Bayar'ın torunu: Ahmet Er 'affedilmez bir suça ortak olduk' diyebilir

Celal Bayar'ın torunu Prof. Dr. Emine Gürsoy Naskali, eski Milli Birlik Komitesi (MBK) Üyesi Ahmet Er'in 27 Mayıs darbesinin sorgulanması gerektiği yönündeki sözlerini olumlu karşıladığını söyledi.

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 19 Mayıs 2012 12:13, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Prof. Dr. Emine Gürsoy Naskali, eski MBK Üyesi Ahmet Er'in 27 Mayıs'la ilgili sözlerini Cihan Haber Ajansı'na değerlendirdi. Ahmet Er'in sözlerini hatırlatan Naskali, "Eski Milli Birlikçi Ahmet Er, 27 Mayıs darbesinin -geç kalınmış olsa da- sorgulanması gerektiğini, ifade vermeye hazır olduğunu, 27 Mayıs darbesinde CHP'nin rolü olduğunu, 27 Mayıs darbesine CHP zulmünü önlemek için girdiğini açıklamış. 27 Mayıs darbesinde İnönü ve CHP'nin azmettirici rolü bizce malum bir şeydir; şimdi bunu bizatihi bir darbeci söylüyor. Ancak, şunu da hatırlatmak isterim; darbe kadrosunda yer almak -sebebini nasıl açıklarsa açıklasın- bir suçtur. Bana sorarsanız, Türkeş, Ahmet Er ve bir iki isim daha 'tren kalkıyor, biz de atlayalım bu ikbal trenine' demişler. CHP zulmünü önleme sözleri işin mazereti." diye konuştu.

MBK'dan 14'lerin iktidar çekişmesi nedeniyle tasfiye edildiğini söyleyen Naskali, "Yassıada şenaatinin kurgulandığı, Yassıada'dan idam kararlarının çıkmasını temin eden düzenlemelerin yapıldığı sırada ve darbe güdümündeki Yassıada'da 100 küsur idam talebinin okunduğu tarihte kendisi de Türkeş de MBK'nın içinde yer alıyordu. DP iktidarını darağacının dibine götürüp ondan sonra da 'ben idamlara karşıydım, Hindistan'dan mektup bile yazdım' demek doğrusu ilginç bir kavrayış. Karşı olman gereken şey; darbedir, yani hakkın olmayan bir şeye el uzatmak. Bunu idrak etmek lazım." ifadelerini kullandı.

"Ahmet Er, nedamete yaklaşmış ama 27 Mayıs darbesiyle yüzleşmek istiyorsa bir iki cesur adım daha atması lazım." diyen Naskali, sözlerini şöyle sürdürdü: "Cesur adım atmakla şunu kastediyorum; Ahmet Er açık ve seçik biçimde şunu demelidir; 'Türk milletini barıştırmak, kültüre ayar vermek, ekonomiyi düzeltmek askerin vazifesi değildir: İktidarı gasp etmekle biz suç işledik. Ordunun meşru iktidarı gasp etmesi, siyasete karışması, bir partiyi yargılaması suçtur, biz bunu idrakten yoksunduk. Affedilmez bir suça ortak olduk. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir desturunu kavrayamamışız.' Bu sözler bir örnek teşkil eder."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber