Bağış: Türkiye'nin AB'liliğini tartışmak kimsenin haddi değil

Egemen Bağış, Rixos Otel'deki AB Sürecinin Türk Esnaf ve Sanatkarlarına Etkileri Paneli'ne katıldı.

Programda konuşan Egemen Bağış Türkiye'nin AB sürecinde daha demokratik ve müreffeh bir seviyeye ulaştığına dikkat çekti. "Mükemmel değil. Daha problemlerimiz var. Bu problemler için toplumun bütün kesimleri ile birlikte mücadele edeceğiz. Türkiye'nin kalkınması için birlikte hareket edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Türkiye'de bu kararlılığı gösterirken reform üzerine reforma yaparken AB içinde Türkiye'nin gücünden rahatsız olan bir takım çevrelerin Türkiye'ye havlu attırmaya çalıştığını vurguladı. O çevrelere karşı toplumun bütün kesimleri ile birlikte mücadele edeceklerini dile getiren Bakan Bağış şöyle konuştu: "Ben sizlerden o gücü almazsam o dik duruşu sergileyemem ki. Biri benim ülkeme dil uzatıyorsa onun anladığı dille ona cevap vermem gerekmektedir. Bu benim boynuma yüklenen bir borçtur."

?BİR ŞOFÖRÜ HIZLI SÜRAT, BİR ESNAFI ASKIN SURAT YAKAR'

AB içinde Türkiye'ye arıza çıkaranların geldiği noktayı gördüklerine de değinen Bakan Bağış, teker teker kendi seçmenleri tarafından dışlandıklarını söyledi. Türkiye'yi 1959'dan bu yana AB'nin bütün kurumlarından geçirdiklerine de konuşmasında değinen Bakan Bağış, Türkiye'nin AB'liliğini tartışmanın hiç kimsenin haddi olmadığını anlattı. "1959'da Menderes başvuruyu yapmış. 63'te rahmetli İnönü ile beraber anlaşmayı imzalamışsınız. Rahmetli Özal'a kollarını açmışsınız. Tansu Hanım, Gümrük Birliği ile Türkiye gibi büyük bir pazarı açtığı zaman ellerinizi ovuşturmuşsunuz. 2004'te Türkiye'nin 45 yıllık beklemesine sayın başbakan yumruğunu vurup son verdiğinde, müzakerelere başlamak için tarih vermişsiniz. Bu güne kadar 13 faslı oy birliği ile aldığımız kararlarla açmışsınız. Şimdi Türkiye'nin AB'li kimliğini aşar arkadaşım. Bunu da çok açık bir şekilde onlara anlatıyoruz. Fakat AB'yi de esnafımızın kullandığı bir tabirle uyarmak istiyorum: ?Bir şoförü hızlı sürat, bir esnafı askın surat yakar' derler. Şimdi, AB'nin içinde hayırlı evlatların faaliyetleri yerine hayırsız evlatların faaliyetleri AB'nin ekonomisini sıkıntıya soktu. AB krizi işi yönetemedi. Özellikle Türkiye gibi dinamik genç bir ülkeyi, hor görerek bir yere varacaklarını zannedenlerin vardıkları yeri görüyorsunuz. Onun için AB'ye diyoruz ki: ?Teklif etme veresiye, dost kalalım ölesiye." değerlendirmesinde bulundu.