İmamlar da aydınlar gibi Başbakanla görüşmek istiyor
Memur-Sen'e bağlı Diyanet-Sen Genel Başkanı Ahmet Yıldız, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'ın terör konusunda aydınlarla yaptığı toplantıyı, din alimleri ve manevi
önderlerle de yapması gerektiğini belirtti.
Karadeniz gezisine çıkan Yıldız, gezinin son durağı olan Samsun'da sendika
binasında açıklamalarda bulundu. Hükümetle yapılan toplu iş görüşmelerine değinen
Ahmet Yıldız, istedikleri neticeyi alamamalarına rağmen sosyal kazanımlar noktasında
iyi sonuçlar elde edildiğini, sosyal haklar konusunda hükümetle yeniden masaya
oturacaklarını kaydetti. Yıldız, 16 bin imama kadro verilmesi gerektiğine dikkat
çekerek, "Huzurevi, rehabilitasyon merkezleri, kadın sığınma evleri ve
hapishanelerde din ve moral hizmeti verilmesi de şarttır" dedi.
Türkiye'de yaşanan terör konusuna da değinen Diyanet-Sen Genel Başkanı, din
görevlilerinin toplumun kanaat önderi olduğuna değinerek, "En öncelikli
hizmeti veriyoruz ve toplumumuz bize güveniyor" dedi. Ahmat Yıldız şunları
söyledi:
"Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a sesleniyoruz: Terör belası Türkiye'nin
en önemli sorunudur. Milli Güvenlik Kurulu'nda (MGK), Birleşmiş Milletler'de
(BM), Avrupa Birliği'nde (AB) bu konuşuluyor. Başbakanın aydınlarla yaptığı
toplantıyı, daha geniş tabana sahip ve halkla iç içe olan din alimleri, manevi
önderlerle de yapmasını teklif ediyoruz. Daha etkili ve faydalı olacaktır.
Aydınların aydınlığına bir diyeceğimiz yok. Halktan kopuk olduklarını, halkla
iç içe olmadıklarını da düşünmüyoruz. Bir zamanlar Erzurum'da Kürt ve Türk kavgası
vardı. Mahallelerde saldırılar oluyordu. Vali ve emniyetin yapamadığını 'Naim
hoca' diye mazlum bir hoca yaptı. Kavgayı veya katliamı önledi. Naim hoca gibi,
Türkiye'de ciddi ve etkili kişilerin olduğunu biliyoruz. Din adamları ve din
görevlileriyle bu konu konuşulmalı."
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Papa'yı 2006 yılında Türkiye'ye davet etmesine de değinen Ahmet Yıldız, "Gelirse misafirimiz olur. Bizim misafirlikte kusurumuz olmaz. Ekümenlik sıfatını açıklama girişiminde bulunacağını da sanmıyorum. Şayet olursa, bu tek taraflı olur. Türkiye kabul etmez. Dinlerarası diyalog nedir? Oturup konuşmak lazım. Diyalogun tüm toplum kesimleriyle yapılmasını istiyoruz. Dinimiz, 'Hıristiyan ve Yahudilerden kardeş ve dost edinmeyin' diyor. 'Diyaloga girmeyin' demiyor. Şahsen ben öyle bakıyorum. Keşke Türkiye'deki tüm toplum kesimleri diyalog kursa da kavga etmese" diye konuştu.