Mesut Yılmaz'ın yargılanmasına devam ediliyor

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 14 Haziran 2005 14:35, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Türkbank ihalesine fesat karıştırdıkları" iddiasıyla eski Başbakan Mesut Yılmaz ve Devlet eski Bakanı Güneş Taner'in Yüce Divan'da yargılanmalarına devam ediliyor.
Anayasa Mahkemesi'nin Yüce Divan sıfatıyla yaptığı yargılamanın bugünkü duruşmasına, sanık Yılmaz, sanık avukatlarıyla müdahil Türkbank Vakfı avukatları katılırken, duruşmalardan vareste tutulan Taner katılmadı. Mahkeme Başkanı Mustafa Bumin'in izinde olması nedeniyle, duruşmaya Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim Kılıç başkanlık ediyor. Kılıç duruşmada, MİT'ten gelen yazıyı okudu. MİT'in mahkemeye gönderdiği yazıda, daha önce Yüce Divan'a gönderilen bilgi ve belgelerin dışında bilgi bulunmadığını belirttiğini söyleyen Kılıç, gelen yazıda ayrıca Yiğit-Çakıçı arasındaki ilişkinin, dönemin Başbakanı'nın istemi üzerine Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığa şifayen iletildiğinin aktarıldığını ifade etti.

Duruşmanın sabahki bölümünde, Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin tanık olarak dinlendi. Ergin, mevcut siyasilerin dokunulmazlıklardan yararlanarak yargılanmamasına atıfta bulunarak, "Hükümet içindeki bakanlar ve milletvekilleri dokunulmazlıklardan yararlanarak yargılanmazken, bir eski başbakan hakkında ifade vermek gazeteci olarak beni rahatsız ediyor. Sadece eski siyasilerin yargılanmasıyla gerçeğin bir bölümü aydınlanıyor. Bugün soruşturmalarla, fezlekelerle gündeme gelenler yargılanmıyor. Bu olay güneş tutulmasına benziyor" dedi.

Türkbank ihalesiyle ilgili bildiği her şeyi, o dönemde Hürriyet Gazetesi'ndeki köşesinde yazdığını hatırlatan Ergin, bu olayı ortaya çıkaran gazetecilerden biri olduğunu söyledi. "Bildiğim her şey gazete arşivlerinde duruyor" diyen Ergin, o dönemde Yiğit-Çakıcı ilişkisi olduğu kanaatinin yaygın olduğunu söyledi. Ergin, "Yiğit'in yeraltı dünyasındaki ilişkilerinden dolayı ihaleye girmemesi gerekiyordu. Ben de Yiğit'in ihaleye girmesi konusunda yaşanan çelişkileri yazılarımda anlattım" şeklinde konuştu.
Mahkeme Başkanı Kılıç, Ergin'e, Yiğit ile 1 Temmuz 1998 yılında yaptığı görüşmede neler konuştuğu sorusunu yöneltti. Ergin, Haziran ortalarında Yiğit'in kendisini aradığını, Ankara'ya geleceğini ve sabah kahvaltısında buluşmak istediğini söylediğini belirtti. Sheraton Otel'de Yiğit'le biraraya geldiğini kaydeden Ergin, "Korkmaz Yiğit bana iş teklifinde bulundu. O dönemde E TV'yi satın almıştı. Bana Türk medyasının en büyük patronu olacağımı söyledi. Bana, "Bu medya grubunun başına geçmek ister misin, ismini çok duydum ve bu grubun başına geçmeni istiyorum' dedi. Ben de işimden memnun olduğumu belirterek, kendisine teşekkür ettim. Görüşmede Yiğit bana dönemin Başbakanı Yılmaz ile Meclis'te görüştüğünü ve Yılmaz'ın ihaleye katılmaması yönünde engel olmadığını anlattığını söyledi. Yiğit çok mutluydu. Ayrılırken en son bana 'Beni izlemeye devam edin' dedi. Yiğit'in Çakıcı ile ilişkisi bulunuyordu. Bir gazeteci olarak yeraltı dünyasıyla ilişkisi bulunan birinin ihaleye girmesini çelişki olarak gördüm" açıklamasında bulundu.

YİĞİT-ÇAKICI İLİŞKİSİ
Duruşmada söz alan sanık Yılmaz, o dönemde konuyu yakından takip eden gazetecilerin duruşmaları yakından izlememelerini yadırgadığını ifade etti. Yılmaz, "Eğer o dönemde bu konuyu yakından takip eden gazeteciler bugün yapılan duruşmaları izleselerdi çelişki olmadığını göreceklerdi" şeklinde konuştu. Yılmaz, önceki duruşmalarda söylediğini tekrarlayarak Yiğit'in Çakıcı ile ilişkisi olduğuna dair bilgi notunun kendisine ulaşmadığını ifade etti. Bu konuda emniyette de delil olmadığını vurgulayan Yılmaz, kendisine sadece bilgi notu geldiğini, bu notta da Yiğit-Çakıcı ikilisinin Türkbank ihalesine yönelik girişimlerine ilişkin bilgi bulunmadığını belirtti. Yılmaz, "Gazeteciler Yiğit-Çakıcı ilişkisini bildiklerini zannediyorlar ve bunu da çelişki olarak nitelendiriyorlar. Gazeteciler mesleki duyumlarla hareket ederler ama ben hukukla hareket ederim. Aramızdaki çelişki budur" değerlendirmesini yaptı.

Yılmaz'ın açıklamaları üzerine tekrar konuşan Ergin, "Ben yazdıklarımın arkasındayım. Bunları yazarken de sadece duyumlarla yazmadım. Ben siyasilerin, başbakanların açıklamalarını dosyalarım. Aradaki çelişkileri bu açıklamalara bakarak yaparım. Gazeteci olarak şüpheci olmak durumundayım" şeklinde konuştu.

Duruşmada Yılmaz'ın avukatı Uğur Alacakaptan ile Ergin arasında kısa süreli bir gerginlik yaşandı. Alacakaptan sorularıyla Ergin'in üzerine gidince Ergin, "O zaman ben de şunu açıklayacağım" diyerek dönemin Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan ile Yiğit'in görüşmesini anlattı. DSP'nin ihaleyle ilgili kokular aldığını ve dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in talimatıyla Özkan'ın Yiğit'le görüşerek Türkbank ihalesinden çekilmesini istediğini söyleyen Ergin, Yiğit'in aynı akşam Yılmaz'la biraraya geldiğini hatırlattı. Ergin, "Korkmaz Yiğit'in aynı gün Mesut Yılmaz'la görüşmüş olması bence bir diyaloğun varolduğuna dair önemli bir işareti gösteriyor" dedi.

Ergin'in bu açıklamaları üzerine tekrar söz alan Yılmaz, o gün Rekabet Kurumu'nun bir resepsiyonu olduğunu ve resepsiyonda Yiğit'in, yanına geldiğini söyleyerek, "Ben resepsiyonda 5 dakika kaldım. Korkmaz Yiğit'le sadece 30 saniye görüştük. Yiğit bu görüşmemizde sadece bana bu konudan yakındı. Ancak bu konuda hükümet ortağımızla görüş ayrılığımız olmamıştır" diye konuştu.

Duruşmanın açık oturum havasında geçtiğini söyleyen Taner'in avukatı Mehmet Metin, mahkeme heyetine sitemde bulundu. Metin'in bu sözlerine Mahkeme Başkanı Kılıç cevap verdi. Savunma hakkının kısıtlanmadan söz hakkı verilmesinin farklı yorumlanmaması gerektiğini kaydeden Kılıç, "Taraflar olabildiğince özgür bir ortamda kendilerini ifade ediyor" açıklamasında bulundu.

Bunun üzerine tekrar söz alan Metin, "Bugünkü tanıkların neden dinlendiğini anlamış değilim. Sayın gazeteciler düşüncelerini o dönemde köşelerinde özgürce yayınladılar" dedi. Metin bu nedenle bugünkü tanıklara sorularının olmayacağını kaydetti. Sanık avukatları, Ergin'in ifadesinde kanaatlerini dile getirdiğini belirterek Ergin'in kanaat şeklinde yaptığı açıklamalara katılmadıklarını söyledi. Kılınç, "Kanaat olan söylemleri heyet olarak muhakkak değerlendireceğiz" şeklinde sözlerini tamamladı.
Duruşmaya öğleden sonra devam edilecek.

Öte yandan duruşmada yeni Ceza Muhakemesi Kanunu usulleri uygulanıyor. Duruşmada sanık avukatları tanıklara doğrudan soru sorabiliyor. Duruşma öncesinde Mahkeme Başkanı'nın izniyle görüntü ve fotoğraf alınmasına izin veriliyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber