Okumak isteyen engelli kız bürokrasiyi aşamadı

Diyanet İşleri Başkanlığında vaiz olarak görev yapan baba ile vaize olan annenin ilk çocukları olan Hüsna Baydemir (15), engelli olduğu için evde eğitim hakkından yararlanmak istiyor.

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 10 Mart 2013 13:28, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Balıkesir'de doğuştan engelli bir genç kızın okumak için evde eğitim almak istediği halde aşamadığı engeller yüzünden çektiği çile yürek burkuyor. Diyanet İşleri Başkanlığında vaiz olarak görev yapan baba ile vaize olan annenin ilk çocukları olan Hüsna Baydemir (15), engelli olduğu için evde eğitim hakkından yararlanmak istiyor. Gerekli tüm rapor ve belgeleri hazır olduğu halde bir türlü bürokrasiyi aşamadıklarını ifade eden aile çektikleri çilenin sona ermesi için yetkililerin ilgisini ve yardımını bekliyor.

Balıkesir İl Müftülüğünde vaiz olan baba İsmail Baydemir, engelli kızının evde eğitim alması için mücadele ederken kendilerine yardımcı olunmasını beklerken engellerle karşılaştıklarını anlattı. Vaize olan anne Emine Baydemir kızının doğumundan beri hem sağlığı hem de eğitimi için mücadele verdiklerini, ancak ilgili birimlerin kendilerine destek olmasını beklerken engel olduklarını belirterek üzüntüsünü dile getirdi. 28 Şubat sürecinde İlahiyat Fakültesini Mısır'da bitirdiği için Balıkesir İmam Hatip Lisesindeki öğretmenlikten atılan 28 Şubat mağduru Din Dersi Öğretmeni İsmail Baydemir, memur olarak geçirdiği 4 yıllık sürecin ardından Diyanet İşleri Başkanlığında vaiz olarak göreve başlamış. 1 Mayıs 1997 tarihinde dünyaya gelen ilk çocukları Hüsna'nın özürlü doğumuyla ilgili tedavi süreci geçiren aile hem Türkiye hem yurt dışında uzun bir mücadele süreci geçirmiş. Ancak aileyi, son iki yıldır verdikleri kızlarının evde eğitim almasıyla ilgili çabaların karşılıksız kalması kadar hiçbir şey üzmedi. Baba İsmail Baydemir, "Kızım Hüsna ilk çocuğum, doğumdan önce durumunu üç aşağı beş yukarı tahmin ediyorduk. Ancak son anlarında biz doktor değiştirerek büyük bir hata yaptık. Çocuğun böyle olduğunu biz fark edemedik, doktorlar da bunu bize 1 seneye yakın söyleyemediler. Biz 1 yaşlarında tesadüfen çocuğun hastalığını öğrenebildik. Sonra devamlı üniversitelerde profesörlerden meselenin mahiyetini öğrenmeye çalıştık. Bir müddet Hacettepe'ye gittik, sonra Ege'ye geçtik, sonra Dokuz Eylül'e geçtik. Sonra Almanya'ya gittik. Almanya'da bir buçuk ay içerisinde çocuk yürümeye başladı, fakat görevimiz kısaydı dönmek zorunda kaldık. Sonra tekrar tedavinin tamamlanması için 4 sene uğraştık, İsveç'e gittik. İsveç'te 2 sene içerisinde çocuğumuz fizyoterapi tedavisi gördü ve ameliyat noktasına geldi, ancak o ameliyat yapılamadan tekrar dönmek zorunda kaldık. İki sene sonra hukuk mücadelesi ile başka bir şehre verdiler, yine başka bir hastanede çocuğun tedavisinin son haddine geldik, yine çekildik. Dönüşümüzde çocuğun yaşı gereği büyük zorluklarla ortaokul seviyesinde eğitimine başladık. Balıkesir'de Çiğdem Batubey İlköğretim Okulu 8. sınıfı bitirttik, ancak okuldan yeteri kadar destek alamadık, sadece okulu bitirmiş olduk. Biz istedik ki çocuk eğitimine lisede de devam etsin. En azından emsallerine yakın, kendini kurtaracak bilgi ve kültür seviyesine ulaşsın. Ancak çocuğumuzun fiziki durumu sınıf ortamında mücadele etmeye müsait değil. Hafif düzeyde zihinsel problemi var. Bunu evde tamamlamamız gerekiyor. Hasbelkader ilde bir okulun olması gerekiyordu, uzun uğraşlardan sonra şehir içerisinde bir okula kaydını yaptırabildik ancak sezonun sonuna yapabildiler. Biz buna rağmen eğitiminin evde devam etme hakkımızın kullanılması için mücadele ettik. Üniversiteden heyet raporu istediler, aldık. Bu sefer heyet raporunu da kabul etmediler. Şu anda çocuğun 1 senelik eğitim hayatını çok büyük sıkıntılarla başaramamış durumdayız. Gerekli sağlık raporunu aldığımız halde RAM (Rehberlik Eğitim ve Araştırma Merkezi) raporu kabul etmedi. Lehimize değil, aleyhimize çalışan bir pozisyondalar" dedi.

"RAM" ENGEL Mİ OLUR, DESTEK Mİ?

İsmail Baydemir, Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı olan RAM'ın İl Milli Eğitim Müdürlüğünce istenilen ve uygun bulunan engelli Hüsna Baydemir'in sağlık raporuna, 'ibare' gerekçesiyle ret verip onaylamayınca evde eğitim hakkının kullanılamadığını, bu yapılanın ne insanlığa, ne de kanunlara uygun olmadığını belirterek duruma isyan etti. RAM müdürünün imzasını taşıyan ret yazısında, sağlık raporunun, "okul eğitimine belli bir müddet devam edemez, vücut aksanı uygun değil" şeklinde ibaresiyle rapor istediğini ancak bunu hastanedeki hekimlerin kabul etmediği kaydedildi. Doktorlar babaya, çocuğun geleceğine dair bir rapor verilmesinin mümkün olmadığını, böyle bir şeyin tıp literatürüne de ters olduğunu ilettiğini söyledi. Acı ve üzüntüleri her defasında katlanan aile çaresiz durumda. İsmail Baydemir, "Şu anda çocuğum okul eğitimi alamıyor, okul hayatına devam edemiyor. Bürokratik engeller, bürokrasinin anlaşılmaz durumundan dolayı eğitimimizi devam ettiremiyoruz. Talebimiz, çocuğum hafif düzeyde zihinsel engelli, evde eğitim almasını istiyoruz. Müsait ve münasip olan öğretmen arkadaşlardan evde matematik, Türkçe, sosyal bilgiler gibi ek dersler alarak sağlığıyla beraber paralel bir şekilde gelişmesini istiyoruz. Lise düzeyinde, öyle bir uygulama diğer bütün illerde var, bunu sadece Balıkesir'de başaramadık. Milli Eğitim Müdürlüğü öğretmen gönderip evlerde çocuğun ihtiyacı olan eğitimini aldırtıyor. RAM rapor vermesi gerekir, ama bu raporu vermiyor" dedi.

Özel eğitilebilir ve eğitime muhtaç çocukların rehberlik ve evde eğitim gibi konularda çalışma yapıp, projeler hazırlayan ve uygulayan birim olarak bilinen RAM'ın Hüsna Baydemir'in evde eğitim alma hakkını kullanması için yardımcı olmak yerine ailenin karşısına bürokratik engeller çıkarması hem ailenin hem de bu olaydan haberdar olan vatandaşların tepkilerine yol açıyor. İl Milli Eğitim Müdürlüğünün Hüsna'nın evde eğitimiyle ilgili gereken işlemlerin hemen yapılması gerektiği, bunun çok basit bir işlem olmasına rağmen özellikle son iki yıldır aileye bürokrasi engeliyle baş başa bırakılmasının cevapsız soru işaretleri oluşturduğu kaydedildi.

HÜSNA OKUMAK İÇİN KENDİ ENGELİNİ AŞTI

Engeline rağmen, okuma azmiyle aldığı eğitimin hakkını veren Hüsna Baydemir, eğitiminin edvam etmesini, mutlaka okuyup liseyi bitirmek istediğini söyledi. Güçlükle konuşmaya çalışan Hüsna, "Evde eğitim alsam iyi olur diye düşünüyorum. Beni okula almıyorlar, engelli olduğum için okula gidemiyorum. Ama ben eğitimime devam etmek istiyorum. Okumak istiyorum, eğitim alırsam liseyi bitireceğim" diyerek azmini ifade edip, yetkililerden yardım istedi.

Türkiye'nin ilk vaizelerinden olan yine yüksek lisans eğitimini tamamlayan ilk vaizelerin arasında bulunan Hüsna'nın annesi Emine Baydemir, "Biz bunun hem sağlığı hem eğitimiyle doğduğundan beri uğraşıyoruz. Ben kızımın eğitiminin devam etmesini istiyorum, nereye kadar giderse. Devlet birçok imkanları veriyor bizim de istediğimiz bu, evde eğitim konusunda ısrar ediyorum. Çünkü başka türlü ne hayatını devam ettirebilir ne de insan içine karışabilir. İlgili birimler engel değil destek olmalı" diye konuştu.

BABA 28 ŞUBAT MAĞDURU

Diyanet İşleri Başkanlığında Balıkesir İl Müftülüğü kadrosunda vaiz olarak görev yapan baba İsmail Baydemir, 1993-2000 yılları arasında Balıkesir İmam Hatip Lisesinde öğretmenlik yaptı. Mısır El Ezher Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu olan İsmail hoca, 28 Şubat'ta öğretmenlikten Mısır'daki eğitimi gerekçe gösterilerek öğretmenlikten atıldı. 28 Şubat mağduru olan baba 4 senelik memuriyet hayatımdan sonra Diyanete geçti, 8 yıldır Diyanette vaiz olarak görev yapıyor. İsmail Baydemir, "Ben yurt dışı ilahiyat mezunu olmam münasebetiyle 28 Şubat'ta diplomalarımızın geçerliliğini kaybettiği gerekçesiyle öğretmenlikten atıldım, 28 Şubat mağduru olduk. Daha sonra görev alamadım, çocuğumun bana ihtiyacı olduğu için evimde kalmak istedim" dedi.

MİLLİ EĞİTİM ÖNCE KABUL ETTİ, SONRA REDDETTİ

Hüsna Baydemir'in "Evde Eğitim" hakkıyla ilgili Balıkesir İl Milli Eğitim Müdürlüğünde ilgili birimlerle yapılan görüşmede, özel eğitimden sorumlu yetkililer ailenin kesinlikle haklı olduğunu, evde eğitimi için de herhangi bir engelin bulunmadığını, sağlık raporu ile birlikte müracaatın RAM müdürlüğüne değil, okul aracılığı ile İl Milli Eğitim Müdürlüğüne yapılması gerektiğini belirtip aileye yardımcı olacaklarını bildirdi. Aile büyük bir umutla İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkililerinin yönlendirmesiyle harekete geçti, ancak bu defa sağlık raporuyla ilgili yine 'ibare' şartı öne sürdüler. Baba hemen ilgili hastaneye gidip "Evde Eğitim Alması Uygundur" yazılı rapora İl Milli Eğitim Müdürlünün istediği ibareyi de koydurdu. Aile müspet bir sonuç beklerken aldıkları cevap bu defa büyük bir yıkıntıya yol açtı. Milli Eğitim Müdürlüğü yine RAM müdürünün görüşüyle Hüsna Baydemir'e verilen sağlık raporunu hepten reddetti. Sonuç olarak Baydemir ailesi ve biricik kızları Hüsna'yı çaresizlik içinde bırakan anlaşılmaz tavır kafalarda soru işaretleri bıraktı. Hüsna ümitsizliğe kapılsa da her şeye rağmen evde eğitim hakkının yasal bir şekilde kullandırılmasını bekliyor.

Bu arada, aile son iki yıldır evde para karşılığı tuttukları özel öğretmenle aldırdıkları eğitim ile kızlarının okuma isteğine cevap vermeye çalışıyor. Ancak, yasal olarak böyle bir hakları varken kullanmak isteyen aile yetkililerden adını koyamadıkları sorunu halledip kendilerine yardımcı olmalarını talep ediyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber