'7 büyüklüğündeki depremde Çanakkale'deki yapılar yerinde duramaz'

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Tolga Bekler, şehrin etrafının faylarla çevrili olduğunu belirterek, Çanakkalelilerin deprem konusunda kendilerini rahat hissetmemesini istedi.

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 17 Ağustos 2012 16:26, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Asrın depremi olarak bilinen 17 Ağustos Marmara depreminin 13. yıldönümü dolayısıyla genel bir değerlendirme yapan Yrd. Doç. Dr. Bekler, Çanakkale'nin deprem durumunu ele aldı. İlin fayarla çevrili olduğunu hatırlatan Bekler, 7 büyüklüğündeki bir depremde binaların yerinde duramayacağını söyledi. Bekler, ?Çanakkale dayanır, dayanır ama bir yerde patlayabilir. Jeolojik olarak bulunduğu yer çok genç, Anadolu'nun oluşumundan çok daha sonra oluşmuş bir yer. Çok ince kumlara, çok zengin minerallere, yer altı suyunun çok beslediği bir yapıya sahip. Çanakkale, kumlu ve sulu bir zeminin üzerinde. Bir deprem esnasında zeminin içindeki kum ve su yukarı doğru hareket edeceği için üzerindeki yapıyı da hareket ettirecektir. Çanakkale'nin üzerindeki yapılar, özellikle 7 büyüklüğündeki bir depremden sonra yerinde duramayacaktır. Bu büyüklükteki bir depremin olma olasılığı yüzde 65, olmama olasılığı yüzde 35. Olmama olasılığına güvenme lüksümüz yok. Bir yüksek lisans tezi çalışmamızda bulduğumuz sonuç şu: 1953 Yenice Gönen depreminin aynı büyüklükte tekrar oluşabilmesi için en az 60 yıl, en fazla 140 yıl gerekli. 1953 yılının üstüne 60 yıl eklediğimiz zaman 2013 eder. Onun için diyorum ki Çanakkale kendini rahat hissetmesin. Bilimsel veriler bunu gösteriyor.? dedi.

Yaptıkları zemin etüdü çalışmalarını da açıklayan Tolga Beker, Esenler Mahallesi dışındaki alanın zemininin çok köyü olduğunu söyledi. Çanakkale'nin ateş çemberi içinde olduğunu vurgulayan Beker, durumu şöyle özetledi: ?Çanakkale Belediyesi'yle ÇOMÜ Jeofizik Mühendisliği'nin geçen mart ayında başlayıp yeni bitirdiği bir protokol ışığında zemin etüdü yaptık. Bu çalışmada şöyle bir resim çıktı karşımıza: Esenler Mahallesi ve yakın bölgesi dışında güvenebileceğimiz pek bir zemin yok. Esenler nispeten biraz daha iyi sayılır ama büyük bir depremde orası da çok ciddi bir şekilde etkilenecektir. Tabii ki yumuşak bir zeminle sert bir zeminin üzerine yapılan binaların farklı teknik koşulları vardır. Bunlar yerine getirildiği sürece her zemine bina yapabilirsiniz ve güvenli bir şekilde oturabilirsiniz. Bunun dışında Çanakkale'nin çok büyük bir kısmı şu anda sıkıntılı bir zemin üzerinde. Çanakkale bir yerleşim alanı olarak değil, bir savunma kenti olarak kurulmuş. Boğaz savunması için gerekli donanımları sağlanmış ama cumhuriyet döneminde yerleşime bağlı olarak nüfus almaya başlamış. Boğazı, doğayı ve tarihi de koyduğunuzda Çanakkale'nin cezbedici tarafları başlamış ve devam ediyor. Şu anda enteresan bir dengede duruyor. Halkıyla, yönetimiyle, kurumlarıyla bir karar vermeli. Ya bu şekilde düzensizlik devam edecek, depremde ya da istemediğimiz başka afetlerde can kayıplarıyla karşılaşacak ya da şehrin ve nüfusun küçük olmasını bir avantaj olarak görüp riskleri aza indirecek.?

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber