Şiddet mağduru kadınlara avukatından yol rehberi

İstanbul Barosu avukatlarından Mehmet Şerif Sağıroğlu, şiddete uğrayan kadınlara, ne yapmaları gerektiği hakkında hukuksal olarak yol gösterecek ve kanuni haklarını öğrenmelerini sağlayacak, 830 sayfalık kitap hazırladı. Kitapta, kadınların hukuksal hakları tek tek sıralanıyor.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 08 Mart 2013 11:35, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Şiddet mağduru kadınlara avukatından yol rehberi

İstanbul Barosu avukatlardan Mehmet Şerif Sağıroğlu'nun, ''Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'' adlı 830 sayfalık kitabında, ilginç tespit ve belgeler, ilgili mevzuat, açıklamalar, tutanaklar, gerekçeler ile raporlar yer alıyor.

-Aile içi şiddetten ölenlerin sayısı terörden ölenlerden fazla-

AA muhabirinin görüştüğü Sağıroğlu, özellikle son yıllarda kadına yönelik şiddet olaylarının çığ gibi arttığına dikkati çekerek, son 10 yılda aile içi şiddet temelli adli vakıaların 15 kat arttığını, 2011 yılında aile içi şiddetten kaynaklanan olaylarda 257 kadın, 32 erkek ve 16 çocuğun yaşamını yitirdiğini, 150'nin üzerinde kadına ve çocuğa tecavüz vakasının adli mercilere intikal ettiğini söyledi.

Son yıllarda aile içi şiddet olayları sebebiyle yaşamını yitirenlerin sayısının terörden ölen insan sayısından fazla olduğunu belirten Sağıroğlu, etkin yasaların sadece geçici çözüm sağlayacağını, kalıcı çözümün ise ilköğretimden itibaren esaslı bir eğitim-öğretim politikasıyla geliştirilerek sağlanabileceğini ifade etti.


*Şiddete uğrayan kadın nereye, nasıl başvurmalı?


Sağıroğlu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı'nın eğitim için ortak bir çalışma yapmasının çok önemli olduğunu da kaydetti.

Artan kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet eylemleriyle beraber, çocuk istismarının da önüne geçilmesinin hedeflendiğini ve Sosyal Politikalar Bakanlığı öncülüğünde etkin yasal düzenlemeler yapıldığını aktaran Sağıroğlu, kadınların korunabilmesi için, geçen yıl mart ayında çağdaş ülkeler seviyesinde, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun çıkarıldığını hatırlattı.

-''İmam nikahlıya da cinsiyet değiştirene de devlet koruması''-

Yeni çıkarılan kanunun koruma kapsamının geniş olduğunu ve kadının evli, bekar, boşanmış, imam nikahlı olmasının korumadan faydalanmak için bir önem arz etmediğini anlatan Sağıroğlu, ''Biyolojik cinsiyeti kadın olarak doğan ve yine Türk Medeni Kanunu uyarınca erkek olan cinsiyetini, kadın olarak değiştirmiş olan bireyler, şartların varlığı halinde yasanın korumasından faydalanacaklar'' dedi.

Şiddet mağdurlarının yanında, şiddete uğrama tehlikesi bulunanların da polise, jandarmaya veya ilçelerdeki kaymakamlık, illerdeki valiliklere müracaat edebileceklerinin altını çizen Sağıroğlu, bununla birlikte en yakın aile mahkemelerinin de koruma kararı verebileceğine dikkati çekti.

Yeni çıkarılan kanunla etkin koruma hedeflendiğini belirten Sağıroğlu, ''Düzenleme altına alınan çok sayıda tedbirin başında; şiddet mağduruna ve gerekiyorsa beraberindeki çocuklara, uygun barınma yeri sağlanması, geçici maddi yardım yapılması, psikolojik, mesleki, hukuki ve sosyal bakımdan rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilmesi, hayatî tehlikesinin bulunması halinde, ilgilinin talebi üzerine veya re'sen geçici koruma altına alınması, kreş imkanının sağlanması tedbirleri geliyor'' ifadelerini kullandı.

-Önsöz, Fatma Şahin'den-

Avukat Mehmet Şerif Sağıroğlu'nun öğretmen olan annesine ''Kadın hakları konusunda önder bir aydın, başarılı bir öğretmen canım annem, Hülya Sağıroğlu'na...'' ifadeleriyle ithaf ettiği kitap, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin'in, şu sözleriyle başlıyor:

''Kağıt üzerinde kalmış kanunun hiçbir anlamı yok. Kanunu ne kadar uygulayabilirsek ve bunu ne kadar hayata dokundurabilirsek, yaşamı koruyabilirsek o kadar başarılı olacağız. O yüzden sizlere ihtiyacımız var. Bu bir takım oyunu, sizlerle beraber bunu başaracağız. Her kurumun, her kuruluşun ne yapması gerektiği açıkça yazıldı. Artık bize düşen şey, gereğini yapmak. Gereğini yapmayana da gereğini yapmak. Eğer bu iradeyi koyamazsak, kağıt üzerinde kalmış bir kanun bizim için hiç bir şey ifade etmez.''

-Uluslararası sözleşmelerin etkinliği-

Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu'nun net olarak anlaşılabilmesinin hedeflendiği ve madde metninin yorumlanabilmesi için en önemli kaynak olan gerekçelerin topluca bir arada bulunabilmesinin sağlandığı kitapta, uluslararası belgelerin tam metni ve kanunla ilgili yönetmeliklerle birlikte okuyucu, ilgili mevzuata topluca ulaşabiliyor.

Kadına karşı şiddetin engellenmesinde hukukçuların yanı sıra polis ve jandarmaya büyük görevler düştüğü, hukukçular dışında kitabı uygulayıcıların ve kadınların okumasında büyük bir yarar bulunduğu belirtilen kitapta, kadının korunması için uluslararası sözleşmelerin, iç hukuk düzenlemesi gibi etkin şekilde uygulanacağı belirtiliyor.

-Hakimin şiddetin önlenmesine yönelik tedbirleri-

Kitapta, yeni yasa ile aile mahkemesi hakimi tarafından şiddete yönelik alınacak tedbirler, şu şekilde sıralanıyor:

''Şiddet uygulayanın, şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması, ortak konuttan derhal uzaklaştırılması ve ortak konutun korunan kişiye tahsis edilmesi, korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve iş yerine, yaklaşmaması, çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması, gerekli görülmesi halinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin haller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması, korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi, korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesi, bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahları kolluğa teslim etmesi, silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi, korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları yerlere yaklaşmaması, bağımlılığının olması halinde, hastaneye yatmak dahil, muayene ve tedavisinin sağlanması, bir sağlık kurulusuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanması gibi koruyucu ve önleyici önlemler alması sağlanmıştır.''

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber