Bakanlık: Göllerimizin kuruduğu iddiaları gerçekleri yansıtmıyor

Orman ve Su İşleri Bakanlığı, göllerin kuruduğu iddialarının gerçekleri yansıtmadığını bildirdi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 04 Şubat 2013 16:43, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Bakanlık: Göllerimizin kuruduğu iddiaları gerçekleri yansıtmıyor

Orman ve Su İşleri Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği'nden yapılan açıklamada, son günlerde bazı basın organlarında Türkiye'deki göllerin kuruduğuna dair haberlerin yer aldığı anımsatıldı.

Bazı çevrelerin, Türkiye'deki sulak alanlarla alakalı olarak çeşitli raporlar yayınladıkları aktarılan açıklamada, ''Bu raporların hiçbir bilimsel dayanağı yoktur. Sulak alanlarla alakalı olarak en güncel, güvenilir ve ilmi bilgiler Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nda mevcuttur'' denildi.

Bu çerçevede Türkiye'de toplam alanı 1 milyon 645 bin hektarı aşan 300'den fazla sulak alan bulunduğu ve bu alanların 135'inin uluslararası öneme sahip olduğu belirtilen açıklamada, şu bilgiler verildi:

''Türkiye, Ramsar Sözleşmesine 1994 yılında taraf olmuştur. 2002 yılında Ramsar alanı sayımız 9 iken bugün Ramsar alanı sayımız 14'e (Sultan Sazlığı, Seyfe Gölü, Burdur Gölü, Manyas (Kuş) Gölü ve Göksu Deltası, Akyatan Lagünü, Kızılırmak Deltası, Uluabat Gölü ve Gediz Deltası, Yumurtalık Lagünü, Meke Gölü, Kızören Obruğu ve Kuyucuk Gölü, Nemrut Kalderası Tabiat Anıtı) ulaşmıştır.

Türkiye, Ramsar Sözleşmesi ile başta Sözleşme listesine dahil ettirdiği 14 alan olmak üzere, sınırları içerisindeki bütün sulak alanları korumayı, geliştirmeyi ve akılcı kullanmayı uluslararası düzeyde taahhüt etmiştir.''

Dünya Sağlık Teşkilatı'nın sıtmayla mücadele çalışmaları kapsamında, 1950'li yıllarda Türkiye'de sadece 118 bin hektar büyüklüğünde sulak alanın kurutulduğu, böylece sıtma hastalığı ile etkin mücadele edildiği anımsatılan açıklamada, bunun dışında kuruyan herhangi bir sulak alan bulunmadığına dikkat çekildi.

Kuruma riski altında olanlara da Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nca iyileştirme yönünde müdahaleler yapıldığı aktarılan açıklamada, Sultansazlığı, Seyfegölü ve Avlan Gölü'nün buna örnek gösterilebileceği ifade edildi.

Son yıllarda etkisini daha fazla hissettiren iklim değişikliğinden sulak alanların da menfi yönde etkilendiği belirtilen açıklamada, bunun önüne geçmek ve sulak alanları koruyup geliştirmek için Bakanlık olarak birçok projenin yürütüldüğü anlatıldı.

Açıklamada, şunlar kaydedildi:

''Bu kapsamda, yapılan barajlar aslında yaban hayatı için son derece önemli habitatlar olup, aynı zamanda Ramsar Sulak Alan sınıflandırması içinde Yapay Sulak Alanlar başlığı içinde ele alınmaktadır. 135 adet uluslararası öneme sahip sulak alan listemiz içinde suni sulak alanlar da bulunmaktadır. Bu konudaki en güzel numune Amasya ilimizdeki Yedikır Barajımızdır. Yedikır Barajı yapay bir sulak alan niteliğinde olmasına rağmen ülkemizin uluslararası öneme sahip 135 sulak alanından birisi olmuş, sulama ve taşkın kontrolünün yanında Ak Pelikan kuş türünün ülkemizde önemli üreme alanlarından biri halini almıştır. Ayrıca yine Göl Marmara Gölü, Hirfanlı Barajı da yaban hayatı için önemli alanlarımızdandır.

Sulak alanlarda rehabilitasyon projelerimiz de hızla devam etmektedir. Bakanlığımızca yapılan çalışma neticesinde Konya Yunak'taki Akgöl yeniden su tutmaya başlamış ve yaban hayatı tarafından yeniden bir cazibe olma noktasına gelmiştir. Ayrıca, Ereğli sazlıklarının yeniden su tutması içinde çalışmalara başlanılmıştır.''

Haberlere konu olan ve kuruduğu iddia edilen 36 gölden biri olan Samsam Gölü'nün suları ile Kozanlı Gökgöl Kuş Cenneti'nin yeşerdiği ifade edilen açıklamada, ''Ayrıca yine kuruduğu ya da risk altında olduğu iddia edilen Göller Bölgesi'nde bulunan Yazır Gölü, Karataş Gölü, Burdur Gölü gibi göller kurumamış olup, bu göller ile ilgili olarak Bakanlığımız, Biyolojik Çeşitlilik Araştırma Projelerini 2012 yılında başlatmıştır. Projeler bu yıl içinde tamamlanacaktır. Kurumakta olduğu ifade edilen Beyşehir Gölü'ne Prof. Dr. Yılmaz Muslu Barajı'ndan su takviyesi yapılarak göl canlı tutulmuştur'' denildi.

Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın, kanun ve yönetmeliklerden ziyade öncelikle bilinçlendirme yolu ile korumayı kendisine asli görev olarak edindiği kaydedilen açıklamada, ''Bütün tabii alanlarımızın, doğal güzelliklerimizin korunması öncelikle çocuklarımızdan başlamak üzere tüm halkımızın şuurlandırılması ile mümkün olacaktır. Bu kapsamda da 2 Şubat 2013 Dünya Sulak Alanlar Etkinliği kapsamında tanıtımı yapılarak dağıtılan Türkiye'nin Sulak Alanları ve Türkiye'nin Kuşları kart takımları da bu maksada hizmet etmektedir'' ifadesi kullanıldı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber