Rektörler olağanüstü toplantıda hükümeri protesto edecek
Abbas Güçlü/Milliyet
İktidarla YÖK arasında yeni bir gerginliğin sinyalleri geliyor. Van Yüzüncü
Yıl Üniversitesi Rektörü'nün gözaltına alınması, YÖK ve rektörler arasında infial
yaratmış durumda. Rektörler Komitesi, yarın Ankara'da, bir hafta içerisinde
ikinci kez toplanıyor. Olağanüstü toplantıda, alınan yargı kararına, hükümetin
gölgesinin düştüğü vurgulanarak, iktidar protesto edilecek.
YÖK ve rektörler arasında, hükümetin siyasi terör estirdiği konusunda görüş
birliği var. Yarın yayımlanacak bildiride bu görüşe de yer verilecek. Hükümet
tarafı ise yargı ile YÖK arasındaki bu gerginliğe hiç bulaşmak istemiyor. Özellikle
de tüm bu söylentilerin başrol oyuncularından biri olan Milli Eğitim Bakanı
Hüseyin Çelik.
Bilindiği gibi Van, Çelik'in seçim bölgesi. Van'da her şey onun kontrolü altında.
Çelik, YÖK'le kavgasını, Ankara yerine Van'da yapıyor diyenler de çoğunlukta.
Bu tatsız kavganın galibinin olmayacağını herkes bilmeli ve ona göre hareket
etmeli. Davanın sonucu ne olursa olsun, bundan herkes yara alacaktır. Hükümet,
YÖK, yargı, üniversiteler ve rektörler. Hepsi. Bakan Çelik, rektöre yönelik
her iki operasyonda da Van'daydı diyorlar. Bence bu bir tesadüf. Çünkü Bakan
Bey, Ankara'dan çok Van'da. Kimse bu konuda öküzün altında buzağı aramamalı.
Olay zaten adliyede
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Genel Sekreter Yardımcısı Enver Arpalı, 6 aydır
hapiste. Rektör Aşkın da aynı konuda, yani evrakta tahrifattan suçlanıyor. Ama,
YÖK'e göre, Arpalı hakkında suç duyurusunda bulunup hapse attıran zaten rektörün
ta kendisi. Yani bu konuda rektörü suçlayıp hapse atmak yerine kutlamak gerekiyormuş.
Olayın adli yönüne karışmayız. Eminim ki mahkemelerimiz bu konuda en doğru kararı
vereceklerdir. Yerel mahkemenin kararını beğenmeyenler için de temyiz hakkı
her zaman açık. Olayın artık Van sınırları içerisinde kalmayacağı da kesin.
Dava herhangi bir dava olmaktan çoktan çıktı. Umarım ki bu konuda adım atanlar
tüm bunları hesaba katmışlardır.
Konuya açıklık getirmesi açısından Prof. TÖ'nün bu konudaki mektubunu sizlerle
paylaşmak istiyorum:
1. Rektör Aşkın, kendinden önceki dönemde yapılmış bir ihalenin sonuçlanma aşamasından
bugüne 6 yıldır rektörlük yapmaktadır. Teslimatı yapılmış cihazlar için toplam
15 milyon dolar ödeme yaptırdı.
2. Bu ödemelerin yasal olmadığını anladı ve bu kez yaptığı yazışmaları imha
etmek için evrak kayıt defterlerinin üzerinde oynamalar yaptırdı. Bunlar daha
sonra orada görev yapmış memurlar tarafından savcıya verildi. Dolayısı ile delilleri
karartma suçu işlediğinden dolayı rektör bugün içeride bulunuyor.
3. Üniversitenin Genel Sekreteri (YÖK Genel Sekreter Yardımcısı diyor) Enver
Arpalı, bu yüzden 6 aydır hapiste bulunuyor. Sizce bu olay YÖK'ü harekete geçirip
gerekli incelemeleri yapıp devletin malına sahip çıkmayı gerektirmez miydi?
4. Bunu yapmamakla YÖK de suç işledi ve ilk kez bir rektör tutuklandı.
'Savcılık izin vermedi'
YÖK'e göre ise olayların akışı çok farklı. Önceki rektör döneminde gerçekleşen
usulsüzlükleri tespit edip Maliye'ye ve savcılığa suç duyurusunda bulunan, şu
anda hapiste olan Yücel Aşkın'dan başkası değil. Tahrifat söz konusu olduğunda,
YÖK iki kez devreye girip savcılıktan evrakları isteyip soruşturma başlatmak
istiyor. Ama her ikisinde de ret cevabı alıyor. Anlayacağınız, biz soruşturma
yapmak istedik ama savcılık engelledi görüşündeler.
Özetin özeti: Van'da tarihi günler yaşanıyor. Türkiye iktidarı, yargısı, üniversiteleri ve kamuoyu ile ciddi bir sınavdan geçiyor. İddia edildiği gibi ortada siyasi bir terör mü var? Yoksa en güvenilen dağlara kar mı yağıyor? Hep birlikte göreceğiz...