Hem çocuk hem kariyer gerçekten mümkün mü?

Kaynak : Milliyet
Haber Giriş : 24 Haziran 2012 18:30, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Kadınların iş ve aile yaşamları arasındaki dengeyi kurmaları hiçbir zaman kolay olmadı. Şimdi ünlü bir akademisyen bu olayın imkânsız olduğunu savunuyor. Slaughter, bunun gerçekleşmesi için iş hayatında reform gerektiğini söyledi

Dünyanın gelişmiş ülkelerinde kadınlar büyürken ?İstediğin her şey olabilirsin? diye cesaretlendiriliyorlar. Yeteri kadar çalışır ve yeteri kadar isterlerse kariyerlerinde en tepeye çıkacakları söyleniyor. Ancak gerçek hayatta çoğu, büyük hırslarla başladıkları kariyerlerine çocukları uğruna ara vermek zorunda kalıyor. Şimdi bazı kadınlar, bugünkü çalışma koşullarında, ?Çocuk da yaparım kariyer de? demenin fantazi olduğunu, aile ve kariyerin bir arada götürülebilmesi için iş dünyasının baştan sona yenilenmesi gerektiğini söylüyor.

Tartışmayı gündeme getiren isim, prestijli Princeton Üniversitesi'nin Woodrow Wilson Uluslarası İlişkiler Okulu'nun ilk kadın dekanı olan Anne-Marie Slaughter oldu. Üniversitedeki kariyerine ABD Dışişleri Bakanlığı'nda baş danışmanlardan biri olarak çalışmak üzere ara veren Slaughter, burada geçirdiği iki yılın ardından ?Her şeye sahip olmanın mümkün olmadığını? söyleyen bir makale yazdı. Etkin haber dergisi The Atlantic'in kapağına taşıdığı makale hem iş ve politika dünyasında hem de feministler arasında günün konusu oldu.

Başkasının çalışmak

Anne-Marie Slaughter, ?Princeton Üniversitesi'nde çalışırken kendi programımı kendim hazırlıyordum. Çok çalışıyordum ama aileme zaman ayırabiliyordum. Ancak Washington'da bu ayrıcalığı kaybettim. Bakanlıktaki üst düzey görevim Hillary Clinton'un düzenine uygun çalışmamı gerektiriyordu. Ve onun tüm anlayışına rağmen saat 04.20'de başlayan günüm gecenin ilerleyen saatlerinde bitiyordu? dedi. Washington'da çalıştığı müddetçe günün her saatini toplantıda ya da rapor yazarak geçirdiğini anlatan Slaughter iki yıl boyunca çocuklarını görmediğini, 24 saat açık olanlar hariç restoran ve mağazalara girmediğini de sözlerine ekledi. Slaughter sonunda Princeton'daki kariyerine dönerek çocuklarının yanında olmak istediğini anlattı. Makalesinde kendi hakiyesinden yola çıkan ancak benzer pozisyonlardaki birçok kadından örnekler veren Anne-Marie Slaughter, ?Kariyerim boyunca kadınların çok çalışır ve gerekli fedakarlıkları yaparlarsa zirveye çıkacaklarını düşündüm. Hatta ailesi uğruna kariyerlerinden vazgeçen kadınları küçümsedim. Bana tavsiye için gelen genç kadınlara her şeye sahip olabileceklerini söyleyerek kariyer-aile arasında yaşadıkları kararsızlığın kendi suçları olduğunu düşünmelerine neden oldum. Ama kadınların birçoğu gibi başkasının düzeniyle çalışmaya başladıktan sonra haksız oludğumu anladım. Aileyi tercih etmek kadınların kötü iş kadınları olması ya da yeteri kadar hevesli olmaması anlamına gelmiyor. Bu kadınlar düzen yanlış kurulduğu için pes ediyor? dedi.

Eşit maaş yeterli değil

Slaughter feministlerin iş yerinde eşitliğe erkek gibi davranarak ulaştıklarını ancak bugün bunun artık kabul edilemez olduğunu söyledi. Asıl eşitliğin eşit maaş değil aile konforunu da içine alacak şekilde tanımlanması gerektiğini savunan Slaughter kadınlardan çocuklarından ya da içgüdülerinden vaçgeçmelerinin beklenmesini eleştirdi. Ünlü akademisyen ?Erkeklerin çocuklarını daha az sevdiğini düşünmüyorum ama erkekler kariyer sözkonusu olduğunda ailelerinden daha kolay vazgeçiyor. Belki de hala ana görevlerinin aileyi geçindirmek olduğunu düşündükleri için? dedi. Kadınların ailelerini ve çocuklarını tercih etmesinin ise zayıflık değil normal bir durum olduğunun altını çizdi. SLaughter ?İş yerinde gerçekten eşitlik istiyorsak iş-aile dengesini kurmalı ve kadınların kendi çalışma düzenlerini kontrol edebilmelerini sağlamalıyız? dedi.

GENÇ KADINLARA TAVSİYELER

Anne-Marie Slaughter makalesinden önemli notlar ve genç kadınlara tavsiyeler şöyle:

- Bugüne kadar kariyerinde en tepeye çıkmış kadınların ortak özelliği aileden vazgeçmiş olmaları.. ABD Yüksek Mahkemesi'ndeki 9 yargıçtan altısı erkek, hepsinin aileleri var. Üç kadın yargıçtan ikisi ne evli ne de çocuk sahibi. Ulusal Güvenlik Konseyi'nin ilk ve tek kadın başkanı olan Condoleezza Rice, aynı zamanda bu görevde bulunmuş olan tek bekar ve çocuksuz politikacı.

- ABD'nin BM BÜyükeçisi Susan Rice, Rhodes bursu sahibi, Beyaz Saray yetkilisi Samantha Power 32 yaşında Pulitzer Ödülü kazandı. Bu kadınları standart kabul etmek milyonlarca yetenekli ve çalışkan kadının kendini başarısız hissetmesinden başka bir işe yaramaz.

- Kariyerinde çok başarılı olmuş birçok kadın doğru erkekle evlendiğini, eşinin kendisine yardımcı olduğunu söyleyecektir. Gerçek eşitlik için doğru erkekle evlenmek bir kriter olamaz. Üstelik benim deneyimime göre kadınlar için kocalarının ne kadar harika olduğu çocuklarını görememekle ilgili kendi mutsuzluklarını azaltmıyor.

- Her şeye sahip olabilirsiniz- ama farklı zamanlarda. Yaşam süresinin uzaması aynı zamanda kariyerin uzaması anlamına geliyor. Artık ortalama kariyer 50 yıl sürüyor. Bugün 20-30 yaşında anen olan bir kadının, zirveye oynaması imkansız değil. Kariyerinizi dümdüz bir çizgi olarak tasarlamayın. Molalar ve yavaş dönemler olabileceğini kabullenin.

- Tatilsiz, hatta gece uyumadan çalışmak başarının şartı gibi sunuluyor. Kendinize ve çevrenize ne kadar çalışkan ve hırslı olduğunuzu kanıtlamak için ofiste uyuyacağınıza evinize gidin. Gece çalışmanız gerekiyorsa bile bunu evinizde yapın, teknolojiden faydalanmayı öğrenin. Veriminizin arttığını göreceksiniz.

- Aileniz yokmuş gibi yaşamayın. Ben Princeton'da dekan olduğum günden itibaren toplantıları ?Eve çocuklarımın yanına gitmeliyim? diyerek saat 18.00'de bitirdim. Çocuklarımız hayatımızın bir parçası, onlar yokmuş gibi davranmak anlamsız.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber