Dr. Kurt: Dikkat eksikliğinin zeka ile ilgisi yoktur

Yozgat Devlet Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Dr. Veli Kurt, çocuklarda görülen dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun zeka ile bir ilgisinin olmadığını söyledi.

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 09 Ekim 2012 22:11, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Dr. Veli Kurt, ilde görev yapan rehber öğretmenlere ?dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu' konulu seminer verdi. Yozgat Rehberlik ve Araştırma Merkezi'nde düzenlenen seminere rehber öğretmenleri katıldı. Dr. Kurt seminerde yaptığı konuşmada dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun, 7 yaşından önce başlayan ve çocuğun yaşına ve gelişim düzeyine göre uygun olmayan, kalıcı ve sürekli olan, en az 6 ay birden fazla ortamda görülen bir bozukluk olduğunu söyledi. Bu tür rahatsızlıkların başlangıcının 3 yaşında görüldüğünü, belirtilerin ise 4 -5 yaşlarında arttığını ifade eden Dr. Kurt, "Bunun tanısı okul çağında koyulmaktadır. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu çocukluk çağının en önemli psikiyatrik sorunlarındandır. Aileyi, okulu ve toplumu ilgilendiren yönleriyle bir eğitim ve öğretim sorunudur. Erken teşhis ve tedavi önemli. Çocuk ve ergende yüzde 3 -10, erişkinde yüzde 4,4, erkeklerde kızlardan 2,5 kat fazla, ilköğretim çağındaki çocukların yüzde 3 -10'unda yani her 20-30 çocuktan birisinde görülüyor. Her sınıfta en az bir çocukta var." dedi.

Dr. Kurt, bu tür rahatsızlıkların belirtilerini şöyle sıraladı: "Yerinde duramama, oturması gerektiği halde oturamama, tırmanma, yerli yersiz koşma, aşırı konuşma, konuşmalara müdahale edip yarıda kesme, sessiz sakin oyun oynamakta güçlük çekme, her zaman bir şeylerle uğraşma, cevapları ağzından kaçırma, sırasını beklemekte güçlük çekme."

Çocukta dikkat kusurunun özellikle eğitim hayatının başlamasıyla belirgin hale geldiğini vurgulayan Kurt, sözlerine şöyle devam etti: "Okul öncesi dönemde de her şeyden çabuk sıkılan ve bıkan bu çocuklar, oyuncaklardan dahi sıkılıp kısa bir süre sonra onları parçalamayı tercih ederler. Okulun başlamasıyla birlikte öğrenmeye karşı ilgisizdirler. Dikkat eksikliği okul öncesi dönemde pek fark edilmeyebilir. Ancak bu çocukların bir kısmı ders dışı işlerde de çabuk sıkılma belirtileri gösterirler. Zeka düzeyi iyi olan ve ek olarak özel öğrenme güçlüğü olmayan çocuklar ilkokulun 3. ve 4. sınıflarına kadar derslerde sorun yaşamayabilirler. Çalışmadıkları ve dersi iyi takip etmedikleri halde notları kötü olmayabilir. Derslerin ağırlaşmasıyla başarıda ciddi düşüşler yaşanmaya başlanır. Sınıf ortamında kıpır kıpırdırlar, dersin düzenini bozarlar, tahtada yazılanları defterlerine geçirmekte güçlük çekerler, defter sayfalarının yarısını doldururlar, yazıları kötüdür, yazım kurallarına dikkat etmezler. Ödevlerini tamamlamakta sorun yasarlar. Dikkatsizlikleri sınav başarılarını etkiler, bu nedenlerden dolayı çocuğun okul başarısında düşme olur, öğrenim görerek meslek edinme şansı azalır. Oyunlarda sırasını bekleyemezler ve arkadaşlarıyla sorun yaşarlar. Çoğu kez okul eşyalarını kaybederler."

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun zeka ile bir ilgisinin olmadığını söyleyen Dr. Kurt, "Temel sorun davranışları kontrol edememektir. Zeka ile ilgisi yoktur. Beyindeki dikkat ve davranış kontrolünden sorumlu olan bölgeler yeterince aktif değillerdir. Dikkatin kolayca dağılması, aşırı hareketlilik ve düşünmeden hareket etme beyindeki bu merkezlerin iyi çalışmamasının sonucudur. Beyinde dikkat ve davranış kontrolünü sağlayan sistemde sorun vardır. Okul öncesi dönemde olan çocuklara tanı koymak, bu yas çocuklarının genelde hareketli olması ve öz denetimlerinin yetersiz olması nedeniyle oldukça zordur. Tedavinin ilk şartı; aile, okul ve hekim arasında sıkı işbirliğidir. Tedavide çocukla yeniden sağlıklı ilişki kurabilmenin yolları aranmalı. Ailenin çocuğa yönelik tutumları gözden geçirilerek yanlışlar ayıklanmaya çalışılmalı." şeklinde konuştu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber