Başbakanlık'tan itiraf: Tasarruf genelgeleri amacına ulaşamadı
Başbakanlık yayımladığı raporla, çıkarılan tasarruf genelgelerinin amacına
ulaşamadığı, yeni bürokrasi ve kırtasiyecilik yarattığı itirafında bulundu.
Başbakanlık tarafından yayımlanan "Kamu Kesiminde Kaynakları Etkin Kullanma
ve Maliyetleri Düşürme" başlıklı çalışmada, kaynakların etkin kullanımı
ve maliyetlerin düşürülmesi konusunda yaşanan problemlerin çözümü için yasal
ve idari düzenlemelere ek olarak Başbakanlık Genelgesi çıkarılması geleneği
oluştuğu anımsatıldı.
Raporda, tasarruf genelgelerinin hedefinin "bütçe açıklarının azaltılması,
kamu mali yapısının disipline edilmesi ve kamudaki cari harcamaların azaltılması"
olduğu kaydedildi. Ancak, 2004 yılı başına kadar çıkarılan genelgelerde çok
ayrıntılı düzenlemelere yer verilmiş olmasına karşın "kamuda tasarrufun
öncelikle zihniyet değişikliği gerektirdiği, kamu parasını kullanan bireylerin
kendi paralarını harcarken gösterdikleri özeni göstermeleri gerektiği gibi konulara
vurgu yapılmadığı" savunuldu.
Tasarruf genelgelerine uyanlara yönelik bir ödül sistemi getirilmemesi de eleştirilen
raporda, "Bu genelgeler yeni bürokrasi ve kırtasiyecilik yaratmış, bir
ödül ve ceza sisteminin oluşturulmaması Başbakanlık Tasarruf Genelgelerinin
etkinliğini yıllar içerisinde yitirmesine neden olmuştur" denildi.
Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer, raporda yer alan sunuş yazısında "Kamu
yönetiminde, kaynakların etkin kullanılması ve maliyetlerin düşürülmesi için
uzun yıllardır benimsenen tasarruf genelgeleri çıkarılması uygulaması yeterli
olmamaktadır. Bu tür genelgeler gerek genelgeye muhatap olan yöneticilerin yanlış
algılamaları gerekse uygulayıcı kuruluşun dikkatli kararlar verememesi nedeniyle
etkili olamamaktadır" görüşünü dile getirdi. "Tasarruf genelgeleri
çoğu kez bürokratik süreci uzatan ve kararları geciktiren bir işlev görmektedir"
diyen Dinçer, kamu kaynaklarının etkili kullanım ve savurganlığın önlenebilmesi
için düşünüş ve davranış kalıplarının da değiştirilmesi gerektiğini kaydetti.
İSRAFLA KAYNAKLAR BELLİ KESİMLERE AKTARILIYOR
Raporda, "Kamu kaynaklarının rasyonel ve amaca uygun olarak kullanılmasını
engelleyen israf, toplumun genel yararı için kullanılması gereken kaynakların
verimsiz ve haksız bir şekilde belli kesimler lehine kullanıma sebep olmaktadır"
saptaması yapıldı. İsrafın yalnızca kamu parasının etkin kullanılmamasıyla oluşmadığı,
aynı zamanda kamu yönetiminin toptan etkin olarak çalıştırılmaması ve stratejik
yönetime geçilmemesinden de kaynaklandığı anlatılan raporda, "Stratejik
bir yönetimin kurulamaması, Türkiye ekonomisinin gelişmesini sağlayacak kaynakların
kamu kesimi tarafından yutulmasına ve kamu harcama disiplinin bozulmasına yol
açmaktadır" denildi.
TOPLAM BÜTÇE DİSİPLİNİ SAĞLANMALI
Raporda, kamu kaynaklarının etkin kullanılması ve maliyetlerin düşürülmesi
için devlet bütçesinden yapılan harcamalarda başarılması gereken üç temel nokta
şöyle sıralandı:
"Toplam bütçe disiplini sağlanmalı. Program ve projelerde bulunan harcamaların
stratejik önceliklendirilmesi yapılmalı. Bütçe kaynaklarının harcanmasıyla üretilen
mal ve hizmetler kaliteden ödün verilmeksizin mümkün olan en düşük maliyetle
elde edilmeli ve bütçe kaynaklarının kullanılmasında etkinlik sağlanmalı."
Bütçe disiplinindeki temel sorunun, bütçenin harcamacı kuruluşlar tarafından
ortak havuz olarak görülmesi olduğu belirtilirken, bu nedenle harcama taleplerinin
daima optimal seviyenin üzerinde olduğu kaydedildi. Hiçbir sınırlama yapılmadan
harcamacı kuruluşların taleplerinin karşılanmasının "sürdürülemeyecek bütçe
açığının oluşmasına" neden olduğu belirtilen raporda, şu değerlendirmelere
yer verildi:
"Kamu kuruluşlarının özel sektörün sahip olduğu dinamizme sahip olmaması, harcamalar yapılırken etkisini göstermektedir. Nitekim kendilerine ödenek verilen birimler, eğer tasarrufa yönelik yeterli kültüre sahip değillerse ödeneklerini bitirinceye kadar harcama eğilimi içinde olmakta, bunu da gelecek yıl bütçesi için daha fazla ödenek talep edebilme mazeretiyle açıklamaktadırlar. Ülkelerin ekonomik ve siyasi yapılarının ve hatta kültürlerinin giderek birbirini daha çok etkilediği küreselleşme çağında, Türk kamu yönetiminde israfın daha uzun süre devam ettirilemeyeceği açıktır."
Hürriyet