Danıştay'ın 12 Eylül'deki fişlemeyi iptal kararı mağdurlara umut oldu

Haber Giriş : 07 Aralık 2005 09:10, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Danıştay, bilgi fişinin silinmesini isteyen bir vatandaşı haklı buldu. Kararın 12 Eylül'de benzer şekilde mağdur olanlar için emsal teşkil edeceği belirtiliyor. Hukukçular suç olmaktan çıkan yasa maddelerinden dolayı kişilerin kamu kurumları tarafından hâlâ ?sakıncalı' kabul edilmesinin anlamsız olduğuna dikkat çekiyor.

12 Eylül darbesinden sonra hakkında düzenlenen bilgi fişinin silinmesini isteyen vatandaşın Danıştay tarafından haklı bulunması yeni bir tartışma başlattı. Kararın 80 ihtilalinde mağdur edilenler için emsal teşkil edeceğini savunan hukukçular, zaten yeni yasalarla suç olmaktan çıkan maddeler yüzünden kişilerin cezalandırılmasının ve hak mahrumu bırakılmasının anlamsız olduğuna dikkati çekiyorlar. Fişleme kaydının arşivlerden silinmesi, özellikle kamu görevlerine dönmek isteyen çok sayıda kişiyi ümitlendirdi. Hakkında dava açılmadan görevlerinden alınan 4 bin 509 kişiyi ilgilendiren kararın, kamuoyunda eleştirilen Adalet Bakanlığı'nın hazırladığı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı için de örnek olabileceği kaydedildi. 78'liler Vakfı Başkanı Celalettin Can, kararı gecikmiş olsa da olumlu bir adım şeklinde değerlendiriyor. ?Bütün fişler iptal edilerek devlet vatandaşıyla barışık hale gelmeli.? diyen Can, 12 Eylül'den sıkıyönetimin kaldırıldığı 1987 yılına kadar 1 milyon 600 kişinin fişlendiğini dile getiriyor. Avukat Hasan Sever ise konuyu daha ileri boyuta taşıyarak bütün fişlemelerin arşivlerden silinmesi gerektiğini savunuyor. Mağdur durumdaki çok sayıda insanın kendisine müracaat ettiğini anlatan Sever, fişlemenin valilik veya adli sicil müdürlüklerine dilekçe ile müracaat edilerek silinebileceğini söyledi. Darbe mağdurları için mücadele eden avukat Hasip Kaplan da yeni yasaların bazı eylemleri suç olmaktan çıkardığını ifade ederek, ?Zaten 25 yıl geçti. Danıştay, fişlemeye takılan 12 Eylül mağdurlarının önünü açtı.? diye konuştu.

1980 ihtilalinden sonra askerî mahkemelerde yargılanarak hapis cezasına çarptırılanlar, bir yıl öncesine kadar kamu, medeni ve siyasi haklardan mahrum yaşadı. 24 yıl boyunca dernek kurmaları, siyasi partilere ve vakıflara üye olmaları, ehliyet almaları gibi birçok alanda yasaklı olan mağdurlara, geçen yıl Meclis tarafından geçici bir madde ile yasaklı hakları iade edildi. Mağdurlar arasında bulunan devlet memurları, yasa çıkarıldıktan sonra görevlerine dönmek için daha önce çalıştıkları kurumlara müracaat etti. Hakları yasayla iade edilmesine rağmen kamu görevlerine dönmeye çalışan mağdurlar bu sefer resmî kurumların güvenlik soruşturmasına takıldı.

Hakları iade edildi; ama görevlerine dönemediler

Darbeden sonra öğretmenlik görevinden alınan Selahattin Şaban Faki, askerî mahkemede yargılandıktan sonra 5 yıl 10 ay ceza aldı. Memnu hakları iade edildikten sonra mesleğine dönmek için Milli Eğitim Bakanlığı'na müracaat etti. Ancak bakanlık yaptığı güvenlik soruşturmasında Faki'nin hükümlü olduğu gerekçesiyle talebini kabul etmedi.

Erdoğan Bozdoğan, evinde yapılan aramada yasaklı yayın bulunduğu için Tarım Bakanlığı'ndaki görevinden alındı. 8 ay tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakıldı. Bozdoğan, daha sonra gümrük müfettişliği sınavına girdi. Sınavda başarılı olan Bozdoğan, hakkında daha önce dava açıldığı için müfettişliğe kabul edilmedi. Kazandığı bir hakkın kendisine verilmediğini söyleyen Bozdoğan, hukuk mücadelesi vereceğini söylüyor.

7 Ocak 1981 tarihinde stajyer öğretmen iken görevinden alınan Taner Çelik, mahkemece çarptırıldığı cezayı çektikten sonra görevine dönmek için MEB'e müracaat etti. Bakanlık bu talebi hapis cezası aldığı için reddetti.

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nda çalışan Mezher Özmen de siyasi sebeplerle yargılandı. İş akdi feshedilen Özmen, yargılama sonunda beraat etti. Daha sonra görevine dönmek için bakanlığa müracaat eden Özmen'in talebi kabul edilmedi.

12 Eylül mağdurlarının görevlerine dönmesi için idare mahkemelerine dava açan avukat Hasan Sever, siyasi sebeplerden dolayı kurumların talepleri kabul etmediğini iddia ediyor. Avukat Sever, bu konuda resmî kurumlara takdir hakkının verildiğini ve kurumların takdir hakkını hep olumsuz yönde kullandığını kaydetti. Çeşitli sebeplerle ceza alanlara geçen yıl memnu haklarının iade edildiğini hatırlatan Sever, resmî kurumlara çok sayıda başvurunun olduğunu; ancak hiçbirinin kabul edilmediğini ifade ediyor. Sever, kurumların ret kararına karşı idare mahkemelerinde dava açtıklarını belirtiyor.

25 bin memur görevden alınmıştı

Adalet Bakanlığı'nın verilerine göre darbeden sonra hakkında dava açılmadan sadece görevlerinden alınanların sayısı 4 bin 509. Bunların 95'ini öğretim görevlisi, 2 bin 515'ini öğretmen, bin 298'ini memur, 307'sini işçi, 30'unu ise diğer kurumlarda çalışanlar oluşturuyor. 4 bin 509 memur ise sürgün edildi. Sıkıyönetim mahkemelerince hapis cezasına çarptırılanların sayısı ise kesin olarak bilinmiyor. Ancak yaklaşık 25 bin memurun ceza alarak görevinden alındığı belirtiliyor. Darbeden sonra hüküm giyenler 1991 yılında tahliye edildi.

Bilgi fişinin arşivden silinme kararı doğru

Ankara'da ikamet eden bir kişi, Sivas Valiliği'ne başvurarak, hakkında düzenlenmiş parmak izi kaydı ile bilgi fişinin arşivden silinmesini istedi. Valiliğin bu başvuruyu reddetmesi üzerine dava açtı. Sivas İdare Mahkemesi, valiliğin işlemini iptal etti. Mahkemenin kararında, davacının, 22 Eylül 1980'de yasak yayın bulundurmak suçlamasıyla gözaltına alındığı, hakkında bilgi fişi düzenlendiği ve parmak izi alındığı belirtilerek, ancak bu kişinin, hakkında adli işlem başlatılmadan salıverildiğine işaret edildi. Bunun da bilgi fişi doldurulması ile ilgili yasadaki durumlardan hiçbirine girmediği belirtildi. Sivas Valiliği, bu kararı temyiz edince dosya, Danıştay 10. Dairesi'ne geldi. Danıştay ise temyiz kararını haksız buldu.

zaman

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber