Eğitim-Sen'den Tunceli Valisine 'sürgün' tepkisi
Tunceli'de, 9 kamu emekçisinin tayin edilmesine yönelik tepkiler devam ederken,
Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaattin Dinçer ve beraberindeki heyetle bölge illerinden
gelen Eğitim-Sen il başkanları ve yöneticileri, Tunceli Demokrasi Platformu'nun
düzenlediği basın açıklamasına katıldı. Tuncelili kamu emekçilerinin yanında
olduklarını söyleyen Eğitim-Sen Genel Başkanı Allattin Dinçer, "Kendisi
de bir anlamda sürgün edilmiş ve tekrar mahkeme kararıyla buraya geri dönmüş
olan Vali, almış olduğu bu kararı tekrar gözden geçirip yanlıştan geri dönmelidir"
dedi.
Son 2 ay içinde 6'sı Eğitim-Sen yöneticisi olmak üzere, Yapı Yol Sen, Kültür
Sanat Sen, Tarım Orkam-Sen yöneticilerinin tayin edilmesini protesto etmek için
Eğitim-Sen Genel Başkanı Allattin Dinçer, Eğitim-Sen Genel Sekreteri Emir Ali
Şimşek, Eğitim Sekreteri İsmail Sağdıç ve Eğitim-Sen'in bölge illeri başkanları,
Tunceli'ye geldi. Tunceli Valisi Mustafa Erkal'a çağrıda bulunan Eğitim-Sen
yöneticileri, Vali'nin hukuksuz olduğunu iddia ettikleri uygulamalarına bir
an önce son vermesini isteyerek, "sürgün edilen" kamu emekçilerinin
tekrar görev yerlerine getirilmesi çağrısında bulundu. Sanat Sokağı'nda toplanan
yaklaşık 500 kişi, "Sürgünler, baskılar bizi yıldıramaz", "Çeteler
görevde, eğitimciler sürgünde", "Vali istifa" sloganları attı.
Yeraltı Çarşısı üzerine kadar yürüyen kamu emekçileri ve Eğitim-Sen mensupları,
burada bir basın açıklaması yaptı. Grup adına açıklamada bulunan Eğitim-Sen
Genel Başkanı Alaattin Dinçer, "sürgün kararının" çağ dışı bir uygulama
olduğunu ileri sürerek, "Sürgünlere karşı sessiz kalmayacağız. Sürgünler,
temel hak ve özgürlüklerin, düşünce özgürlüğünün, örgütlenme özgürlüğünün engellenmesidir"
dedi. Sürgünlerin, yasaların devre dışı bırakılması anlamına gelebileceğini
kaydeden Dinçer, "statükocu, inkarcı anlayışın kimi zaman Susurluk'ta,
Şemdinli'de, Eğitim Sen'in kapatma davasında, operasyonlarda, Şanlıurfa'da,
Tunceli'de yaşanan sürgünlerde" açığa çıktığını iddia etti. Tunceli'nin
bu politikalara karşı koyuşun öncüsü olması gerektiğini savunan Dinçer, şunları
söyledi:
"İnkara, imhaya dayalı politikaları terk edin. Yaşam alanlarında kısıtlamalara
giderek ülkeyi, bu yöreyi yönetemezsiniz. Kararları halkla birlikte alın. Buradaki
halkı dışlayarak, halkı sindirerek kendi politikalarınızı uygulayamazsınız.
Aksi halde görev yapmanız zorlaşır. Kendisi de bir anlamda sürgün edilmiş ve
tekrar mahkeme kararıyla buraya geri dönmüş, böylesi bir olayı yaşamış birinden
bu tarz davranışı yanlış bulduğumuzu dile getiriyor ve bir an önce yaptığı yanlıştan
geri dönmesi gerektiğini savunuyoruz. 3 yıldır sürgünleri onaylamayan hükümet,
ne oldu da bu sürgünleri onayladı, açıklamaları gerekir."
Açıklamanın ardından grup, olaysız şekilde dağıldı.