Cumhurbaşkanının Danışmanları Personel Konularını Keşfetti

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e onay için gönderilen son Kanunların "veto gerekçeleri"nin tümü personel konularına dayanmaktadır. Aslında gerek AKP hükümeti döneminde gerekse de AKP öncesi hükümetler döneminde bu gerekçeye dayanılarak kanunların veto edilmesi sıkça karşılaşılan bir durum değildir. Yine, sitemizi takip edenlerin de hatırlayacağı üzere, personel konularında gerek Anayasa'ya gerekse de "adalet ilkesine" aykırılık gerekçeleriyle çok sayıda Kanun eleştirilmişti. Bunlara ilişkin bir kısım eleştirilerimizi daha önce Sayın Cumhurbaşkanları Makamına da iletmiştik. Devamı için tıklayın.

Haber Giriş : 25 Temmuz 2005 11:05, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Ancak, ilginç bir biçimde bugüne kadar bu gerekçelere pek itibar etmeyen ve bu konudaki Anayasaya aykırılık iddilarını görmeyen Cumhurbaşkanımızın hukukçu danışmanları artık özellikle personel hükümlerine bakmaya başlamıştır.

Sayın Sezer'in personelden dolayı veto ettiği son dört kanun şu şekildedir:

1- 5387 sayılı "Bankacılık Kanunu" 22.07.2005 tarihinde veto edilmiştir. Veto gerekçesi olarak, "Bu nedenle, Kurum ve Fon'un meslek personelinin, görevlerinin önemi ve özelliği de gözetilerek, yükseköğretimin hangi dallarını bitirenler arasından seçileceğine Yasa'da yer verilmesi gerekirken, bu konunun yönetmeliğe bırakılması Anayasa'nın 128. maddesiyle bağdaşmamaktadır." açıklamasına yer verilmiştir.

2- 5394 sayılı "Türkiye İstatistik Kanunu" 22.07.2005 tarihinde veto edilmiştir. Veto gerekçesi olarak, "Sözleşmeli personel konusunda Bakanlar Kurulu'na geniş yetki tanıyan sözkonusu kural, Anayasa Mahkemesi'nin 13.12.1995 günlü, E.1995/11, K.1995/63 sayılı kararıyla, Anayasa'nın 2. maddesindeki hukuk devleti ilkesine, 7. maddesindeki yasama yetkisinin devredilemeyeceğine ilişkin kurala ve 128. maddesindeki "yasa ile düzenleme" yöntemine aykırı bulunarak iptal edilmiştir." açıklamasına "Bu nedenlerle, incelenen Yasa'nın 56. maddesinin birinci fıkrası, Anayasa'yla kabul edilen parlamenter demokratik sistemle, Anayasa'nın 8, 104, 105 ve 128. maddeleriyle, kamu yararı ve kamu hizmetinin gerekleriyle bağdaşmamaktadır.
Ayrıca, 56. maddenin birinci fıkrasında, "Birinci Hukuk Müşaviri hariç" denildiğine göre, Birinci Hukuk Müşaviri'nin 2451 sayılı Yasa uyarınca ortak kararname ile atanacağı anlaşılmaktadır. Devlet İstatistik Kurumu başkan yardımcıları, daire başkanları ve bölge müdürleri Başkan'ca atanırken Birinci Hukuk Müşaviri'nin ortak kararname ile atanması çelişki oluşturmaktadır.
" açıklamasına yer verilmiştir.

3- 5382 sayılı "Eleman Temininde Güçlük Çekilen Yerlerde Sözleşmeli Sağlık Personeli Çalıştırılması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu ve Sağlık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun" 19.07.2005 tarihinde veto edilmiştir. veto gerekçesi olarak, "Eğitim ve araştırma hastanelerindeki klinik şefliği ve şef yardımcılıkları görevinin belirtilen işlevinden kaynaklanan önemine karşın, bu görevlere profesör ya da doçentler arasından atama yapılırken en uygununun seçilmesi yönünde hiçbir nesnel ölçüt öngörülmemiş olması kamu yararı ile bağdaşmamaktadır.
Çünkü, bu tür atamalar, siyasal kimliği önde gelen ve çeşitli baskılar altında bulunan Bakan'ın öznel değerlendirmelerine ve mutlak takdirine bırakılmış olmaktadır.
Klinik şefi ve şef yardımcılığına atama yapılırken "göreve en uygun olanın" seçilmesi yerine siyasal yandaşlık ölçütünün yeğlenmesini olanaklı kılan sistemin işyeri huzurunu ve çalışma barışını bozacağı, hizmet kalitesini ve verimini düşüreceği açıktır. Bu nedenlerle, incelenen Yasa'nın 6. maddesiyle getirilen kural hizmet gereklerine ve kamu yararına uygun düşmemekte, dolayısıyla hukuka uygun bulunmamaktadır."
açıklamasına yer verilmiştir.

4- 5375 sayılı "Hakimler Ve Savcılar Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" 13/07/2005 tarihinde veto edilmiştir. Veto gerekçesi olarak "Yukarıda açıklanan anayasal kurallar ve hukuk devleti ilkesinin gereği olarak, yasama organı ve Adalet Bakanlığı, yasaları ve düzenleyici yönetsel işlemleri, yargıç ve savcı adaylığı için başvuranlara uygulanacak yazılı yarışma sınavını ve mülakatı yapacak yetkili ve görevli makamın Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu olacak biçimde düzenlemekle yükümlüdürler.
Bu nedenlerle, incelenen Yasa'nın 1. maddesiyle 2802 sayılı Yasa'nın 8. maddesine eklenen (k) bendi, Anayasa'nın, "mahkemelerin bağımsızlığı" ve "yargıçlık güvencesi" ilkelerine yer verilen 138, 139, 140 ve 159. maddeleri, hukuk devleti ilkesi ve Anayasa Mahkemesi kararı ile bağdaşmamaktadır."
açıklamasına yer verilmiştir.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber