CHP, 4+4+4'e neden bu kadar tepkili?/ Video

Haber Giriş : 15 Mart 2012 10:53, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Ak Parti hükümeti 9. senesine girerken devrim niteliğinde birçok yasayı sosyal hayatımıza sokmuş durumda. Tüm bu süreçte muhalefetin gerek sert çıkışları, gerek burun bükerek geçmesine izin vermek zorunda kaldığı yasalar, ülkeyi bir Ak Parti devleti haline getirmiş durumda. Gücünü halktan alan bir parti için de bu doğal bir sonuç tabiî ki.

Henüz yakın zamanda, ?meclis iç tüzüğü ile ilgili? konuşma sürelerin kısaltılması vs gibi bir yasa teklifi ile meclise gelen hükümetin, özellikle CHP'nin kürsü işgali gibi sert tepkisi ile karşılaşmış daha fazla durumu tırmandırmamak adına yasayı geri çekmişti.

Henüz bu olay yeni soğumaya başlamıştı ki: Hükümet 25 maddelik ?eğitim reformu? denilecek bir yasa paketini ülke gündemine getirdi. Bilindiği üzere Meclis Alt Komisyonunda bu paketin %60 kadarı muhalefetin tepkileri üzerine değiştirildi.

Pekâlâ, tüm bu duruma rağmen, ?muhalefet neden dozajı daha da artırarak bu paketin geçmesini istemiyor.??

İstemiyor; çünkü biliyor ki, asıl 25 maddelik paketin omurgasını 4+4+4 oluşturuyor. Ve hükümet tabiri caizse muhalefete diğer yasalarda onların istekleri doğrultusunda düzenlemeler yaparak 4+4+4'ü dokunulmazlık altına almaya çalışıyor. Görüldüğü o ki muhalefet, hükümetin göğsünden indirmediği 4+4+4'ün peşinde!

Pekâlâ, neden özellikle CHP, AKP hükümetleri dönemindeki en sert muhalefetini bu maddeler üzerinde gösteriyor? Neden canhıraş bir tartışmaya durumu sürüklüyor?

Bunun cevabını aslında muhalefet biliyor. Fakat bildiği şey sadece şimdilik sezdiği?

AKP bu yasa ile aslında Laik düzenin, Onu destekleyen Kemalist sistemin lokomotifine tornavida sokuyor?

Çünkü hâlihazırda ki bu sistemde çocuklar, ?resmi ideolojik eğitimin? dışında herhangi bir eğitim almamış oluyorlar. Ve yaşlarının en verimli çağlarında zihinlerini bu sistemin harmanı ile yoğuruyorlar. Bütün fıtri melekelerinin oturduğu, akli karar mekanizmalarının yönelişe geçtiği bu süreçte, 8 yıllık kesintisiz eğitim; tamamen fikri olmasa da belki sonuçsal olarak çocukların hayatlarına ipotek koymuş oluyor.

Pekâlâ, duygudaşlık yapmaya çalışırsak: Hükümet bu 4+4+4 ile neyi amaçlıyor?

Malum ki dindar bir neslin yetişmesini isteyen bir başbakan; sadece istemek fiili ile yetinmeyeceği aşikâr. Ülkemizde zaten gerek birinci dereceden gerek ikinci dereceden olsun bütüne yakın dini hassasiyetlerin olduğu aşikâr. Fakat çok büyük bir güruh var ki İslami eğitim noktasında milli eğitimin dayatmalı eğitim modelinden dolayı çocuklarına istedikleri eğitimi aldıramıyorlar.

Bu söylediğimiz kesim, çocuğunun hem hafız hem de alet ilimleri dediğimiz ilimleri okumasını, bunun yanında çağın gereksinimi olan eğitimi almasını istiyor. Fakat bu hali ile sadece tek nokta odaklı bir eğitim aldıklarını düşünüyorlar. Bu da belirttiğimiz noktada, hassasiyeti olan aileleri çıkmaza ve tek yönlü tercih yapmaya zorluyor. Bu durumda aile çocuğu ile ilgili yaptığı tercihte, iki durumundan birini seçmeye mahrum kalıyor.

Ya sistemin dayattığı eğitim modeli, ya da inançları noktasında kendisine ?meleki olarak? kazanmak istediği ?Batıni? mana da ki eğitimi tercih etmek durumunda kalıyor. Açık öğretim sistemi bu iki arafta kalanlar için kısmen de olsa çözüm olabiliyor. Ama asıl ?dindar gençlik? modeli için yeteri kadar çözüm değil.

Çünkü 4+4+4 sistemi dini hassasiyeti olan aileler için şu şekilde değerlendirilecektir. Öncelikle çocuğu 4. sınıfa kadar tüm temel bilgilerini alacak. Daha sonra ailesi çocuğun hafızlık ya da alet ilimleri öğrenmesi için birkaç seneliğine milli eğitimine ara verecek. Böylelikle aklın en verimli çağında çocuğunu dini bilgilerden nasiplendirecek. Ve kişiliğinin oluştuğu bu süreçte aldığı dini eğitim daha sonra ikinci dörtte aldığı eğitim ile harmanlayıp, gerektiğinde analiz edip kendi bilgisi ile uyumlu olanları alacak ve kendisine lazım olmayan bilgiyi de dışlayacaktır.

Şu an her eğitim öğretim döneminin ardından yaz tatillerinde çocuğunu kuran kurslarına, özel dini eğitim seminerlerine gönderen aile, artık böyle bir cerbezenin içine girmekten de kendini kurtarmış olacaktır. Çünkü çocuğunu istediği bir eğitim modeli ile yetiştirmiş olacaktır. Bu eğitim de dini kaynaklardan beslenen bir eğitim modeli olduğu için; bu yetişen nesil, onlar yıl sonra bu ülkenin ana damarı haline gelecekler. Cumhuriyetin en önemli kazanımı diye adlandırılan şu an ki sistem de sakıt olmuş olacaktır. Sessiz devrim de böylelikle gerçekleşmiş olacaktır.

Bu durumun bir sonucu olarak ?dindar gençlik? modeli yaklaşık bir 20 yıl sonra Türkiye'nin yeni yüzü haline gelecektir.

Tüm bu duruma karşı ise sol, herhangi bir argüman geliştiremeyecektir...

İşte bu yüzden eğer ki bu 4+4+4 yasalaşırsa, kurucusu olduğu bu devleti ve yasalarını kendi parti anlayışı ile meydana getiren CHP, tüm bu duruma seyirci kalmış olacaktır. İçi boşalan laikliğe bile dokunulmadan, İslam ahlaklı bir ?ahlak devrimi? bu ülkede meydana gelecektir.

Yalnız, dediğimiz gibi, bu bir siyasi devrim değil; ?ahlaki devrim? olacaktır. Buna ise kanımca, ilahi güç engel olmadığı sürece kimsenin engel olması mümkün değildir.

CHP tüm bu durumu seziyor ki, bu denli tepkiler veriyor. Hatta ki davasının müdavimi olduğunu iddia eden CHP, bu yasaya karşı az bile yapıyor: Sokaklara dökülüp, ?cumhuriyet elden gidiyor? nidaları atıp, kendi seçmenini hatta ki diğer bu hassasiyette ya da yaygarada olan seçmenlerin duygularını kabartıp sokak isyanı çıkarması gerekir.

Pekâlâ, bunu yaparsa ne olur? Ne mi olur! Siyaset sahnesinde zorba, demokrasi düşmanı, eski CHP olur. Pekala bunu yapmasa ne olur? Şu an bir şey olmaz ama şu an ki CHP yi yönetenler 20 yıl sonra solcuların şeytan diye taşladıkları ilk kişiler olurlar; vesselam?

İbrahim Arpacı/ Haber10.com

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber