HSYK'dan özel yetkililere 'operasyon' beklentisi

Haber Giriş : 12 Haziran 2012 08:40, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Kritik davaların hakim ve savcılarının özel yetkilerinin alınması gündemde. Kararı kararname taslağı üzerinde çalışan HSYK 1. Dairesi'nin üyeleri verecek

Kemal Göktaş

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 1. Dairesi'nin üzerinde çalıştığı Adli Yargı Yaz Kararnamesi, kritik davalarda görev yapan özel yetkili hakim ve savcıların görev yerlerinde değişiklik yapılıp yapılmayacağına kilitlendi. Kulislerde, hükümetin rahatsız olduğu uygulamalara imza atan İstanbul başta olmak üzere çeşitli illerde görev yapan bazı hakim ve savcıların özel yetkilerinin alınacağı belirtiliyor.

HSYK 1. Dairesi'nin her yıl rutin olarak çıkardığı yaz kararnamesinin bu yılki temel konusu özel yetkili mahkemelerde görev yapan hakim ve savcılar oldu. HSYK bürokratları, hakim ve savcıların sicilleri, performans durumları, aldıkları disiplin cezaları, tayin istekleri ve eş durumları gibi kriterleri birlikte değerlendirdikleri zorlu bir çalışmadan sonra yaklaşık 2 bin 500 hakim ve savcının görev yerinin değiştirilmesini öneren bir taslak hazırladı. Kararname taslağı üzerinde HSYK 1. Daire üyelerinin çalışması devam ediyor. Üyelerin çalışması sonunda kararnamenin 14 Haziran günü kesinleştirilerek ilan edilmesi bekleniyor.

Kararname taslaklarında HSYK üyelerinin üzerinde müzakere edeceği kritik görevlendirmelere yer verilmemesi nedeniyle sadece kendisi tayin isteyen özel yetkili savcı ve hakimlere ilişkin görevlendirmelere yer verildiği belirtildi.

HSYK üyelerinin zorlu müzakereleri sonunda, başta MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın da aralarında olduğu emekli ve görevdeki üst düzey MİT yöneticilerini ifadeye çağıran özel yetkili İstanbul Savcısı Sadrettin Sarıkaya olmak üzere bazı özel yetkili hakim ve savcıların özel yetkilerinin alınıp alınmayacağı belli olacak.

Yargı kulislerinde başta İstanbul olmak üzere Diyarbakır, Ankara ve Van'daki bazı hakim ve savcıların da bu kapsamda özel yetkili mahkemelerden normal mahkemele atanacakları güçlü bir şekilde ifade ediliyor. HSYK'nın bazı üyelerinin özellikle tutuklu yargılama konusunda ısrarcı olan yargı mensuplarıyla ilgili böyle bir tasarrufta bulunabileceği belirtiliyor.

Kapsamı dar tutulabilir

Ancak HSYK'daki müzakerelerde kulislerdeki beklentinin aksine özel yetkililerdeki yeni görevlendirmelerin sınırlı tutulabileceği de belirtiliyor. Özellikle özel yetkili mahkemelerle ilgili yeni düzenlemelerin çıkmasıyla yetkilerin sınırlanacağı, bu yüzden kamuoyunda tepki yaratabilecek görevden almaların yaşanmayabileceği de ifade ediliyor.

VATAN


TAHA AKYOL

HÂKİM ve savcıların tayin kararnamesi hazırlanıyor. Özel yetkili mahkemelerdeki hâkim ve savcılardan başka yerlere atamalar olacak mı? Mesela MİT Müsteşarı hakkında soruşturma açarak Başbakan'ı sinirlendiren savcı başka yere tayin edilecek mi?

Basında bu yönde haberler çıktığı için konuyu HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur'a sordum. Tereddütsüz ?hayır? dedi:

- Özel yetkili mahkemelerde görev yapan hiçbir hâkim ve savcıyı kendisi istemeden hiçbir yere atamıyoruz, görevinde değişiklik yapmıyoruz. Ancak özel sebeplerle kendisi tayin isteyen bazı arkadaşlar var, onların taleplerini tabii inceliyoruz.

Sayın Okur, kritik davalarda, çok ciddi bir sebep olmadıkça atama ya da görev değişikliğini prensip olarak doğru bulmadıklarını belirtti. Katılıyorum buna... Zira HSYK'nın çeşitli soruşturma ve davalardaki tutumlarına göre hâkim veya savcı atamaları yapması, yargıya müdahale olurdu.

?Pehlivan tefrikası'

Hâkim ve savcıların ?yanlış? kararlarını düzeltecek tek merci, yine yargı içinde ?itiraz? ve ?temyiz? makamlarıdır. HSYK da hükümet ve Meclis de karışamaz. Ancak yargıdaki süreçler toplumsal bir soruna dönüşmüşse o zaman siyaset buna ilgisiz kalamaz. Meclis, yargı yerine geçip karar vererek değil, kanuni düzenlemeler yaparak sorunu çözmeye çalışır.

Bugün bu aşamadayız. Artık sadece muhalefet değil, iktidar da bu mahkemelerin uygulamalarındaki ?ölçüsüzlük?ten şikâyetçi: İşte, Adalet Bakanlığı'nın 3. yargı reform paketi Meclis'te, 4. paket yolda... Başbakanlık'ta da bu mahkemelerin yetkileri üzerinde tasarı çalışması yapılıyor.

Hatırlatayım, ?ölçülülük? ve ?orantılılık? AİHM içtihatlarında yer alan, bağlayıcı nitelikte evrensel hukuk kavramlarıdır.

Alzehimer hastası 76 yaşındaki bir eski komutanı tutuklamak ?ölçülü? bir karar mıdır? Kaçacak mıydı, delil mi karartacaktı?!

Danıştay katili bir sanıkla eski bir Genelkurmay Başkanı'nı ?davaları birleştirerek? aynı dava torbasına sokmak, böylece davaların da uzamasına yol açmak ?ölçülü? bir davranış mıdır?!

Uzayan davaları Cemil Çiçek ?pehlivan tefrikası?na benzetirken haksız mı?

Örnekleri çoğaltmak mümkün...

Yetki ?ölçülü' olmalı

Bu mahkemeler Türkiye'de terörle, mafyöz suçlarla ve darbe girişimleriyle mücadelede alkışlanacak başarılar kaydetmiştir. Demokrasinin güçlü olmasının şartlarından biri de yargının güçlü olmasıdır; bütün bunlara amenna!

Ama siyaset biliminde bir kural vardır, liberal Lord Acton'dan esinlenerek belirteyim, ?güç, kullanıldıkça daha çok kullanma arzusu yaratan, gittikçe otoriterleşerek bozulmaya yatkın bir olgudur?.

Onun için demokrasilerde siyasi gücün denetlenmesi ve dengelenmesi, yargısal gücün de ?ölçülü ve orantılı? olması şarttır.

Evet, bu mahkemeler yer yer yetkilerini aşırı kullanmaktadır fakat Türkiye'nin hâlâ bu mahkemelere ihtiyacı vardır. Örgütlü suçlar konusunda uzmanlaşmış olan bu mahkemelerin kaldırılması ve böyle karmaşık suçlara sıradan ağır ceza mahkemelerinin bakması sistemde adlî zafiyet yaratabilir.

Doğrusu, evvela bu mahkemelerin kendilerine yöneltilen hukuki eleştirileri ve AİHM kararlarını dikkate alarak özellikle tutuklama tutkusunu bırakmasıdır. İkincisi, gündemdeki yargı reform paketlerinin çıkmasıyla bu mahkemelerin yetkilerinin ?ölçülü ve orantılı? hale getirilmesidir.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber