Nüfus politikasında Akdağ ve Arınç karşıtlığı...
İktidarın nüfus politikası karışık...
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, "Herkes dilediği kadar çocuk yapmalı, nüfus
artışı anne başına 2 çocuğun altına düşerse yaşlanma başlar" biçimindeki
sözleriyle Türkiye'de zaman zaman alevlenen bir tartışmayı yeniden gündeme getirdi.
Aynı kökten gelen deneyimli politikacı Bülent Arınç ise Recep Akdağ'ın söylediklerinin
tersini savundu.
Akdağ, Türkiye'nin geri kalmışlığı, kentlerinin mezbelelik haline gelmesi,
çağdaş kültür ve sosyal ortamın çöküşünden sorumlu tutulan aşırı nüfus artışıyla
ilgili yeni çıkış yaptı.
AİLE PLANLAMASI KAVRAMI DEĞİŞMİŞ
Bir gazeteye verdiği röportajında "Aile Planlaması"na tanım getiren
Akdağ, "Öncelikle 'doğum kontrolü' ifadesi pek tasvip ettiğim bir ifade
değil. 'Nüfus planlaması', 'doğum kontrolü' ifadelerini artık kullanmıyoruz.
Bunların yerine 'aile planlaması' ve 'üreme sağlığı' terimlerini kullanıyoruz.
'Aile planlaması'na da; bebek yapma ile ilgili sayılardan ziyade, bir ailenin
dilediği kadar çocuk yapmasına ve bunların sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilmesine
dair uygulamalar olarak bakabiliyoruz" dedi. Sağlık Bakanı şunları söyledi:
"Bebeklerin iki yıldan daha sık aralıklarla doğması anne ve bebek sağlığı
açısnıdan bir takım sıkıntılara neden oluyor.
Bu konuyu tamamen ailelere bırakmalıyız ve aileleri eğitmeliyiz. Türkiye'de
doğurganlık yaşındaki kadınların ortalama çocuk sayıları 2.2'dir. Bu sayının
2.0'ın altına düşmesinde nüfusun yaşlanması sorunu ortaya çıkacak."
DOĞRUYU HANGİSİ SÖYLÜYOR?
Deneyimli bir politikacı olan ve Recep Akdağ ile aynı siyasi gelenekten gelen
TBMM Başkanı Bülent Arınç ise Dünya Nüfus Günü dolayısıyla geçtiğimiz günlerde
yayımladığı mesajda Akdağ'ın aksi görüşler ileri sürmüştü. Arınç, Türkiye'nin
içinde bulunduğu kontrolsüz, nüfus artışının bütün gerilik ve yozlaşmada sorumluluğu
bulunduğunu belirtmişti.
Arınç, mesajında Türkiye'de nüfus artış hızının yüksekliğinin, kalkınmada yeterli
seviyeye ulaşılması önünde engel oluşturduğunu, bunun, Türkiye'nin en önemli
sorunlarından biri olduğunu kaydetmişti.
Nüfus artışının, "yoksulluk ve geri kalmışlığı körüklediğini, doğal kaynaklar
üzerinde baskı oluşturduğunu, yaşam kalitesinin düşmesine yol açtığını"
vurgulayan Arınç şunları söylemişti:
KALKINMAYI ENGELLİYOR
"Ülkemizde nüfus artış hızının yüksekliği, kalkınmada yeterli seviyeye
ulaşılmasının önünde bir engel oluşturmaktadır. Hem yapılan hizmet göze gözükmemekte
hem de tüm çalışmalara rağmen karşımızdaki sorun büyümektedir.
Dolayısıyla hedef, sadece yüksek kalkınma hızına sahip olmak değil, aynı zamanda
dengeli bir nüfus artış hızına sahip olmaktadır."
ARTIŞ HIZI KONTROL ALTINA ALINMALI
Arınç ayrıca, nüfus büyüme hızının kontrol altına alınmasının bu çabaların
önemli boyutunu oluşturduğunu vurgulamıştı.
ERDOĞAN: KALİTELİ NÜFUS ARTIŞI
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da Dünya Nüfus Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada
"durmayalım çoğalalım" anlamına gelen bir mesaj yerine "nitelikli
nüfus artışının" önemine değinmişti. Erdoğan, "Türkiye'nin amacı kaliteli
nüfus artışını sağlayabilmektir. Kaliteli ve nitelikli nüfus artışı, medeniyet
yarışında ülkemize katkısı olacak kişi ve topluluklar kazandıracaktır"
dedi.
AKP yetkililerinin bu açıklamalarından sonra Türkiye'nin nüfus politikasının ne olduğu tam olarak anlaşılamadı.