip çıktığında, insaf, vicdan, inanç sahibi erkekleri daima yanlarında bulacaklarından hiç şüpheleri olmasın'' diyen Erdoğan, şöyle konuştu:

''Türkiye'de yaşanan terörün sona erdirilmesinde de hiç kuşkusuz kadınlara çok büyük görevler düşüyor. Burada çok trajik bir olayı, sahneyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Mardinli kadınların, annelerin dikkatlerini buraya özellikle çekmek istiyorum. Aralık ayında güvenlik güçlerimiz Cudi Dağı ve çevresinde büyük bir operasyon gerçekleştirdiler. Mağaralarda saklanan teröristler tespit edildi ve etkisiz hale getirildi. Operasyonlardan bazı görüntüler kamuoyuyla paylaşıldı. Bir mağarada komutan saatler boyunca teröristleri ikna etmeye çalışıyor, mağarada sıkışan o çocukları sağ olarak oradan çıkarabilmek için tehlikeyi de göze alarak saatlerce dil döküyor. 'Sizi anne babanıza götüreceğiz, ailenizle görüştüreceğiz' denildiğinde mağaradan 18 yaşında gençler, çocuklar çıkıyor. Komutan bir tanesine soruyor, 'annen, baban sağ mı' diyor, verilen cevap dikkat çekici. 'Ben ayrıldığımda sağdılar' diyor. Ne zaman ayrıldın diye soruyor komutan, '5 yıl önce' diyor. Ben aslında o 5 yılın bile sağlıklı olduğuna inanamıyorum, çünkü o mağarada kaldığı sürece zaman durmuştur. Kim bilir belki 6 yıl, bekli 7 yıl. Tam 13 yaşında bir çocuğu annesinden, babasından kopararak, çalarak dağa çıkartıyorlar. Tam 5 yıl boyunca da ne annesinden, ne babasından haber alamıyor o çocuk. Şu andaki tespitlerimizde yerin 150 metre derinliğinde, oralarda hapsedilen, özel eğitimlere tabi tutulan çocuklar var.''

-Terör örgütünün kadınlara yönelik infazları-

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terör örgütünün baskısından kaçan 5 kadın teröristin, terör örgütünce yakalandıktan sonra Diyarbakır'da bir mağarada işkenceden sonra infaz edildiklerini hatırlatarak, ''Annesinin, babasının evinde fiske vurmaya kıyamadığı, kıyamayacağı gencecik kızlarımıza işte bunlar yapılıyor. Bununla da kalınmıyor, bir yıl boyunca bu kızların ölümünden ailelerine haber verilmiyor'' diye konuştu.

İranlı bir teröristin, infaz edilen kadın teröristlerin ailelerine kızlarının terör örgütünce öldürüldüğünü söylemesi üzerine olayın duyulduğunu belirten Erdoğan, olayın ortaya çıkması üzerine de terör örgütünün ailelere kızlarının ''mağarada jeneratör gazından kaynaklanan zehirlenme sonucu öldüğünü'' açıkladığını anlattı.

Yaşananların bir anne için, bir baba için katlanılması zor hadiseler olduğunu vurgulayan Erdoğan, ''13 yaşındaki çocuğunu dağa kaptıran, o acımasız mağaralara kaptıran, 5 yıl boyunca hiçbir haber alamayan annenin yaşadığı acı, dağlar kadar büyük bir acıdır. Onun için anneler bu mesele el koymak zorundadır, işte bu vahşice katliamlar nedeniyle anneler çocuklarına sahip çıkmak, çocuklarını terörün kıskacından çekip almak zorundadır'' dedi.

''Bir anneyi özellikle anmak, ismini zikretmek istiyorum'' diyen Başbakan Erdoğan, 29 Ekim 2011'de Bingöl'de şehir merkezinde canlı bombanın üzerine atlayarak, çocuklarının hayatını kurtarmak isterken kendi hayatını kaybeden Hatice Belgin'in isimli kadını anımsatarak, ''Kendisini bir kez daha rahmetle yad ediyor, Allah cennetiyle, cemaliyle müşerref kılsın diyorum. O cesaret, kahramanlık, sıcak, şefkat dolayı annelik hissiyatıyla dolu yüreğinden dolayı hürmetle yad ediyorum'' dedi.

-''Annelik bir makamdır, mevkidir''-

Başbakan Erdoğan, kadına yönelik şiddetle ilgili hazırlık safhasındaki kanunun görüşmelerinde, kullanılan ''ana, anne'' ifadelerine birilerinin ateş köpürdüğünü belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Bazılarının aileye yaklaşımı bu... Hiç hoşlanmıyorlar, hele hele ana, annelik ifadesine ateş köpürüyorlar. Dayanamıyorlar. Biz 'anne' dediğimiz zaman, 'biz anaya, anneye karşıyız' diyorlar. Kadın, kadın, kadın... Anne dediğiniz kim, kadın değil mi- Annelik bir makamdır, mevkidir. Kadın, o yaratılan insanın vasfıdır.

Ben diyorum ki; biz analığı yüce bir makam olarak değerlerimizden aldık, anneye saygıyı bu değerlerimizde bulduk ve cenneti hep annelerin ayakları altında bulduk. Babanın ayağı altında değil, annenin ayağı altında. Onun için annelerin ayaklarının altı öpülür. Ben hep annemin ayağının altını öptüm. Çünkü orada cennetin kokusu var, orada başka bir dünya var. İşte bizi biz kılan, bizi güçlü kılan zaten bu değil mi- Ama o mantık bizim mantığımız değil, bizim anlayışımız değil. AK Parti'nin iktidarını beğenirsiniz, beğenmezsiniz, bizim anlayışımız bu. Biz kadına aile içindeki önemli rolü sebebiyle ayrı bir değer veriyoruz.

Yine bu 8 Mart'ta, eylül ayında Batman'da karnında doğmamış bebeğiyle katledilen Miskin Doru'yu, Siirt'te bir aracın içinde yüzden fazla mermiyle katledilen Nergis Evin, Zeynep Evin, Kevser Çekin ve Nurcan Olgaç'ı da rahmetle anıyor, mekanları cennet olsun diyorum. Bingöl'de merhum Hatice Belgin çocuklarını korumak için nasıl canlı bombanın üzerine atladıysa, çocuğu dağda olan annelerin de artık aynı hissiyatla terör örgütüne seslerini yükseltmelerini istiyorum. Bugün artık Kürt kökenli annelerin de kadınların da erkeklerin de PKK terör örgütünün gerçek yüzünü görmelerini istiyor ve arzuluyorum. 'Çekin elinizi artık çocuklarımızın üzerinden' demelerini bekliyoruz.''

Başbakan Erdoğan, terör örgütünün 13 yaşındaki çocukların eline silah vererek, onları ölmeye ve öldürmeye gönderdiğini de belirterek, ''Kendi içinde alçakça, vahşice infazlar gerçekleştiren çocukların gözünün önünde anne öldüren, karnında bebeğiyle umut dolu anne katleden bir örgüt artık bu topraklardan silinip gitmek zorundadır. Bu topraklar anneliğin mübarek görüldüğü, kutsal görüldüğü topraklardır. Bu topraklar, kadını yüceltmiş, kadına en temel haklarını yüzyıllar öncesinde vermiş topraklardır. Bu topraklardan doğan medeniyet, öldürmeyi en büyük günah saymış, insanlık suçu saymış topraklardır. Bu toprakların kendine yakışanı yapacağına, fitneye, öldürmeye, teröre karşı artık tek yürek halinde dur diyeceğine gönülden inanıyorum'' dedi.

Erdoğan'dan muhalefete eleştiri

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Hükümetimiz, TBMM'miz, ilgili komisyonlarımız özellikle de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız yoğun bir gayret sarf ettiler ve 8 Mart'ta kadınlara son derece anlamlı bir hediye sunmak istediler. Ama gel gör ki bizde öyle bir muhalefet var ki öyle acımasız bir muhalefet var ki bizim bu hediyeyi size sunmamızı engellediler'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Artuklu Üniversitesiyle düzenlediği ''Büyüyen Türkiye, Güçlenen Kadınlar'' konulu programında yaptığı konuşmada, muhalefetin, Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Yasa Tasarısına karşı TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı muhalefeti eleştirdi.

8 Mart'ın Türkiye'nin kadınları için çok ayrı önemi olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

''8 Mart 2012, Türkiye'deki hanım kardeşlerimiz için adeta hafızalardan silinmeyecek bir dönüm noktası. Hükümetimiz, TBMM'miz, ilgili komisyonlarımız özellikle de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız yoğun bir gayret sarf ettiler ve 8 Mart'ta kadınlara son derece anlamlı bir hediye sunmak istediler ama gel gör ki bizde öyle bir muhalefet var ki, öyle acımasız bir muhalefet var ki bizim bu hediyeyi size sunmamızı engellediler. Fakat bu yasanın yarısı falan hemen hemen Meclis'ten geçti gibi. İnşallah bugün de çalışmalar yine devam ediyor, devam edecek. Evvel Allah, bugün biteceğine ben inanıyorum. Büyük ihtimalle önümüzdeki hafta içinde de Sayın Cumhurbaşkanımızın onayını alırız ve böylece Resmi Gazete'de yayınlanmak suretiyle yürürlüğe girer.''

-''Erkekler de mahrum olmasın''-

Başbakan Erdoğan, ''TBMM Genel Kurulu'nda dün görüşmelerine başlanan Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Yasa Tasarısıyla artık kadınlar için yeni bir süreç başlamış oldu. Bu kanunla şiddet, şiddete uğrayan ya da şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadın, çocuk ve aile bireyleri, yani erkekleri de kast ediyoruz tabii. Erkekler de mahrum olmasın, psikolojik baskıya onlar da uğramasın'' dedi.

Çocuk ve aile bireylerini koruma altına alacaklarını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Mağdurun can güvenliğinin sağlanması için koruma tedbiri hakim veya mülki amir tarafından alınacak. Gecikme olmaması için koruma tedbiri artık kolluk kuvvetleri tarafından da verilebilecek ya da şiddete uygulama ihtimali bulunanlar tedaviye sevk edilebilecek. Mağdurlara can güvenliğinin sağlanması yanında ekonomik ve adli destek verilecek. İhtiyaç olduğunda şiddet mağdurlarına barınma sağlanacak, evini, iş adresini değiştirmesi sağlanacak. Koruyucu tedbir kararlarının takibi teknik araç ve yöntemlerle yapılabilecek. Mağdurların nafakaları çok hızlı bir şekilde tahsil edilecek. Bu yasayla 7 gün 24 saat uzman personelin çalışacağı şiddet önleme ve izleme merkezleri kuruyoruz. Kadınlar için, şiddet mağdurları için son derece önemli, devrim niteliğindeki bu kanunun da hayırlı olmasını diliyorum.''

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Elbette kanun çıkarmakla meselenin çözülmeyeceğini biliyoruz. Şiddet başta olmak üzere kadınlar konusunda yaşanan sıkıntıların çözümü için en başta kafaların, bakış açılarının, zihinlerin değişmesi gerekiyor. Ülke olarak, toplum olarak geçtiğimiz 9 yılda bu konuda epeyce bir mesafe aldığımıza inanıyorum. Yasal düzenlemeleri, işte bu süreci sağlam bir zemine oturtarak kadınlarımızın toplumda hak ettikleri onurlu, hakkaniyetli konuma gelmelerine katkı sağlayacak araçlar olarak görüyoruz.''

Başbakan Erdoğan, sözlerini ''Mardinli kadınlarımızın yanı sıra Türkiye'deki ve dünyadaki tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutluyorum'' diyerek tamamladı.

Erdoğan: 4+4+4 tasarısı çıkacak

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''(4+4+4 yasa tasarısı) Engelleyemeyeceksiniz, bugün perşembe bu komisyon çalışacak, yarın cuma gene çalışacak, gerekirse cumartesi, pazar gene çalışacak, ama bu çıkacak'' dedi.

Erdoğan, Karayolları Şefliği önünde gerçekleştirilen toplu açılış töreninde, Dünya Kadınlar Günü'nü daha önceki yıllarda Uşak'ta, Antalya'da ve Hatay'da kutladıklarını anımsatarak, ''Bu yıl da medeniyet, hoşgörü, kardeşlik şehri Mardin'i seçtik ve Dünya Kadınlar Günü'nü Mardin'de kutluyoruz'' dedi.

''Mardin'den, Türkiye'deki tüm hanım kardeşlerimize, dünyanın tüm kadınlarına barış, dayanışma ve dostluk, kardeşlik mesajlarımızı ilettik'' diyen Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

''Burada, bu açılış törenlerine katılan Mardinli hanım kardeşlerimin de Dünya Kadınlar Günü'nü yürekten kutluyorum. Dünya Kadınlar Günü'nün Mardinli hanım kardeşlerimiz için umuda, refaha, barış ve huzura vesile olmasını diliyorum. Bugün Mardin'den, Türkiye'nin tüm kadınlarına da çok ama çok önemli iki müjdeyi açıkladık. Türkiye genelinde eşi vefat etmiş, ihtiyaç sahibi hanım kardeşlerimize, başvurmaları halinde, nisan ayından itibaren aylık 250 Türk Lirası ödeme yapacağız. Mardin'de böyle hanım kardeşlerimiz varsa Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına hemen müracaat etsinler analarının ak sütü gibi helal olsun. Bu bir iane değildir. Bunları sizin hakkınız olarak görüyoruz ve inanıyorum ki sizlerde bu noktada bu milletin evlatlarının vermiş olduğu vergilerden, sosyal dayanışma vakfımız vasıtasıyla sizlere ulaştıracağı ayda 250 lirayı gururla alacaksınız.''

-''Ne anneler ağladı, ne kızlarımız kapılardan geri döndürüldü''-

İkinci müjdenin de dün TBMM'de görüşülmeye başlanan ve kademeli eğitimi 12 yıla çıkaran yasa teklifi olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Dün TBMM'de görüşülmeye başlayan kanun tasarısı. Tabii bu kanun tasarısı ne yazık ki muhalefetin her zamanki oyunlarıyla hep engellenmeye çalışılıyor. Gururlanıyor, neymiş- 4+4+4 için komisyonda 12 saat konuşmuş. Kim- CHP'nin bir milletvekili, eğitim nedir diye sorsan haberi yok, ama 12 saat konuşma yapmış ve bununla gururlanıyorlar, 'bunu engelleyebilir miyiz, engelleyemeyiz mi' diye. Yahu engelleyemeyeceksiniz, engelleyemeyeceksiniz. Bak, bugün perşembe bu komisyon çalışacak, yarın cuma gene çalışacak, gerekirse cumartesi, pazar gene çalışacak, ama bu çıkacak. Niye- Çünkü bu millet yüzde 50 ile bir yetki verdi. Verdiği bu yetki işte bunları çözün diye, bunlar çözülecek. Şimdi birileri çıkıyor diyor ki 'yüzde 50 istediğimi yaparım anlamına gelmez' Doğru azınlıkların hukukunu da koruruz, ama çoğunluğu da azınlığa mahkum etmeyiz. Zira kusura bakmasınlar da yüzde 50'yi biz kalkıp da size de mahkum edecek değiliz.

Zira, bu dört, dört, dört bugünün işi değil yılların işi. Efendim, 40 yıl öncesinin hesaplaşması değil, biz hesaplaşmak için bu yolda değiliz. Alınan hakların geri iade edilmesidir bu, geri iade edilmesidir. Bunu farklı yerlere çekmenin de anlamı yok. Bunları geçen salı Meclis'te de söyledik. Tekrar üzerinde durmaya gerek yok. Bunun için ne anneler ağladı, ne kızlarımız kapılardan geri döndürüldü, şimdi işte bu haklar iade ediliyor, yapılan bu. Ben bunu nerede konuşuyorum, hoşgörünün beşiğinde konuşuyorum.''

-Şiddete uğramış kadınlara ve çocuklarına sıkı koruma-

Türkiye genelinde artık şiddete uğramış ya da şiddete uğrama ihtimali bulunan kadınların ve çocuklarının sıkı koruma altına alınacağını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Türkiye genelinde artık şiddete uğramış ya da şiddete uğrama ihtimali bulunan hanım kardeşlerimizi çocuklarımızı aile fertlerini çok sıkı bir koruma altın alıyoruz. Şiddet mağduru olanların barınma ihtiyaçlarını, ekonomik ihtiyaçlarını, sosyal güvencesi yoksa sağlık giderlerini devlet karşılayacak dedik, karşılıyoruz. Bundan sonra çok daha farklı şekilde karşılamaya devam edeceğiz. Şiddete uğrayan kadınlar için bugüne kadar 51 kadın konuk evini faaliyete geçirdik. Buna ne diyorlardı- Kadın sığınma evi... Dedim ki bu çok saçma bir şey, kadın sığıntı mı da sığınma evi olacak- O ismi değiştireceğiz. Ne olacak- Kadın konuk evi olacak. Kadınımıza değer vermek bu levhalardan başlıyor. Buradan başlatacağız. Bu yeni düzenlemelerin aziz milletimize, özellikle de hanım kardeşlerimize hayırlı olmasını diliyorum. Şiddete uğrayan kadınlar için 51 kadın konuk evini faaliyete getirdik.''

-''Milli birlik ve kardeşlik sürecini sonuna kadar sürdüreceğiz''-

Başbakan Erdoğan, kadınların yoksulluğunun, gözyaşının, çaresizliğinin istismar edilmesi ve yaşanan acılara son verilmesinin mücadelesini verdiklerini belirterek, ''Bu uğurda ne gerekiyorsa onu yapacağız. Bu ülkede terörün yol açtığı, terörün istismar ettiği, yoksulluğun yol açtığı acıların dindirilmesi için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Samimiyetle başlattığımız milli birlik ve kardeşlik sürecini samimiyetle, kararlıklıkla sonuna kadar sürdüreceğiz'' diye konuştu.

-''Uludere'nin acısı, bizim acımızdır''-

''Uludere'nin acısı, bizim acımızdır. Uludere'de kaybedilen canlar şüphesiz ki bizim canlarımızdır'' diyen Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu.

''Biz bu meseleyi gerek askeri yargı, gerek sivil yargı sonuna kadar takip ediyoruz, edeceğiz. Bu meselenin (Uludere olayının) istismar edilmesine, siyasi bir malzeme olarak kullanılmasına, siyasi vampirler tarafından fırsat gibi görülmesine müsaade etmeyeceğiz. Biz ölenlerin üzerinden, ölenlerin etnik kimliğine, yaptıkları işe, inançlarına, mezheplerine bakmayız. Bu ülkenin her bir vatandaşı bizim nazarımızda birdir, birinci sınıf vatandaştır. 75 milyonun bizim samimiyetimizden emin olmasını istiyorum. Mardin'in, Mardinli kardeşlerimin bizim samimiyetimizden hasbiliğimizden emin olmasını diliyorum. Bizler birbirimize inanırsak, birbirimize güvenirsek bizim aşamayacağımız hiçbir engel yok. Allah'ın izniyle, sizlerin desteğiyle ve hayır duasıyla 9 yılda çok önemli işler başardık, önemli adımlar attık, aynı kararlılıkla devam edecek, bölgenin vatandaşlarımın sorunlarını hepsinin sorunlarını, ister Zaza olsun, ister Türk olsun, ister Kürt olsun hepsinin sorunlarını çözdük, çözüyoruz, çözeceğiz.''

-Mardin Artuklu Üniversitesi-

Başbakan Erdoğan, Mardin'e Artuklu Üniversitesinin kurulduğunu hatırlatarak, şu anda 3 bin 200 öğrencisi ve 200 akademisyeni ile üniversitenin bölgenin parlayan bir yıldızı haline geldiğini vurguladı.

Erdoğan, meslek okullarının kurulduğunu ve ağırlığın bu okullara verileceğini, endüstri meslek liseleri, bilişim teknolojisi okulları, motor meslek liseleri ve imam hatip okullarının artırılacağını, fen liseleri ile anadolu liseleri üzerinde çalıştıklarını belirterek, ''Meselenin çözümü için ne gerekiyorsa bunu yapacağız, ama sizin de destek olmanızı, sizin de daha güçlü şekilde destek vermenizi istiyorum. Artık inşallah meslek okulu mezunlarının önündeki engel de kalktı ve böylece oralardan mezun olan kardeşlerimiz, yavrularımız da istedikleri okullara gidebilecekler'' diye konuştu.

Mardinli anne ve babalara da seslenen Başbakan Erdoğan, ''Ne olur artık çocuklarımıza sahip çıkalım. Artık çocukların 13 yaşında, 14 yaşında dağa çıkartılmasına, istismar edilmesine, birer kardeş katili haline getirilmesine karşı çıkalım. Anneler size sesleniyorum, babalara sesleniyorum; çocuklarınızın dağa gitmesine engel olun, bu okulları, bu üniversiteyi, bu eğitim yuvalarını çocuklarımız için bir fırsata dönüştürelim. Çocuklarımızın 13, 15 yaşında dağda katledilmesine seyirci kalmayalım'' dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber