Babasının şehit olduğu ilçeye komiser oldu

Komiser Seval Erdem bir şehit kızı. Mali Şube'den, Kartal İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne tayin edildi. Kartal'ın onda derin izleri var. Polis olan babası Ali Kaya Erdem , 10 yıl önce bu ilçede görevliyken yasadışı Dev-Sol militanlarınca öldürüldü. Seval Erdem henüz 26 yaşında. Çiçeği burnunda bir komiser. Çocukluğu babasının polis memuru olması nedeniyle hep Anadolu'da geçmiş. İşte Seval Komiser'in ağzından hayat hikâyesi:

Okulda iki kız bizdik
Aslen Elazığlıyız. Konya, Van ve İstanbul'da kaldık. Çocukluğumun büyük çoğunluğu Van'da geçti. Şehir merkezinde oturmamıza rağmen, okula sadece ben ve kız kardeşim gidiyordu. Kimse kız çocuğunu okula göndermiyordu. Biz orada çok farklıydık. Diğer kız çocukları gibi başımızı bağlamıyorduk. Erkek çocuklarla top oynayıp, bisiklete biniyorduk. O yıllarda bize çok farklı bakıyorlardı.

Babam şehit edildi
Polis olmayı çocukken çok istiyordum. Babam da istiyordu. O yıllarda polis üniforması bana çok cazip geliyordu. Sonraki yıllarda babamın tayini İstanbul Kartal'a çıktı. Ben bir haftalığına Diyarbakır'a halamın yanına gitmiştim. Bir akşam telefon çaldı. Eniştem telefonu açtı. Birden dondu kaldı. Telefonu kapattı, bana sarılıp ağlamaya başladı. Bir şeyler olduğunu anlamıştım. Sonra bana babamın şehit olduğunu söylediler.

Annemle gittim
Babam şehit olduğunda henüz 16 yaşındaydım. Liseyi bitirdim ve Ankara, Gölbaşı'ndaki Polis Akademisi'ne kaydoldum. 2000 yılında okulu bitirdikten sonra ilk görev yerim Göztepe Karakolu oldu. Gencecik kızdım. Zaten minyon tipliyim. Komiser muavini olarak ilk gün karakola annemle beraber gittim. Grup amiriydim ama karakoldaki polislerin hepsi benden yaşça çok büyüktü. Yıllarını bu meslekte geçiren polislerin, hem kızı, hem kardeşi, hem de amiri oldum. Birbirimizi hiç üzmedik. Tam bir yıl karakolda çalıştım. Ardından tayinim İstanbul Mali Şube'ye çıktı. Mali Şube'de grup amiriydim ve sivildim. Günlerim, kaçakçıların peşinde geçti. Gece gündüz hep takipteydik. İlk zamanlar geceleri takipte olduğumuzda annem, saat başı telefonla arayıp, halimi hatırımı, ne yaptığımı soruyordu. Gece görevleri sırasında çok endişeliydi.

bugün