Darbenin ardından kurulan YÖK 25. yaşına bir rektörü hapiste girdi

Haber Giriş : 06 Kasım 2005 08:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

6 Kasım 1981'de yayımlanan 2547 sayılı yasa ile kurulan Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) bugün doğum günü.

YÖK 25. yaşına bir rektörü hapiste girdi. Van Rektörü Yücel Aşkın, Üniversite Hastanesi'ne tıbbi cihaz alımında usulsüzlük yapıldığı iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında 14 Ekim'de tutuklanarak cezaevine konuldu. Hakkında tarihî eser kaçakçılığı suçlamasıyla dava da açılan Aşkın'ın üniversitede yaptığı fişleme ise herkesin tepkisini çekti.

Haklarında yolsuzluk ve usulsüzlük iddiası bulunan rektörler hakkında soruşturma izni vermeyen YÖK, kurulduğu günden bu yana tartışılıyor. Hemen her kurum doğum gününü çeşitli etkinliklerle kutlarken, YÖK bugüne kadar hiç kuruluş yıldönümünü kutlamadı. YÖK'ün doğum günü 24 yıldır sadece öğrenci ve sivil toplum örgütlerinin eylemleriyle ?kutlandı'. Kuruluş yıldönümünde düzenlenen konferans veya panellerde ise kutlama yerine eleştiri yapıldı. YÖK'ün kuruluş yıldönümünde hakim manzara ?pasta kesilmesi, havai fişek gösterisi veya basit bir kutlama' yerine ?göz yaşartıcı bombalar' oldu. 24 yıldır ?kurulduğu amaçlar doğrultusunda? varlığını sürdüren YÖK, son 2 yılını Prof. Dr. Erdoğan Teziç'in başkanlığında geçirdi. YÖK'ün 8 yıl başkanlığını yapan Prof. Dr. Kemal Gürüz'ün son dönemlerinde ?aşırı merkeziyetçi ve baskıcı? yönü daha fazla ön plana çıktı. Teziç döneminde bu yönü ?teamül' olarak devam ettirilen YÖK'ün, sadece üniversiteler arasında koordinasyondan sorumlu bir üst kurul olması gerektiği yıllarca savunuldu.

YÖK'e hemen hemen herkes karşı. En çok eleştirilen nokta, yasanın üniversite rektörlerine de büyük yetkiler verdiği, ?YÖK'ün, rektörleri gladyatör, profesörleri gardiyan haline getirdiği?. Üniversite öğretim üyeleri, YÖK'ün bilimi kesintiye uğrattığını savunarak, otoriter ve totaliter bir yapıdan katılımcı bir yapıya kavuşturulması gerektiğinin altını çiziyor. Başkan Erdoğan Teziç de ?YÖK'e atamalara ilişkin yetki verilmesi özelde üniversite özerkliğini, genelde ise demokratikleşmeyi yaralamaktadır.? diyor. Bugün YÖK'ü sahiplenen CHP'nin resmî programında ?YÖK sistemi kaldırılacak.? deniliyor. Hemen hemen bütün siyasi partiler YÖK'le ilgili değişiklik vaadinde bulunurken, 1981'de kurulan YÖK'ten sonra gelen 16 ayrı hükümetin neredeyse tamamı kurulun bürokratik yapısından kurtarılacağı ve sadece üniversiteler arasında eşgüdüm kurumu haline getirileceği sözünü verdi. Hükümetler gelip gitti; ancak YÖK değişmeden ayakta kaldı. 2003 ve 2004 yıllarında YÖK Yasası'nı tamamen yenilemek için çalışmalar yürüten AK Parti hükümeti de geçtiğimiz sene mayıs ayında içinde YÖK'ün yapısı ve ÖSS'nin de bulunduğu birkaç maddelik değişiklikle idare etti. Ancak Meclis'ten geçen bu ?eksik yasa' Cumhurbaşkanı engeline takıldı. Vetonun üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen hükümet tekrar YÖK'ü gündeme getirmedi. AK Parti gibi milletvekili sayısı açısından güçlü bir iktidarın değiştirememiş olması, ?YÖK'e rağmen YÖK'ün değiştirilemeyeceği? sonucunu ortaya çıkardı.

YÖK, önümüzdeki günlerde İstanbul'da uluslararası bir toplantı düzenleyerek Türk yükseköğretimini masaya yatıracak, şubat ayında da Köşk'te değiştirilmesini istediği konuları rektörlerle birlikte Sezer'e sunacak. Eğer bu gerçekleşirse AK Parti'nin yapamadığını YÖK kendisi yaparak ?koordinasyondan sorumlu' bir kurum haline gelecek. Ancak YÖK Yasası'nın değişmesi için önce Anayasa'nın YÖK'ü düzenleyen maddelerinin değişmesi gerekiyor.

Teziç'in 2 yılı daha var

12 Eylül'ün ürünü olan YÖK bugüne kadar 4 başkan değiştirdi. Kuruluşundan 1992 yılına kadar Prof. Dr. İhsan Doğramacı, 1992'den 1995 yılına kadar Prof. Dr. Mehmet Sağlam ve 1995'ten 2003 Aralık'ına kadar Prof. Dr. Kemal Gürüz YÖK'ün başkanlığını yürüttü. 2003 sonundan bugüne kadar da Prof. Dr. Erdoğan Teziç, YÖK Başkanı olarak görev yapıyor. YÖK başkanları 4 yıllığına ve doğrudan cumhurbaşkanı tarafından atanıyor.

?Yükseköğretim komiseri'

YÖK'e yönelik öğrenci, öğretim üyesi ve sivil toplum örgütlerinin tepkisi yıllardır hiç dinmezken, kendi ifadesiyle ?amansız YÖK hastalığına tutulan? Tüm Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu, 2000 yılında çıkardığı ve ilgi gören ?Yökoloji? kitabıyla YÖK'le dalga geçti. Mizahî bir üslupla kaleme alınan ve YÖK'ün yoğun bir şekilde hicvedildiği kitapta YÖK Başkanı'ndan YÖK beyi, YÖK'ten ise YÖK Beyliği olarak bahsedildi. YÖK'ün Yükseköğretim Komiserliği olduğu ve 22 komiserden oluştuğu kaydedilen kitapta, YÖK Başkanı'na ?YÖK Beyliği'nin sultanı ve imparatoru? denildi.

?YÖK, düştüğü yeri yakar'

YÖK, atasözlerine de konu oldu. İşte Tahir Hatipoğlu'ndan YÖK atasözleri: ?YÖK'ten var etmek Allah'a mahsustur. YÖK beyinden ağzı yanan YÖK'törü üfleyerek yer. YÖK düştüğü yeri yakar. Ayağını YÖK'e göre uzat. YÖK'e söz anlatmak, deveyi hendekten atlatmaktan zordur. Hakimiyet bilakaydu şart YÖK'ündür. YÖK'lük etme başka ihsan istemem. Su uyur YÖK uyumaz.?

?Hadi gel seninle yüksek öğretim kanunu yapalım'

YÖK'le ilgili önümüzdeki aylarda piyasaya çıkacak yeni kitap ?Hadi Gel Seninle Bir Yükseköğretim Kanunu Yapalım' adını taşıyor. Son kitabın yazarı 1 yıldan fazla süre YÖK Kanunu'nu değiştirmek için çalışan Milli Eğitim Bakanlığı Komisyonu'nun koordinatörlüğünü yürüten Doç. Dr. Şaban Şimşek. Kapsamlı bir YÖK Kanunu için geçirilen ?uykusuz günler ve geceler'den sonra hükümetin birkaç değişiklikle yetinmesine içerleyen Şimşek, komisyon çalışması sırasında yaşadıklarını, hazırlanıp kamuoyuna duyurulmayan kanun taslaklarını ve rektörlerin tutumunu kitabında anlatıyor. YÖK Yasası'nın yakın zamanda değişeceğine inanmayan Şimşek, ama mutlaka değişmesi gerektiğini dile getiriyor. Şimşek, ?YÖK Kanunu değişirse Cumhuriyet yıkılacak, devletin kutsallığı yara alacak şeklinde düşünen çevreler var, bu güçlü çevreler değişmesine izin vermiyor. Hükümet de kendini bu konuda güçlü görmüyor ki, risk almak istemiyor.? diyor.

zaman

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber