Yargıtay Başkanı: Biz de davaların uzamasından şikayetçiyiz
Yargıtay Başkanı Osman Arslan, İnsanların 2 şeyin değerini kaybetmeden
anlamıyor. Bunlardan birincisi sağlık, ikincisi de adalet" dedi.
Kırıkkale Üniversitesi Mavi Salon'da düzenlenen 2005-2006 akademik yılı açılış
törenine katılan Arslan, şu anda Türkiye'de mahkemelerde 4 milyon insanın davası
bulunduğunu, her ailenin ortalama 4 kişi olduğu kabul edilirse yargının 16 milyon
kişiye doğrudan hizmet verdiğini belirtti.
İnsanların 2 şeyin değerini kaybetmeden anlamadıklarını ifade eden Arslan,
şunları söyledi:
"Bunlardan birincisi sağlık, ikincisi de adalet. Sağlıklı bir insan için
doktorun, ilacın, hastanenin hiçbir önemi yoktur. Ancak insan hastalandığında
en iyi doktoru, en iyi hastaneyi arar. Adalet de aynı şeyleri kapsar. Toplumda
yaşayan insanların, hukuk kurallarına riayet ettiği, başkasının hakkına tecavüz
etmediği sürece mahkemeye düşmesine olanak yoktur." Demokratik hukuk devletinin
"olmazsa olmaz" şartının yargı bağımsızlığı olduğunu bildiren Arslan,
"Yargı, devletin bir organıdır. Ancak yargı yetkisi, devlet adına değil
Türk Milleti adına mahkemelerce kullanılır. Bu kural Anayasa'nın 9. maddesinde
yer almıştır. Biz eğer yargılamayı devlet adına yapmış olsaydık, devleti yargılamamız
mümkün olmazdı" diye konuştu.
ADİL YARGILAMA
Adil yargılanma konusunda en kapsamlı düzenlemenin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin
6. maddesinde yapıldığına dikkat çeken Arslan, "Daha sonra ek protokollerle
buna ilaveler yapıldı. Türkiye, bu sözleşmeleri Bakanlar Kurulu'nda imzaladı.
Ancak bu anlaşmalar meclisten geçmedi. Bu anlaşmaların en kısa zamanda meclisten
geçeceğine inanıyorum" dedi.
Hakimin, yasama ve yürütme organına karşı bağımız olması gerektiğine işaret
eden Arslan, sözlerine şöyle devam etti:
"Hakimlerin bağımsızlığı, bütün uluslararası sözleşmeler ve anayasalarda
yer almıştır. Bağımsız olmayan bir hakimden, adil bir karar beklenemez. Hakim
karar verirken kimseden korkmamalı, işine son verileceği endişesine kapılmamalıdır.
Bazı yerlerde 'hakim bağımsızlığı' ile 'dokunulmazlığı' karıştırılmaktadır.
Bağımsızlığın ve dokunulmazlığın amacı ve hedefi ayrıdır. Hakimler bağımsızdır,
ancak yargılanamazlar diye bir hüküm yoktur." Geciken adaletin bizatihi
adaletsizlik olduğunu belirten Arslan, şunları kaydetti:
"Ne yazık ki ülkemizde davalar kısa sürede bitmemektedir.
Yargıtay olarak biz de davaların uzamasından şikayetçiyiz. Ama bütün fatura
mahkemelere çıkarılmaktadır. Ancak davaların uzamasında tek faktör mahkemeler
değildir. Dava sayısının çok olması, hakimlerin çok sayıda davaya bakması da
bunda etkilidir. Geçen yıl Yargıtay'a gelen dosya sayısı 506 bin, çıkan karar
sayısının ise 437 bindir.
Yargıtay'ın 200 gün çalıştığı dikkate alındığında, günde 2 bin 380 dava sonuçlanıyor.
Bu insan tahammülünün üzerinde bir sayıdır."
"KÜ KISA SÜREDE SAYILI ÜNİVERSİTELER ARASINA GİRDİ"
Rektör Prof. Dr. Tahsin Nuri Durlu ise KÜ'nün Türkiye'nin en genç üniversitesi
olduğunu söyledi.
KÜ'nün kısa sürede Türkiye'deki sayılı üniversiteler arasına girmeyi başardığını
ifade eden Prof. Dr. Durlu, şöyle konuştu:
"Gençlerini çağdaş standartlar doğrultusunda eğitmeyen toplumların çağın
hedeflerine ulaşmaları mümkün değildir. Kalkınmanın ve ulusumuzun her konuda
istenilen üst düzeylere ulaşmasının tek yolu, yararlı potansiyellerimizi kendi
imkanlarımızla, başkalarının iradesine sığınmadan artırmaktır." Törende,
Yargıtay Başkanı Arslan'a fahri doktora unvanı verildi.
Arslan'a cüppesini, Rektör Prof. Dr. Durlu giydirdi.
Törene, AK Parti Kırıkkale Milletvekilleri Vahit Erdem, Ramazan Can, Vali Mustafa Bahrettin Demirer, Belediye Başkanı Veli Korkmaz, bürokratlar, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.