Torpil sahtekârları da var

Haber Giriş : 30 Ekim 2005 09:27, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

AK Parti'den önemli bir isimle iftar yemeğindeydik birkaç gün önce. Malatya'da yaşananlardan başlayan sohbette laf döndü dolaştı, şu meşhur "Hamili kart yakinimdir" gerçeğine geldi. Mesleğini bunca senedir Ankara'da icra eden bir gazeteci olarak, "Siz siyasilerin, özellikle de bakan ve milletvekillerinin birçok kişiye referans olduğu, tayin vs. gibi birçok işte araya girdiği bir sır değil" dedik. Karşımızdaki kişi, iktidar partisinin her açıdan ön planda olan milletvekillerinden biriydi. Mesaisi de, etkinliği de yoğun, popülaritesi yüksek bir politikacı... Durum böyle olunca da, sadece seçim bölgesinden değil, çok farklı çevrelerden gelen taleplerin muhatabı...

Ama yaşadığı iki olay var ki, bizi bile şaşırtıyor. (AK Parti milletvekilinin adını vermeyeceğiz. Vekilimize "Ahmet", yaşadığı olayların içinde yer alan asistanına da "Ayşe" diyelim mesela.) Bir gün, Ahmet Bey'in TBMM'ndeki makamına, Adalet Bakanlığı'ndan bir telefon gelir. Bir daire başkanı, Ahmet Bey'in asistanı Ayşe Hanım'a, "Sayın vekilimizin isteğini yerine getirdik. Lütfen kendisine iletin" der.

Tecrübeli asistan, Ahmet Bey'in böyle adetlerinin pek olmadığını bildiğinden biraz şaşırsa da "Tamam" deyip notunu alır ve milletvekilini arayıp bilgi verir. Ahmet Bey, "Ben Adalet Bakanlığı'ndan hiç kimseden, hiçbir şey istemedim ki" dedikten sonra arayan daire başkanı ile telefonla görüşür. Daire başkanı milletvekiline de "İsteğinizi yerine getirdik" deyince Ahmet Bey, "Ben sizden ne istedim ki?" diye sorar. Sonrasında ortaya şu diyalog çıkar:
- Efendim bir süre önce arayıp "Bizim bir yakınımız Sivas'ta cezaevinde. Bu mahkumun İstanbul'a nakli aile açısından önemli" dediniz ya... Biz de söz konusu mahkumu Sivas'tan İstanbul'a naklettik, onun bilgisini vermek için aramıştım.
- Hayır ben böyle bir şey istemedim. Sizinle de ilk kez konuşuyorum zaten şu anda.
- Ama arayan kişi siz olduğunuzu söyledi.
- Ama değildim.
- Nereden bilebilirdim ki?
- Bakın belli ki birisi benim adımı kullanıp size bir iş yaptırmış. O kişiyi bulabilir misiniz bilmem ama her şeyden önce İstanbul'a naklettiğiniz o mahkumu hemen eski yerine Sivas'a geri gönderin. Bundan sonra da bir daha benim adımla sizi arayanlara inanmayın.

İkinci olay da yine asistan Ayşe Hanım'a bu defa Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğü'nden gelen telefonla ortaya çıkıyor. Bir uyanık, "Ben Ahmet" diyerek genel müdürü arıyor, tam dört kişiyi işe almasını istiyor ve üstüne bir de bağırıp çağırıyor. Üstelik "Bana haber verin" deyip makam (!) ve cep numaralarını da bırakıyor. Milletvekili asistanı sahte Ahmet Bey'i arıyor ve "Ben Ahmet" yanıtını alınca dayanamayıp, "Ben de asistanınız Ayşe!" cevabını veriyor...

Durum Şeker Fabrikaları'na bildiriliyor. Sahte vekilin telefonlarına ise o günden sonra ulaşılamıyor. İşte böyle... Nadiren de olsa, gıyabında yaşanan "Hamili kart yakinimdir" vakalarından, "kart sahibi"nin haberi dahi olmayabiliyor.

murat çelik/bugün

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber