Şimşek: Kriz öncesi seviyeyi 7 yılda yakaladı

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 30 Ekim 2012 11:33, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, IMF'nin, küresel kriz sonrası kırılgan bir yapıda devam eden toparlanma sürecinin 2018 yılına kadar süreceğini tahmin ettiğini hatırlatarak, bu çerçevede Türkiye ekonomisini de çok yakından ilgilendiren küresel ekonominin önündeki temel risklerin; Avro bölgesinde devam eden borç sarmalı, ABD'deki mali dengesizlikler ve gelişmekte olan ülkelerdeki büyümenin sert şekilde yavaşlaması olduğunu bildirdi.

2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2011 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın görüşmeleri, Plan ve Bütçe Komisyonu'nda başladı.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, burada yaptığı sunumunda, küresel finansal krizin başlangıcından bu yana yaklaşık 5 yıl geçmesine rağmen dünya ekonomisinde istikrarın hala sağlanamadığını, gelişmiş ekonomilerde zayıf büyüme ve yüksek işsizlik ortamı sürerken, Avro Bölgesi kamu borç krizinin bir güven bunalımına dönüştüğünü söyledi.

Gelişmiş ülkelerin yaşadığı bu sorunların küresel görünümü olumsuz yönde etkilediğini anlatan Şimşek, bu nedenle birçok ülke ve uluslararası kuruluşların büyüme tahminlerini aşağı yönlü revize ettiğini hatırlattı.

Buna göre küresel büyümenin 2012 ve 2013 yıllarında sırasıyla yüzde 3,3 ve yüzde 3,6 olmasının tahmin edildiğini kaydeden Şimşek, bu oranların kriz öncesi küresel ekonomide görülen yüzde 5-5,5'lik büyüme oranlarının oldukça altında olduğunu ifade etti.

Şimşek, dünya ekonomisinin yüzde 21'ini oluşturan ABD'de, nispi iyileşmeye rağmen büyümenin hala potansiyelin altında seyrettiğini, 2011 yılında yüzde 1,8 büyüyen ABD ekonomisinin bu yıl yüzde 2,2, önümüzdeki yıl ise yüzde 2,1 büyümesinin beklendiğini anımsattı.

Dünya ekonomisinin yüzde 19'unu oluşturan Avro Bölgesi'nde ise sorunlar hala devam ettiğini anlatan Maliye Bakanı, 2011 yılında yüzde 1,4 oranında büyüyen Avro Bölgesi'nin 2012 yılında yüzde 0,4 daralması, 2013 yılında ise yüzde 0,2'lik büyüme ile neredeyse yerinde sayması beklendiğini dile getirdi.

Çin ve Hindistan gibi büyük ekonomilerde büyümenin, bu yılın ilk yarısında sırasıyla yüzde 7,9 ve yüzde 5,4 seviyelerine gerileyerek son 3 yılın en zayıf performansını gösterdiğini anlatan Şimşek, bu çerçevede, 2011 yılında yüzde 6,2 oranında büyüyen gelişmekte olan ekonomilerin 2012 ve 2013 yıllarında sırasıyla yüzde 5,3 ve 5,6 büyüyeceği tahmin edildiğini söyledi.

-Makro ekonomik dengesizlikler devam ediyor

Küresel finansal krizin ana sebeplerinden biri olan küresel makro ekonomik dengesizlikler devam ettiğini belirten Mehmet Şimşek, kriz öncesi dönemde başta Çin olmak üzere yüksek cari fazla veren Rusya, Almanya, Körfez ve gelişmekte olan Asya ülkelerinde büyüme hala dış talep ağırlıklı olduğunu ifade etti.

Öte yandan başta ABD ve İngiltere olmak üzere birçok gelişmiş ülke ve bazı gelişmekte olan ülkeler yüksek cari açık verdiğini kaydeden Şimşek, ''Küresel makro ekonomik dengesizliklerin azaltılması için tasarruf fazlası olan ülkelerin iç talebi canlandırması, tasarruf açığı olan ülkelerin ise cari açığı kontrol altına almaları gerekmektedir'' dedi.

Küresel finansal krizin küresel buhrana dönüşmesini engelleyen en büyük faktörün, ülkelerin ekonomi politikalarını küresel koordinasyon ve işbirliği içinde belirlemeleri olduğunu ifade eden Maliye Bakanı, Türkiye'nin de aktif rol aldığı bu süreçte G-20, ülkelerin krize karşı birlikte mücadele ettiği bir platform olduğunu söyledi.

Bakan Şimşek, ''Her ne kadar küresel finansal kriz 'Büyük Buhran' (1929 yılında yaşanan) kadar derin olmasa da etkilerinin daha uzun süre hissedileceği tahmin edilmektedir'' diye konuştu.

-''Kriz öncesi seviyeyi 7 yılda yakaladı''-

Bakan Şimşek, büyük sonrası küresel ekonominin kriz öncesi seviyeyi yakalaması yaklaşık 7 yıl aldığını hatırlatarak, şunları söyledi:

''IMF, küresel kriz sonrası kırılgan bir yapıda devam eden toparlanma sürecinin 2018 yılına kadar süreceğini tahmin etmektedir. Bu çerçevede, Türkiye ekonomisini de çok yakından ilgilendiren küresel ekonominin önündeki temel riskleri; Avro Bölgesinde devam eden borç sarmalı ve güven sorunu, ABD'deki mali belirsizlikler, gelişmekte olan ülkelerde büyümenin sert biçimde yavaşlaması, jeopolitik risklere bağlı olarak yüksek seyreden emtia fiyatları şeklinde özetleyebiliriz.''

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber