Bunler fıkra değil gerçek (2)

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 05 Ocak 2006 00:13, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

FIKRA DEĞİL GERÇEK

Erol Elmas'ın parantez yayınlarından çıkan 'Fıkra değil Gerçek 2" isimli derleme kitabında yurdumuzda olmuş ve gazetelere yansımış birbirinden ilginç gerçek olaylar anlatılıyor.

Hepsi birer kara mizah örneği olan olaylar? "Burası Türkiye" dedirten yaşadığımız ülkenin gerçekleri? Bir fıkra, bir mizah eseri derinliğinde haberler? Erol Elmas, hayata gülerek bakalım diye birbirinden garip, ilginç olayları bir araya topladı.

(Fıkra Değli Gerçek 2, Erol Elmas, 112 sayfa)

DİKKAT: AŞAĞIDAKİ OLAYLAR GERÇEKTİR

Fıkra Değil Gerçek serisinin ikincisindeki olaylardan bazıları şöyle:

YILIN ÖĞRETMENİ 'BESİCİ' ÇIKTI

Uyanık besici, ölen amca oğlunun tayin emriyle Van'da öğretmenliğe başladı. Ankara'da yılın öğretmeni seçildi, Milli Eğitim Müdür Yardımcısı bile oldu...Ölen amcaoğlunun kimliğini kullanarak yıllarca felsefe öğretmenliği yapan uyanık besici, 4 yıl 8 ay hapse mahkum oldu.

1982'de Van Atatürk Lisesi felsefe grubu öğretmenliğine atanan Hüseyin Hanoğlu, kısa süre sonra öldü. Ancak Hanoğlu'nun amcaoğlu Hüseyin Haydar Hanoğlu, bu atama emriyle göreve başladı. Besicilik yapan ortaokul mezunu Hanoğlu, Van'dan sonra Ankara Anıttepe Lisesi'nde görev yaptı. 'Yılın öğretmeni'de seçilen Hanoğlu, Ankara Milli Eğitim Müdür Yardımcılığı'na kadar terfi etti. Besicinin foyası, bir gün ziyaretine gelen Hüseyin Hanoğlu'nun fakülte arkadaşı bir öğretmen tarafından ortaya çıkarıldı.

Görevinden alınan Haydar Hüseyin Hanoğlu ve olayı gizleyen ölen amcasının oğlunun eşi Hatice Hanoğlu, Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan yargılama sonucunda 4 yıl 8'er ay hapis cezasına çarptırıldı. Tutuklanan Haydar Hüseyin Hanoğlu ve yengesi Hatice Hanoğlu, Ankara Ulucanlar Cezaevi'ne konuldu.
(Milliyet Gazetesi 27.07.2001)

ACAYİP BECAYİŞ İLANI

Geçtiğimiz hafta içinde Erzurum'a atanan ve Halk Eğitim Merkezi'nde kur'a çekerek görev yapacakları okulları belirlenen 824 öğretmenden bazıları okullarını beğenmediği için değiştirmek istiyor. Bunun en kestirme yolu Halk Eğitim Merkezi'nin giriş kısmına becayiş ilanı asmak oluyor. Becayiş kağıtları arasında bir tanesi var ki,bütün öğretmenlerin dikkatini çekerek, gülüşmelere neden oluyor. Aceleyle hazırlandığı belli olan becayiş ilanında şöyle yazıyor:

"Tekman Karasığır köyü verilir. Ovada, yol kenarında, full aksesuarlı, lojmanlı. Her beş dakikada bir arabası var, full ek ders imkanı var. Köylü o biçim. 12 öğrencili, kaloriferli, doğalgaza uyumlu süper okul. Merkez tercihimizdir; Pasinler, Horasan, Aşkale ve Ilıca ile değiştirilir."
(Zaman Gazetesi 24.09.2001)

AT'A AŞIRI HIZ CEZASI KESTİLER
OLAY, Erzurum'da oluyor. Alper Ayber isimli genç, öğle saatlerinde, hurda yüklü at arabası ile giderken, Palandöken semti Mevlana Caddesi üzerinde, trafik ekiplerinin uyarısı üzerine, at arabasını durduruyor.

Trafik polisi, atının 'hız sınırını aştığı' gerekçesiyle, 45.80 YTL ceza kesiyor. Şaşkına dönen sürücü 'Bu nasıl ceza, hurda yüklü at arabası ile hız sınırını nasıl aşabilirim?' diye itiraz edecek gibi oluyor ama bakıyor ki boşuna!.. Çaresiz, cezayı ödüyor.

T.Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu'nun çıkardığı 'Trafik' Dergisi'nin, bu ayki 580. sayısında okuduğumuz bu olay üzerine, at arabasının sürücüsüne ve düzenlenen 'Trafik Ceza Tutanağı'na ulaştık. Sol üst köşesinde 'TC Maliye Bakanlığı' yazılı tutanağın, trafik suçunu işleyen bölümünde de 'at arabası' yazıyordu. Tutanağın 'alkol' ve 'promil' kısmında bir işaret yoktu. Neyse ki at 'alkollü' değilmiş!.. Sürücüsüne olayı sorduk 'Hız sınırını aştın, diye durdurup ceza kestiler. Hurda yüklü arabayı çeken atın, yorgunluktan nefesi burnundan çıkıyordu... Ancak, biraz daha ısrar etsem herhalde radara yakalandın diyeceklerdi. Mecburen ödedim' dedi.

İşin doğrusu, bu işe pek aklımız ermedi. Trafik Yasası'nda, at arabasının ya da atın hız sınırı ile ilgili bir madde yok ama ceza bir şekilde kesilmiş!..
(Hürriyet Gazetesi 26.06.2005)

DOMUZ KOMEDİSİ

Bir ilin yeni Tarım İl Müdürü bakıyor ki, il sınırları içinde 149 domuz var. Doğru sayıyı verse, Ankara 'bunlar mutlaka yavrular. Siz sürekli av yapın' talimatı verecek. Üstelik domuzların kuyrukları kesilip Ankara'ya gönderilecek. Müdür hemen cevap veriyor: "Domuz sayımız 99'dur."

Çok geçmeden bir yazı daha geliyor:
"Geçen yıl 149 domuz vardı. 99'a nasıl düştü? Avlandılarsa, kuyrukları nerede?".
Müdür,"Komşu ile kaçtılar" diyor. Bürokrasi bu sefer komşu ile soruyor. Oradan da aynı cevap alınıyor. Domuzlar il'den il'e kaça kaça sonunda Ermenistan'a geçiyor.
(Dünden Bugüne Tercüman Gazetesi 12.04.2005)

T.B.M.M DİLEKÇE KOMİSYONU'NDAN İLGİNÇ TALEPLER

o Arabam çalındı arabamı bulun! (Z.Gülmez, Karar Tarihi 21.10.2003/2205)
o Evliyken kocasından boşanıp ve babasından kalan emekli maaşını alan hem de yine boşandığı adamla yaşayanlara karşı önlem alın! (İ.Abalı, Karar Tarihi 21.10.2003/2214)
o Düğün salonu çok gürültü yapıyor!(N.Ayus ,Karar Tarihi 21.10.2003/2234)
o Hayvancılık yapacağım.Bana Burdur'da arazi tahsis edin ve banka kredisi verin!(M.Çakmak,Karar Tarihi 21.10.2003/2240)
oToprağımız yok.Köydeki hazine arazilerini bize verin!(M.Algan,Karar Tarihi 21.10.2003/2251)
oGümrük muhafaza Müdürünün mal varlığını araştırın!(H.Güzel,Karar Tarihi 21.10.2003/2215)
o Eşime ulaşamıyorum, eşimi bulun! (O.Fındıklıyemiş, Karar Tarihi 15.03.2003/6076)
o Motosiklet ve mobiletler çok fazla gürültü yapıyor, bu araçlara orijinal eksoz takılsın!(S.Saraçoğlu, Karar Tarihi 15.03.2005/6075)
o Sahibi olduğum tapulu mezarlığa defin işlemlerini yasaklayın! (Ş.Candemir, Karar Tarihi 15.03.2005/6137)
o Üst katta oturan komşum beni rahatsız ediyor!(A.Dikbaş,Karar Tarihi 15.03.2005/6192)
o Kaçırılan kızımı bulun!(M.Yıldırım,Karar Tarihi 15.03.2005/6267)
o Kredi kartı borcumu ödemem için yardım edin!(C.Sertkaya ,Karar Tarihi 15.03.2005/6331)
o Hizmetli olmama rağmen, memuriyet işlerini görüyorum, o zaman memur kadrosu verin! (E.Yetüt, Karar Tarihi 08.12.2003/2823)
o Osmanlı döneminden kalma tahvillerim zamanaşımına uğramış,mağduriyetimi giderin!(F.Ertunç,Karar Tarihi 08.12.2003/2851)
o Apartman yöneticisi gelir gider defterini bana göstermiyor!(T.Sevim,Karar Tarihi 08.04.2004/3904)
o Daha fazla mahsul almak için,çiftçileri eğitin!(S.Er, Karar Tarihi 08.04.2004/4015)
o Milletvekillerinin ve milletvekili emeklilerinin maaşları ne kadar?(Y.Kavuşturucu, Karar Tarihi 08.04.2004/4120)
o Beni sigortalı ve güvenceli bir işe yerleştirin!(İ.H.Çizmeci., Karar Tarihi 15.03.2005/6357)
o Ayıların mısır tarlama verdiği zarar ve ziyanı karşılayın!(İ.Güvenç, Karar Tarihi 15.03.2005/6395)
o Avukatım görevini yapmıyor!(R.Teoman ,Karar Tarihi 15.03.2005/6406)

HIRSIZLIĞIN BÖYLESİ GÖRÜLMEDİ

Uşak'ta kendilerini polis olarak tanıtan kişiler, Emniyet Müdürlüğü'ne çağırdıkları kuyumcunun işyerini soydular.

Cumhuriyet Mahallesi'nde kuyumcu dükkanı işleten Yakup Sunal, telefonda kendisini polis olarak tanıtan kişinin, bir hırsızlık olayıyla ilgili teşhis için Emniyet Müdürlüğü'ne gelmesini istemesi üzerine, işyerini kapatarak Uşak Emniyet Müdürlüğü'ne gitti. Sunal, Emniyet Müdürlüğü'ne gittiğinde, kendisine böyle bir çağrı yapılmadığını öğrendi. İşyerine dönen Sunal, işyerinin kapısının açılmış olduğunu gördü ve durumu polise bildirdi. Sunal, vitrindeki 260 bilezik, 1 kilo altın takı ve kasadaki 5 milyar paranın çalındığını belirledi. İşyerinde hırsızların parmak izlerini tespit etmeye çalışan polis,çevredeki kişilerle yaptığı görüşmelerde, kuyumcuya 2 kişinin girdiğini tespit etti.
(Yeni Mesaj Gazetesi 05.08.2004)

DEPREM RAPORU

Bayındırlık Bakanlığı, Gazi Üniversitesi tarafından 2001 yılında 'Deprem olmadığı sürece binanın kullanımında kanaatimizce bir sakınca yoktur' şeklinde rapor verdiği Çorum'un Sungurlu İlçe Devlet Hastanesi'nde inceleme başlattı. AKŞAM'ın 'şaka gibi rapor' başlığıyla duyurduğu haber üzerine Bayındırlık Bakanlığı'nın, hastane yetkilileri ile temasa geçerek en kısa sürede ilçeye teknik elemanların gönderileceğini ve yeni bir inceleme yapılacağını belirttikleri bildirildi.
(Akşam Gazetesi 31.05.2003)

TERFİ İÇİN MUSKALI YUMURTA

Son günlerde 'Kulaksavar' skandalı ile çalkalanan Botaş'ta, şimdi de büyülü yumurta alarmı yaşandığı belirlendi. Edinilen bilgiye göre, Botaş Eski Genel Müdürü Gökhan Yardım döneminde, 50 bin dolara satın alınan Kulaksavar cihazı ile kurumda her yönetim kurulu toplantısından önce, böcek (dinleme cihazı) araması yapılıyordu. Bu aramaların birinde, genel müdürlük makamında, üzerinde arapça yazılar bulunan yumurta bulundu. Yumurtayı bulan teknik ekip, yumurtanın hangi tür dinleme cihazı olduğunu tespit edemedi. Ancak, yumurtanın, bir Arap ülkesinin istihbarat örgütüne ait dinleme cihazı olabileceği öne sürüldü. Bunun üzerine, genel müdürlükte bulunan yumurta, güvenlik şirketlerine ve istihbarat birimlerine incelettirildi. Bu incelemeler sonunda, üzerinde arapça harfler bulunan yumurtanın gerçek bir yumurta olduğu ve dinleme cihazı olmadığı tespit edildi.

Eski Genel Müdür Gökhan Yardım, sözkonusu yumurtanın genel müdürlük makamında hangi amaçla konulduğuyla ilgili inceleme yaptırdı. İncelemeler sonunda yumurtanın bir bürokrata ait olduğu tespit edilerek sahibi bulundu. Bürokrat sıkıştırılınca, yumurtayı daha üst makama yükselmek için koyduğunu ve yumurtanın 'dualı' olduğunu itiraf etti. Bu itirafla birlikte Botaş yönetimi rahatlarken, devletin gözde kurumlarından birinde yaşanan 'büyülü yumurta' skandalı, bugüne kadar herkesten sır gibi saklandı.
( Yeni Şafak 27.02.2002)

ÜNLÜ AVUKAT "SAHTE" ÇIKTI!

Boşanma davalarına giren M.Bozkır'ın avukat olmadığı anlaşıldı.

Trakya'da vatandaşlar arasında boşanma davaları konusunda ün yapan avukat M.Bozkır'ın, sahte kimlikle davalara girdiği ortaya çıktı. Kırklareli'nin Lüleburgaz ilçesinde duruşmada yakalanan sahte avukat, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Trakya Bölgesi ve İstanbul'da çok sayıda davaya girdiği öne sürülen ve bugüne kadar girdiği davaların çoğunu kazandığını söyleyen Bozkır'da bulunan kayıtlara göre son günlerde üstlendiği bir boşanma davasından 12 bin YTL vekalet ücreti aldığı anlaşıldı. Edirne Baro Başkan Yardımcısı Recep Arda, sahte avukatın girdiği ve sonuçlanan davalarla ilgili dava açılacağını belirterek, şunları söyledi: "Davalarda yetkisi olmayan birisi taraflardan birisini temsil etmiştir. Bu yüzden kararlar geçerli değildir. Bu sadece kazanılan değil, kaybedilen davalar için de geçerlidir. Durum anlaşıldığında yetkili Cumhuriyet Savcılığı 'davaname' ile bu kararların geçersiz kılınması davası açar." dedi.
(Sabah Gazetesi 09.03.2005)

YUNAN ARILARI TÜRK BALINI ÇALABİLİR Mİ, ÇALAMAZ MI?

Türk-Yunan ilişkileri ve iki ülke arasındaki sorunlara, 'Yunan arıları Türk balını çalıyor mu çalmıyor mu?' tartışması eklendi.

Tartışma, Kuşadası Arıcılar Derneği Başkanı Kadir Kılıç'ın Yunanistan'ın Sisam Adası'ndan gelen arıların Dilek Yarımadası Milli Parkı'ndaki bitkilerden Türk balını çaldığını iddia etmesiyle başladı.

Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Mete Karacaoğlu, bunun üzerine yaptığı açıklamada; 'Arıların Yunanistan'dan gelip gitmesi mümkün olamaz' dedi. Muğla Üniversitesi Ali Koçman Meslek Yüksekokulu Arıcılık Programı Başkanı Öğretim Üyesi Veli Türkmen ise Dilek Yarımadası'ndaki bal arılarının, Sisam'dan gelen arılar olabileceğini öne sürdü.

Bunun mesafenin yakınlığı ve ada ile yarımada arasında bulunan denizdeki ölü ve canlı bal arılarından anlaşılabileceğini savunan Türkmen, bal arılarının 11 kilometre uçabilme özelliğine sahip olduğunu kaydetti.
(Hürriyet Gazetesi 06.03.2005)

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber