Kiracılar... Sakın erken sevinmeyin!

Haber Giriş : 23 Eylül 2005 15:37, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Yeni Borçlar Kanunu'na göre artık kira artışları ÜFE ile sınırlı olacak, kiracıdan alnan depozito ise 3 kira karşılığını geçmeyecek.

Yeni Borçlar Kanunu tasarısının bir bölümü, Adalet Bakanı tarafından açıklandı. Önemli maddeler arasında kiralarda artış oranının kanunla belirlenmiş olmasının yanısıra, depozito miktarı ve bunun tevdî mahalline ilişkin tarafları bağlayıcı hükümler mevcut. Medya, ?Kiracılara sevindirici haber' diye kullandı. Uygulamada ise kazın ayağı öyle olmayacak. Açalım:

Kiracıları korumayı amaçladığı anlaşılan bu kanuna göre; mal sahibi veya kiralayan her yıl serbestçe keyfen kira bedelini arttıramayacak. Yıllık enflasyon miktarı, müteakkip yıl yapılacak kira zammına esas olacak.

Bu ne demek? Yıllık enflasyon hedefini tesbit, doğrudan iktisat politikası ile ilgili. Yani, yıllık kira artışını güya Devlet belirleyecek.

Diğer önemli bir madde ise depozito. Mal sahipleri, kiralanan yerin hasara uğraması, elektrik-su paralarının veya apartman aidatlarının kiracı tarafından ödenmemesi ihtimaline karşılık teminat olarak kiracıdan önceden bir miktar para alıyorlardı.

Kanuna göre: Artık depozito miktarı ev sahibinin insafına bırakılmıyor. Bu miktarın 3 aylık kira bedelini geçemeyeceği kanunda yer alacak. Mesele bununla da kalmıyor. Depozito, ev sahibine verilmeyecek. Kira sözleşmesi ile tayin edilecek para, bir bankada taraflarca açılacak hesaba yatırılacak.

Káğıt üzerinde güzel görünen bu maddeler realitede nasıl işleyecek?

Uygulama değişmeyecek

Hemen cevap verelim. Serbest pazar ekonomisi'nin mal ve hizmet fiyatlarını belirlediği ülkelerde, bu tarz kanunların uygulanma olanağı yoktur.

O halde ne olacak?

Ev sahiplerinin kiraladıkları yerleri hiçbir objektif ölçüye uyma zorunluluğu olmadan diledikleri kişilere diledikleri fiyata kiraya vermelerine başlangıçta hiçbir yasal engel bulunmamaktadır. O halde kiracı tamamen sübjektif ölçülere göre seçilecek.

Sonra; depozito parasının ismi değiştirilerek yasadaki bu hüküm bertaraf edilecek. Başka bir nam altında talep edilen para, yine kiracıdan alınacak. Kiracı, ?Ben bu parayı vermem' derse, daire, bu parayı verene kiralanacak. İstenilen parayı veren de her zaman bulunacak.

Yıllık kira artış oranının bertarafı çok daha kolaydır. Başlangıçta kira sözleşmesine istenen kira artışı konacak. Kiracı, müteakkip yıllarda ihtilaf çıkardığında ise evlenecek çocuklarının veya kendilerinin konut veya işyeri ihtiyacı için hemen tahliye davası açılacak ve kiracı tahliye nedeni ile daha büyük bir maddi yük altına girecek.

Ve iptal edilecek

Bu kanun sadece vakıflar veya belediyeler gibi kamu kurumlarınca kiralanan yerlerde belki bir süre uygulanacak.

Serbest piyasa ekonomi uygulanan ülkelerde arz ve talep dengesi, mal ve hizmet fiyatlarını belirler. Bireylerin de Anayasa teminatı altında sözleşme özgürlükleri vardır. Devlet, çıkaracağı kanunlarla bunları engelleyemez.

Hükümet'in kiracıları koruma amacıyla uzun çalışmalar sonucu ortaya çıkardığı bu tip kanunlar, toplumda hukuk barışını sağlayacak yerde birçok ihtilafa zemin hazırlar. Hep böyle olmuştur. Sulh hukuk mahkemelerinin kira tesbiti ve kira bedeli davalarında da büyük bir artış yaşanacak.

Sonra ne mi olacak? Anayasa Mahkemesi, önceki yıllardaki gibi kanunun bu maddelerini sözleşme özgürlüğüne aykırı bularak iptal edecek.

Hükümet, serbest piyasa ekonomisi kurallarına uygun olarak tarafların fiyat tesbitlerine müdahaleden vazgeçerek serbestçe belirlenecek doğru fiyatlar üzerinden vergi alımını sağlarsa, ülke yönetimi yönünden daha uygun hareket etmiş olacaktır.

Halit KAKINÇ / Star

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber