TUBİTAK'ta Ne Olacak?

TUBİTAK'ta görev yapan Bilim kurulu üyelerinin ve başkanın görevleri, 5376 sayılı yasa gereğince, 07/07/2005 tarihinde sona ermiştir. Yine aynı yasanın Başbakan'a verdiği yetki gereğince yeni Bilim Kurulu üyelerinin atanması 23/07/2005 tarihinde tamamlanmıştır. Ancak, Başbakan'a yetki veren ilgili maddeler hakkında, CHP'nin başvurusu üzerine, Anayasa Mahkemesince, bir aylık gibi çok kısa bir zaman süresi içinde, yürürlüğü durdurma kararı verilmiş ve bu karar 02/08/2005 tarihli Resmi Gazetede gerekçesiz olarak yayımlanmıştır. Peki şimdi ne olacaktır?

Haber Giriş : 02 Ağustos 2005 22:06, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

5376 SAYILI YASA İLE GETİRİLENLER

278 sayılı ?Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu Kurulması Hakkında Kanun?, 29.06.2005 tarihli ve 5376 sayılı yasa ile değiştirilmiştir.

5376 sayılı yasanın 3'üncü maddesi ile TUBİTAK Kanununun 4. maddesi değiştirilmiştir. Bu değişiklikte Bilim Kurulunun bazı üyelerinin atanmasında Başbakan'a üye seçme yetkisi verilmiştir.

Başbakan'a Bilim Kuruluna üye seçimine ilişkin olarak verilen yetkiler şu şekildedir:

"Bilim Kurulu;
a) Bilimsel ve teknolojik alanlarda eser, araştırma ve buluşlarıyla temayüz etmiş ve/veya araştırma ve teknoloji yönetimi konusunda yetkinliği olan, bilimsel ve teknolojik sistem, kurum ve birimleri başarı ile kurmuş ve/veya yönetmiş bulunan kişiler arasından, Başbakan tarafından belirlenecek üç, Yükseköğretim Kurulu Genel Kurulu tarafından belirlenecek bir, Bilim Kurulu tarafından belirlenecek üç,
b) Türkiye Bilimler Akademisinin asli üyeleri arasından Başbakan tarafından belirlenecek fen ve teknik bilimler alanlarından bir, sosyal ve beşeri bilimler alanlarından bir ve sağlık bilimleri alanından bir olmak üzere toplam üç,
c) Lisans öğreniminden sonra kamu kurum ve kuruluşlarında ve/veya özel sektörde en az on yıl deneyim sahibi olmuş, mesleğinde temayüz etmiş ve üstün nitelikli hizmetleriyle tanınmış kişiler arasından, Başbakan tarafından belirlenecek bir, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından belirlenecek iki, Bilim Kurulu tarafından belirlenecek bir,
Olmak üzere ondört üye ile Başkandan oluşur. Başkanın Bilim Kurulu üyeleri arasından atanması halinde aynı kontenjandan yeni bir üye atanır.Yükseköğretim Kurulunun Genel Kurulu ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Başbakanın talebi üzerine üye belirleyerek en geç bir ay içinde Başbakanlığa bildirir. Başkan, hem Kurum hem de Bilim Kurulunun Başkanıdır. Bilim Kurulu üyeliği seçimi Başbakanın onayı ile kesinleşir. Bilim Kurulunun toplantı ve karar yeter sayısı sekizdir. Bilim Kurulunun çalışma usul ve esasları Kurumca çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenir."

Aynı Kanunla yapılan bir diğer değişiklikte ise Bilim Kuruluna başkan seçimine ilişkin hususlar düzenlenmiştir. 5'inci maddede yer alan hükümler şunlardır:

"Bilim Kurulu, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen nitelikleri taşıyan kişiler arasından, biri Bilim Kurulu dışından olmak üzere iki başkan adayı belirleyerek Başbakana sunar. Başbakan, bu adaylardan birini seçerek Başkan olarak atanmak üzere Cumhurbaşkanına teklif eder.
Bilim Kurulunun aday belirlemesi, Başkanın görev süresinin dolmasına en geç iki ay kala veya herhangi bir sebeple bu görevin boşalma tarihinden itibaren en geç iki ay içinde tamamlanır. Bilim Kurulunun herhangi bir nedenle süresinde aday belirlememesi halinde Başbakan gerekli şartları taşıyanlar arasından belirlediği bir kişiyi Başkan olarak atanmak üzere Cumhurbaşkanına teklif eder.
Başkanın geçici olarak görevi başında bulunmadığı zamanlarda, görevlendireceği Bilim Kurulu üyelerinden biri Başkanlığa vekalet eder. Başkanlık görevinde boşalma olması halinde yeni başkan atanıncaya kadar, Bilim Kurulu kendi üyelerinden birini Bilim Kurulu ve Kurum Başkan Vekili olarak görevlendirir."

Yapılan düzenlemede en en önemli husus ise getirilen geçici maddelerdir. Geçici madde 4'te Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, Bilim Kurulu üyeleri ve Başkanın görevlerinin kendiliğinden sona ereceği hüküm altına alınmıştır.Dolaysıyla 5376 sayılı yasanın Resmi Gazetede yayınladığı tarih olan 07/07/2005'te Bilim Kurulu üyeleri ve Başkanın görevleri kendiliğinden sona ermiştir.


ANAYASA MAHKEMESİNİN BİR AYLIK BİR SÜREDE VERDİĞİ KARAR

Öte yandan, yukarıda yer verilen Kanun hükümleri hakkında Anayasa Mahkemesince yürürlüğü durdurma kararı verilmiştir. Bu kararın 02/08/2005 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan sonuç bölümü şu şekildedir:

"17.7.1963 günlü, 278 sayılı ?Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu Kurulması Hakkında Kanun?un;
A - 4. maddesinin, 29.6.2005 günlü, 5376 sayılı Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu Kurulması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 3. maddesiyle değiştirilen;
1 - Birinci fıkrasının,
a - (a) bendinde yer alan ?...Başbakan tarafından belirlenecek üç ...? ibaresinin,
b - (b) bendinin,
c - (c) bendinde yer alan ?...Başbakan tarafından belirlenecek bir, ...? ibaresinin,

2 - İkinci fıkrasının (a) bendinin üçüncü, altıncı ve sekizinci tümcelerinin,
B - 5. maddesinin, 5376 sayılı Yasa'nın 4. maddesiyle değiştirilen ikinci fıkrası ve bu fıkradan sonra gelmek üzere eklenen üçüncü fıkrasının,
C - 5376 sayılı Yasa'nın 9. maddesiyle eklenen geçici 4. maddesinin ikinci fıkrası ve geçici 5. maddesinin,

Anayasa'ya aykırılığı konusunda güçlü belirtiler bulunduğu ve uygulanmaları halinde sonradan giderilmesi güç veya olanaksız durum ve zararların doğabileceği gözetilerek ESAS HAKKINDA KARAR VERİLİNCEYE KADAR YÜRÜRLÜKLERİNİN DURDURULMASINA, Haşim KILIÇ'ın karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA, 28.7.2005 gününde karar verildi."


ANAYASA MAHKEMESİNİN KARARLARININ MEVZUATTAKİ YERİ

Diğer taraftan, 1982 Anayasasının, Anayasaya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesini düzenleyen 152'nci maddesinde; "Bir davaya bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddî olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakır.
Mahkeme, Anayasaya aykırılık iddiasını ciddî görmezse bu iddia, temyiz merciince esas hükümle birlikte karara bağlanır.
Anayasa Mahkemesi, işin kendisine gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar. Bu süre içinde karar verilmezse mahkeme davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırır. Ancak, Anayasa Mahkemesinin kararı, esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse, mahkeme buna uymak zorundadır.
Anayasa Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği red kararının Resmî Gazetede yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla tekrar başvuruda bulunulamaz.
" hükmü yer almaktadır.

1982 Anayasasının Anayasa Mahkemesinin kararlarını düzenleyen 153'üncü maddesinde; "Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir. İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz.
Anayasa Mahkemesi bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tamamını veya bir hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemez.
Kanun, kanun hükmünde kararname veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmî Gazetede yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez.
İptal kararının yürürlüğe girişinin ertelendiği durumlarda, Türkiye Büyük Millet Meclisi, iptal kararının ortaya çıkardığı hukukî boşluğu dolduracak kanun tasarı veya teklifini öncelikle görüşüp karara bağlar.
İptal kararları geriye yürümez.
Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar."
hükmü yer almaktadır.


ANAYASA MAHKEMESİNİN KARARININ ANLAMI

Bu hükümler çerçevesinde; 5376 sayılı Kanunun 9'uncu maddesinde yer alan; "Bilim Kurulu üyeleri ve Başkanın görevleri bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte kendiliğinden sona erer. Ancak bunlar, yeni Bilim Kurulu üyeleri göreve başlayıncaya kadar görevlerine devam ederler." hükmü gereğince görevleri sona erenlerin İdare Mahkemeleri nezdinde Anayasaya aykırılık nedeniyle (def'i yoluyla) dava açmamış olmaları halinde geri dönmeleri mümkün değildir. Şayet süresinde dava açmışlarsa ilgililerin görevlerine dönmeleri mümkün olabilecektir.

Ayrıca, şu hususu da belirtmek gerekir ki Anayasa Mahkemesi Kararları geriye yürümeyeceğinden, 07/07/2005 tarihinden sonra Başbakan tarafından atanan mevcut üyelerin görevleri devam edecektir. Başbakan atadığı yeni üyeler 23/07/2005 tarihinde göreve başlamıştır.

Bu durumda da mevcut üyelerle birlikte eski üyelerin de göreve dönmesi halinde ne olacaktır? Şayet önceki üyelerden görevleri sona erenler dava açmışlarsa dönmeleri kaçınılmazdır. İşte bu durumların ortaya çıkması hallerine yönelik olarak Anayasa Mahkemesi Kanun koyucuya yeni bir düzenleme yapması için zaman verebilir. Yani madde metninin önceki hali idari yargı mercilerince verilen iptal veya yürütmeyi durdurma kararlarında olduğu gibi aynen geri gelmeyeceği için yeni bir düzenleme yapılması kaçınılmazdır. Çünkü kanuni boşluk oluşmaktadır.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber