Bunlar öğrenciyi sermaye, okulu bakkal sanıyor!
Kayıt parası vermeyenlerin çocuklarının 'gariban sınıfına' konduğu Gazi İlköğretim
Okulu yöneticilerin arpalığı gibi. Müdür Yardımcısı Kamer Güç de okulun iki
kapısını kapattırıp, sahip olduğu kırtasiyenin karşısına kapı açtırarak kazancı
garantiye almış
İstanbul'un fakir mahallelerinden Gazi Mahallesi'ndeki Gazi İlköğretim okulunda yaşanan kayıt parası rezaletinin yankıları bitmeden yeni bir skandal ortaya çıktı. Gazi İlköğretim Okulu Müdürü Cevat Şahin işsiz olduğu için bağış yapamayan Özcan Sancak'a "Para veremiyorsan oğlun 1-D'ye kaydolur. Sadece okur -yazar olur" demiş, veli de müdürle yaptığı pazarlığı kameraya kaydetmişti. Müdür hakkında inceleme başlatıldı. Ama iddialar bununla sınırlı değil.
1982 yılında açılan Gazi İlköğretimokulu'nun geçen yıla kadar önde ve arkada iki kapısı vardı. Bir yıl önce okulun ön tarafındaki kapı betonla ördürüldü. Arkadaki kapı ise güvenlik nedeniyle kapatıldı ve yeni bir kapı inşa edildi. Tesadüfe bakın ki bu kapının karşı sokağında okulun müdür yardımcısı Kamer Güç'ün iki oğlu Hüseyin ve İmam Güç "Öğretmen Gıda ve Kırtasiye" ismiyle dükkan açtılar.
Ben sana o kırtasiyeden mi malzeme al dedim?
Kayıt parası skandalını ortaya çıkaran Özcan Sancak anlatıyor: "Kırtasiye
malzemesi olarak benden fotokopi kağıdı, pul ve klasör istendi. Ben de hemşehrim
olduğu için Şirinler Kırtasiyesi'ne gidip 30 YTL'lik alışveriş yapıp, yazdırdım.
Sonra okula gittim. Malzemeleri müdür yardımcısına götürdüğümde bana nereden
aldığımı sordu. Söylediğimde 'Ben sana o kırtasiyeden mi al dedim?' diye çıkıştı."
Dükkanının ismi de 'Öğretmen Gıda ve Kırtasiye!'
Müdür Yardımcısı Kamer Güç oğullarına açtığı dükkanın ismini Öğretmen Gıda ve
Kırtasiye koydu! Oğlu İmam Güç "Burada dükkan tutup, çalışmaya başladım.
Hukuken benim böyle bir hakkım yok mu? Okul gündeme geldi ya bu olayı da kullanmak
istiyorlar" diyor. Ama mahalle halkı hele de esnaf bu işten memnun değil.
Bir eğitimci 'silgiyi benden alın' der mi!
Hakkı Çoban (Esnaf-46): Dükkanım okulun eski kapısının karşısında. Bir yıl önce
kapıyı ördürttü. İki ay sonra da çocukları yeni kapının karşısına kırtasiyeye
gıda dükkanı açtı. Durumu İlçe Milli Eğitim'e bildirdim. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü
konunun kendisiyle ilgili olmadığını belediyenin ilgilendiğini söyledi. Belediyeye
gittim okul müdürü nereye isterse oraya kapı açar dediler. Çocuklarımız bu okulda
okuyor. Bir eğitimci şakayla da olsa 'benim defterim, silgim daha iyi' der mi
çocuklarımızdan bunları duyuyoruz.
Ekmeğimizle oynuyor, yazık
Hakan Şirin (Esnaf-28): İşlerimiz yarı yarıya azaldı. Bir okulun iki kapısı
hiçbir neden yokken kapatılıp; masraf yapılıp yeni kapı yaptırılır mı? Bunun
mantıklı bir açıklaması varsa buyrun siz yapın! Okulun eski kapısı bizim dükkanımıza
on-on beş metre uzaktı, dibimizdeydi. Doğal olarak çocuklar çıktığı zaman kendisine
en yakın kırtasiyeye gider. Önemli olan bunu düşünmemesi, adaletli davranmasıydı.
Hüseyin Öztürk (Okul Aile Birliği Eski Üyesi): Valiliğe kadar başvuruda bulunduk
kimse dinlemedi
Ben geçen yıl okulun aile birliğinde görevliydim. Harcamaların hem düzenli olması
hem de velilerin aklında soru işareti kalmaması için defalarca toplanan paraların
Ziraat Bankası'na yatırılmasını istedim. Okul hakkında şaibenin dolaştığını
kendisine söyledim. Müdür Yardımcımız Kamer Bey önce "Bizden şüphen mi
var?" sonra da "Sen bizim işimize karışamazsın" diyerek odasından
kovdu. İlçe, İl Milli Eğitime dilekçe verdim. Hem Kaymakamlığa hem Valiliğe
başvurdum. Doğru dürüst araştırılmadı bile. Okulun ön tarafında bulunan eski
kapı kömürlüğe de yakın olduğu için daha kullanışlıydı. Şimdi diğer kapı kullanılıyor.
Allah korusun yangın çıksa bin 600 öğrenci aynı kapıdan çıkmak için birbirini
ezecek.
vatan