Erdoğan: 2005 yılında verdiğim sözün arkasındayım

Diyarbakır'da partisinin ilk kongresine katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2005 yılında verdiği sözün arkasında olduğunu söyledi.

Kaynak : DHA
Haber Giriş : 02 Haziran 2012 19:42, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Diyarbakır'da partisinin ilk kongresine katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2005 yılında verdiği sözün arkasında olduğunu söyledi. Erdoğan, Diyarbakır'ın Benusen Mahallesi neyse Kasımpaşa'nın da o olduğunu belirterek, "Ben ne kadar Rizeliysem o kadar Batmanlı, Diyarbakırlı, Siirtli, Şırnaklıyım. Ben 2001'de neredeysem bugünde aynı yerdeyim. Bir yıl önce Diyarbakır mitingimizde Selahattini Eyyübi'nin vasiyetini anlattım. Dicle Nehri'nin kenarında kaybolan bir koyunun hesabı bizim sorumluluğumuzdadır. Bizim siyasetimizde söz senettir. 2005'de Diyarbakır'da ne dediysek bire bir arkasındayız" dedi.

Başbakan Erdoğan'ın gelişi nedeniyle kentte sıkı güvenlik önlemleri alındı. Havaalanından ayrılan ilk araç konvoyu içinde olduğu tahmin edilen Başbakan Erdoğan'ın bir süre sonra bu konvoyda olmadığı belirlendi. Başbakan ilk konvoyun andından 10 dakika sonra başka bir konvoyla havaalanından kongrenin yapılacağı salona gitti. Seyrantepe Spor Salonu'na girenler tek tek aranırken, gazetecilerin de üzerlerindeki kalem ve çakmaklar toplandı. Gazetecilerin itirazı üzerine kalemleri iade edildi.

Başbakan Erdoğan'ın gelişinin gecikmesi 6 bin kişilik salonu dolduran partililere Diyarbakırlı mahalli sanatçı İbrahim Macit ve saz arkadaşları mini bir konser verdi. Salondaki partililere de lahmacun, ayran ve limonata ikram edildi.

"TÜRKİYE'Yİ DAHA FAZLA ÖZGÜRLEŞTİRDİK"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasına Diyarbakır'ın sadece partilerinin kurulduğu andan itibaren değil, kurulmadan önce kendilerini bağrına bastığını ve Ak Parti'ye kucağını açtığını söyledi. Erdoğan, şöyle dedi:

"Diyarbakır bizim önümüze kırmızı çizgiler koydu. Etnik milliyetçilik, dinsel milliyetçilik, bölgesel milliyetçilik yapmayacaksın dedi. Diyarbakır bizim önümüze kardeşlik hukukunu yüceltmeyi bir ve beraber olmayı önümüze koydu. Kimseyi dışlamayacaksın, zulüm yapmayacaksın her zaman kardeşliği bütünlüğü sağlayacaksın dedi. Diyarbakır önümüze ileri demokrasiyi hukukun üstünlüğünü koydu. Hak ve özgürlüğü geliştireceksin dedi. Diyarbakır önümüze adaleti, kalkınmayı koydu. Onun için Adalet ve Kalkınma Partisi olduk. Diyarbakır halkından aldığımız ilhamla Diyarbakır halkının mert fedakar insanlardan aldığımız mesajlarla yola koyulduk. Türkiye'yi daha fazla özgürleştirdik daha fazla kalkındırdık. Biz hiçbir zaman Diyarbakır halkının hissiyatını fikirlerini aklımızdan çıkarmadık. İlk günden itibaren bize kucak açan Diyarbakır bizi hiç yalnız bırakmadı, mahcup etmedi."

"TERÖR ÖRGÜTÜ, MAFYA, DARBECİLER"

Millet iradesine kasteden odakların Ak Partiyi hedef aldığı görüşünü savunan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türlü oyunlarla saf dışı bırakmaya çalıştılar. Terör örgütleri mafya, darbeciler sadece Ak Parti'yi değil milletin iradesini Türkiye'nin birliğini kardeşliğini hedef aldılar. Türlü türlü oyunlar saldırılar düzenlediler. Çok şükür milletimizin desteği ile tüm girişimleri akamete uğrattık. Ak Parti'ye karşı hasmane duygu içerisine giren çevreler, karşısındakini düşman zanneden zihniyet Ak Parti de faaliyet gösteren Kürt kardeşlerimize olmadık zulümler yaptılar. Diyarbakır teşkilatı zor şartlar altında çalıştı. 4 gün önce il başkanlığımızın önünde ses bombaları patlattılar. İl, ilçe başkanlıklarımız seçim bürolarımız defalarca saldırıya uğradı. Teşkilatımızın mensupları, yakınları kaçırıldı. Milletvekillerimiz tehdit edildi. 13 Mayıs'ta Kulp ilçe başkanımız Veysel Çelik, terör örgütü tarafından kaçırıldı. Ak Parti çatısı altında memleketine hizmet etmek dışında amacı olmayan kardeşlerimizin öldürülmesi kaçırılması mücadele azmimizi daha da perçinleyecek. Bu teşkilat tehditlerin hiçbirine boyun eğemeyecek. Ne terör örgütünün kanlı eylemleri ne de onun siyasi uzantılarının tehdit ve hakaretleri kucaklaşmamızı engelleyebilir."

"SİMSARLARLA DEĞİL, KARDEŞLERİMLE KONUŞMAYA GELDİM"

Halka ilişki kurmak için aracılara ihtiyaçları olmadığını, medya üzerinden iletişim kuranlardan olmadıklarını söyleyen Erdoğan, "Bizim ilişkimiz uzaktan kumandayla talimatlarla belirlenmiyor. Bizim sevgimiz siyasetten, particilikten örgütçülükte gelmiyor. Biz birbirimizi Allah için seviyoruz. Türkçe de konuşsak, Kürtçe de konuşsak, Zazaca da konuşsak, biz aynı toprakların dilini konuşuyoruz. Gönül diliyle muhabbet ediyor. Kalp diliyle iletişim kuruyoruz" dedi. Diyarbakır'la aralarına kimsenin giremeyeceğini kaydeden Erdoğan, şöyle dedi:

"Birileri çıkmış 'Diyarbakır'dan başbakanın beklentisi yoktur' diyor. Amed'e gitmesin. Kürtler sokağa çıkmasın diyor. Sen kimsin, ne demek ya. Kim oluyorsun. Ben buraya kardeşlerimle kucaklaşmaya geldim. Ben simsarlarla değil, aracısız kardeşlerimle konuşmaya geldim. Dün çıkmış diyor ki bir tanesi adeta tehdit edercesine '0Ak Partinin kongresine kimse gitmesin.' Siz burada yapılacak olan demokratik bir kongreden neden bu kadar çok korkuyorsunuz? Hani siz özgürlükten, demokrasiden yanaydınız. Niye bu kadar korkuyorsunuz. Siz düşünceden neden bu kadar korkuyorsunuz? İşte bunların söyleyecek sözü yok, onun için şiddeti özendiriyorlar. Bunlar kendileri üretmez, kendileri hizmet etmez. Üreteni de engelleyeme çalışırlar. Dikkat edin bunlar şu anda hedef olarak sadece Ak Parti'yi görüyorlar. Çünkü Ak Parti çözüyor. Çözüm üretiyor. Ak Parti çözüm ürettiği için saldırıyorlar. Gönül diliyle konuştuğum için bunlar milletin Başbakanla kucaklaşmasını önlemeye çalışıyor. Biz sizlerle her fırsatta konuşuyoruz. Konuşmaya devam ediyoruz. Biz birbirimize inanacağız. Kulaklarımızdan gözlerimizden de öte birbirimizle yürekle kalple gönülle iletişim kuracağız."

"2005'DE VERDİĞİM SÖZÜN ARKASINDAYIM"

Başbakan Erdoğan, Diyarbakır'ın Benusen Mahallesi neyse Kasımpaşa'nın da o olduğunu belirterek, "Ben ne kadar Rizeliysem o kadar Batmanlı, Diyarbakırlı, Siirtli, Şırnaklıyım. Ben 2001'de neredeysem bugünde aynı yerdeyim. Bir yıl önce Diyarbakır mitingimizde Selahattin Eyübü'nin vasiyetini anlattım. Dicle Nehri'nin kenarında kaybolan bir koyunun hesabı bizim sorumluluğumuzdadır. Bizim siyasetimizde söz senettir. 2005'de Diyarbakır'da ne dediysek birebir arkasındayız" dedi.

Başbakan Erdoğan, 9.5 yıldır Kürt meselesinin, Güneydoğu meselesinin terör meselesini çözmek için attıkları adımlarda çok büyük engellerle karşılaştıklarını söyledi. BDP'yi eleştiren Erdoğan, "Benim Kürt kökenli vatandaşlarımın hakkını savunduğunu iddia eden bir parti var biliyorsunuz. Anayasa paketini hazırlarken Meclis'te sürekli oylamalardan kaçtı. Meclis'te durmadı. Her zaman dediler ki partiler devamlı kapatılıyor. Bizde partilerin kapatılmasını engelleyecek bir hamlede bulunduk, bu parti Meclis'i terk etti gitti. Meclisi terk etmeselerdi şu anda Türkiye'de partilerin kapatılması asla bir daha olmayacaktı. Şimdi sıkılmadan diyorlar ki 'Partimiz kapatılacak.' Zaten partilerin kapatılmasını engelleyecek anayasal düzenlemene Meclisi terk eden değimliydiniz. Bunlar dürüst değil, samimi değil. CHP'nin, BDP'den farkı var mı? Onlarda aynı şekilde adımların atılmaması için aynı oyunu oynadılar" dedi.

KANDAN SİYASET DEVRİŞENLER VAR

Başbakan Erdoğan, terör örgütünün Kürs sorunu çözümlenmesin diye şiddeti tırmandırdığını çok iyi bilindiğini belirterek, Ak Parti teşkilatlarına saldırdıklarını söyledi. Erdoğan, şöyle dedi:

"Bir de sizin görmedikleriniz var. Sizlere farklı anlatılanlar var. Bu kanlı meselenin içinde sadece terör örgütü yok. Bu meselenin içinde kandan siyaset devşirenler var. Bu meselenin içinde Türkiye'nin büyümesinden rahatsız olan ülkeler var. Biz çözüm, onlar çözümsüzlük için o kadar mücadele veriyor. Yeter ki siz bugün olduğu gibi yanımızda olun. Onları boşa çıkaracağız. Sizler birliğin bütünleşmenin temsilcisiniz. Sizin kitabınızda ayrılık bölücülük yok. Türkiye'nin tamamında var olamayan milletin genel desteğini alamayan hiçbir hareket başarılı olamaz. Korkudan şiddetten terörden medet umanlar hiçbir zaman milletin güvenini kazanamaz. Etnik milliyetçilik çizgisinde yürüyenler hiçbir zaman benim Kürt kökenli kardeşlerimizi temsil edemezler. Türkiye'de terör sorunu var. PKK sorunu var. Kürt kökenli kardeşlerimin nezdinde birinci parti Ak Parti'dir. Çünkü biz kardeşlerimizi seviyoruz. Kardeşlerimiz de bizi seviyor. Olay budur. Çözüm için yüreğimizi kalbimizi koyduk. Biz demokratikleşme mücadelesinde hep yalnız kaldık. Hep kösteklendik. Engellendik. Sadece Kürtlük üzerinde siyaset yapanlar biz Kürt kardeşim için Kürtçe tv kurarken, onlar dudak büktüler. Yapamazlar dediler. Yaptık mı? Biz üniversitelerde Kürtçe enstitüler kurarken alay ettiler. Kürtçenin öğretilmesine alaycı nazarla baktılar. Tarihi adımlar atarken ya yok saydılar, ya küçümsediler ya da engellemek için ellerinden geleni yaptılar. Biz vesayetçilerle çetelerle uğraşırken avuçlarını oğuşturdular. Anneler cezaevinde Kürtçe konuşamazken onun önünü açan ben oldum. Bugüne kadar gelenler bunu niye yapmadı. Biz statükoyu yıkarken, inkarcı anlayışı yıkarken onlar dönüp bize düşmanlık yaptılar. Hani siz Kürtleri düşünüyordunuz. Bugün ne yaptınız. Hangi adımları attınız. Atılan hangi adıma destek oldunuz. Tek bildikleri istismar tehdit ve hakaret"

HERŞEYİ ÇÖZDÜĞÜMÜZÜ İDDİA ETMİYORUZ

Erdoğan, Kürt sorununda Cumhuriyet tarihinde en büyük kazanımları Ak Parti'nin hayata geçirdiğini söyleyerek "Tek başına yapmıştır. Terör şebekeleri, darbecilere ırkçılara rağmen yapmıştır" dedi. Her şeyi çözdüklerini iddia etmediklerini eksikliklerin farkında olduklarını anlatan Erdoğan, "Türkiye'nin sorunları var. Türk, Kürt, Boşnak, Laz'ın hepsinin kendine göre sorunları var. Hepsini biliyor bunları tek tek çözüyoruz. Asla bu sorunları inkar etmedik. Güneydoğu ve doğuya eski rakamla 25 katrilyon (milyar) yatırım yapıldı. Bu terör örgütü yatırımlarımızı yaparken müteahhit firmaların iş makinalarını yaktılar. Biz yenilerini getirdik. Onlar tahrip ettiler. Hastaneye, okula karşı çıktı biz daha fazlasını yaptık. Yolları kapattılar, kestiler, biz yollar inşa ettik" diye konuştu.

BDP, BÖLGENİN CHP'Sİ

Başbakan Erdoğan, hem BDP hem de CHP'yi sert dille eleştirirken şöyle dedi:

"Diyarbakırlı kardeşlerimize müjde getiriyoruz. Biz görevimizin gereğini yapıyoruz. Onlar çözümü engellemek için daha fazla şiddet, biz daha fazla demokratik reform yaptık. Onlar şiddeti tırmandırdılar, biz hakkı hukuku insan haklarını daha da güçlendirdik. Terör örgütü ve uzantısı maalesef malum parti BDP, bu coğrafyanın CHP'si olmak için ellerinden geleni yaptılar. BDP ve CHP bu ülkeye ve bölgeye hiçbir şey kazandırma niyetinde değil. CHP bir kurultay daha yapıp BDP ile birleşsin. İkisi de özlerine dönsün. Şimdi CHP 10 maddeyle meseleyi çözeceğini söylüyor. Arkadaşlarıma randevuyu verin dedim. Gelsinler görüşelim. Siz daha önce neredeydiniz? CHP Genel Başkanı önce Güneydoğu illerini öğrensin. Haritaya baksın, Mersin'in nerede olduğunu öğrensin. İmam Hz. Ali yerine büyük İslam düşünürü diyenle hangi yola çıkılır?"

"CHP KÜRT MESELESİNİN KAYNRAĞI, BDP İSTİSMARCISI"

Bölgedeki terör olaylarına değinen Erdoğan, "Diyarbakır'da dershane önünde bomba pattılar, İstanbul'da, Ankara'da, çocuklarımızı kaybettik. Batman'da hamile Mizgin Torun'u katlettiler. Kendi içlerinde infazlar yaptılar. Mahsum Korkmaz başta olmak üzere kendi yöneticilerini acımasızca katlettiler. Sonra da utanmadan onların adlarını bir yere verdiler. Bu mudur hak ve özgürlük mücadelesi. Terör acıdan başka ne verdi?" diye sordu.

BDP'nin Kürt kökenli vatandaşlardan oy aldığını, çözümün bir parçası olmak yerine şiddeti özendirdiğini söyleyen Erdoğan, "CHP, Kürt meselesinin kaynağı, BDP ise istismarcısıdır. BDP bu coğrafyanın CHP'si olmak için uğraşıyor. Gelin şu meseleyi hep birlikte çözelim dediğimizde neredeydiniz?"

İŞKENCEDE ZAMANAŞIMI KALKACAK

Başbakan Erdoğan, dördüncü Adalet Paketini'nin Meclis'e sevk ettiklerini belirterek, "Basın yayın özgürlüğünü daha da güçlendiriyoruz. Özel hayatın gizliliği noktasında hassasiyeti artırıyoruz. Ben burada asıl müjdeyi vermek istiyorum. Dördüncü bir paketin çalışmalarına başladık. Bunu da ilk Bakanlar Kurulu'nda görüşeceğiz. Türkiye'nin AİHM'de ne tür eleştirilere maruz kaldığını tespit ettik. Yeni paketle bu ihlalleri ortadan kaldıracak adım atıyoruz. İşkence ve kötü muamelenin önlenmesi için daha etkin mücadele başlatacağız. İşkencede zamanaşımını kaldıracağız. Özel hayatın daha güçlü şekilde kurulması için adımlar atıyoruz. İfade ve basın özgürlüğünü çok daha ileri standartlara kavuşturuyoruz. Bunlar dördüncü paketten başlıklar" dedi.

"KÜRTAJ OYUNUNU BOZACAĞIZ"

Başbakan Erdoğan, kürtaj ve sezaryen tartışmalarına da değinerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Burada iki yaklaşım tarzı var. Diyorlar ki, bu vücut benimdir, tercih hakkımı kullanırım. Bunun daha çok feminist kesim propagandasını yapıyor. Bunun yanında yaşam hakkı var. Biz yaşam hakkından hareket ediyoruz. Bir vücutta cenin öldürüldüğünde, ha yaşam halinde öldürülen, ha orada bizim için aynıdır. Bunu öldürme hakkına kimse sahip değil. Bu tür olaylar insan sağlığını tehdit eden yollardır, bu oyunu da bozacağız. Niye kadın demiyorsunuz da anne diyorsunuz? Bu kesimin mantığı bu. Evet biz anne diyoruz. Annenin ayaklarının altı öpülür. Gerekli adımı atacağız. Sezaryen olayı bu ülkede nüfusu dondurmaya yönelik bir adımdır. Sezaryenle doğum yaptık, bir-iki çocuk olabiliyor. Böyle bir yaklaşım tarzı. Dert başka, dert mani. Daha rahat doğum yapıyormuş, hayır. Oralarda daha iyi para götürüyorlar bundan. Bunların derdi mani, mani. Biz bunun çalışmasını yaptık. Özel hastanede yüzde 90'a kadar sezaryenle doğum var. Türkiye ortalaması yüzde 50. Biz bu adımı da atacağız."

"TERÖRE YETER ARTIK DEMENİZİ BEKLİYORUM"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kongrenin ardından Seyrantepe Spor Salonu'nun yanında kurulan platformda 267 milyon 600 bin liraya mal olan 256 proje ve 39 tesisin toplu açılışını yaptı. Erdoğan, bir yıl sonra yine bir toplu açılışta birlikte olduklarını belirterek, şöyle dedi:

"Şunu net ifade etmem lazım. Geçen yıl yaptığımız törenin toplam bedeli 71 tesisin 402 milyon lira, yani 402 trilyon liraydı. Bugün de toplam yatırım tutarı 267 trilyon (267 milyon) olan 39 tesisin açılışını yapıyoruz. Bu tesislerin içinde toplam 256 proje yer alıyor. 9 yılda sadece ulaşım alanında 1 katrilyon 250 trilyonluk (1 milyar 250 milyon) yatırım gerçekleştirdik Diyarbakırımıza. Yine devam edeceğiz. İnşallah Diyarbakır havaalanımızı Diyarbakır'ın şanına yakışır şekilde ihalesini yapıyor ve adımını atıyoruz. Bölgeye 9 yılda sadece ulaştırmada 4 bin 500 kilometre bölünmüş yol yaptık. Bunların toplam bedeli ise 11 katrilyon 500 trilyon (11 milyar 500 milyon) liradır. Bizim Doğu ve Güneydoğu'ya olan aşkımızı her halde bu açılışlar ifade ediyor. Ak Parti, barış diyor, kardeşlik diyor. Ak Parti, ayrımcılık demiyor, Ak Parti, çözüm diyor. Bir olacağız beraber olacağız diyor. Biz bunu yapacağız. Gaziantep, Şanlıurfa nasıl değiştiyse Diyarbakır'da öyle değişecek. Kayseri, Denizli, Çorum, Manisa nasıl değiştiyse istiyoruz ki Diyarbakır'da öyle değişsin."

Başbakan Erdoğan, 2014 yerel seçimlerini çok önemli olduğunu belirterek, şöyle dedi: "İstiyoruz ki yerelde de sahibini bulsun ve yerelle genel Diyarbakır'ı ayağa kaldırsın. Tabii ki Diyarbakır'ın değişmesinin önünde en büyük engel terördür. Onun için teröre karşı ortak mücadele vereceğiz. Birlikte mücadele vereceğiz. İnanın Diyarbakır turist dolar taşar. Diyarbakır'a neden turist gelmiyor? Terörden dolayı gelmiyor. Terör olmadığı zaman bilesiniz ki burası turistle dolup taşacaktır. Çünkü burada o imkanlar, o güzellikler o tarihi eserler var. Yatırım bizden ama gelin teröre karşı ortak mücadeleyi de birlikte yürütelim. Komşu ülkelerden akın akın Dicle Üniversitesi'ne öğrenciler gelecek ve Diyarbakır Havaalanı'na dünyanın her yerinden inşallah uçaklarımız çok daha fazla inip kalkacaktır. Diyarbakır'ın bu noktada yatırımlarla da yüzünü hep birlikte güldüreceğiz. Fakat terör, terörist Diyarbakır'a bunu çok görüyor. İşte bu konuda ortak tavırla İstanbul'da ne varsa Diyarbakır'da da o olacak dedik ve yola böyle çıktık. Çok samimi bir mücadele başlattık. Diyarbakır bize bir adım attı, biz Diyarbakır'a 100 adım attık, atmaya da devam ediyoruz. Artık ben sizlerinde teröre karşı 'yeter artık' demenizi bekliyorum. Sadece asker, polis değil. Şüphesiz bunlarda olacak ama halkımın kendisi de bu işe karşı dik duracak. İnşallah istikbale çok daha güvenle yürüyeceğiz. Hiçbir sorun çözümsüz değil. Ama ben bir şey diyeyim. Ülkemde benim Kürt sorunu yok, PKK sorunu var, terör sorunu var. Benim Kürt kardeşlerimin sorunu var olabilir onlarında çözeceğiz. Ben ne diyorum. Türküyle, Kürdüyle, Zazasıyla, Romanıyla, Arnavutuyla, Çerkeziyle yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruz, ayrım yok."

AÇILIŞI YAPILAN YOLDA OÜTOMOBİL KULLANDI

Başbakan Erdoğan, toplu açılış töreninin ardından makam aracının direksiyonuna geçti. Törenin yapıldığı alandan, açılışı yapılan çevre yoluna kendi kullandığı araçla giden Başbakan Erdoğan'a Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek eşlik etti. Erdoğan, çevre yolunu baştan sona gezerek aynı yoldan geri döndü.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber