GENAR araştırmasına göre Topçu Kışlası'na evet çıkar

Genar Araştırma Şirketi Genel Müdürü Mustafa Şen Gezi Parkı için yaptığı anketi Türkiye genelinde yapmaya devam ediyor. Topçu Kışlası için önerilen halk oylamasını analiz eden Şen, eğer oylamaya gidilirse çoğunluğun 'evet' diyeceğini söylüyor. Oylama Mart ayından önce yapılır ve sonuç 'hayır' çıkarsa Ak Parti puanında gerileme olacağını da sözlerine ekliyor.

Topçu Kışlası'nın inşaatı halk oylamasına sunulacak. Başbakanın STK'larla uzlaşmak yerine halk oylamasını tercih etmesinin sebebi nedir?

Demokrasinin gereğini yerine getirmek için böyle bir tercihte bulunuyor. Çünkü STK işin içine girdiğinde kaosun çıkacağını biliyor. STK'lar kimi ve hangi çoğunluğu temsil ediyor? Hiç biri halkın fikrini sormayacak.

Bu tercihte iktidarın çoğunluğu elinde bulundurmasının da etkisi yok mu?

Bu rasyonel bir sonuç. Bunun içinde siyaset elbette var. Eğer Ak Parti yüzde 25'lik bir parti olsaydı halk oylamasına yaklaşımı bundan çok daha farklı olabilirdi. Fakat Ak Parti'nin işine geliyor diye, yöntem kötü diye bir şey yok. Taksim Platformu kimin adına konuşuyor? Yüzde beşlik bir oranın adına konuşuyorlar. Ben halk olarak öyle bir yetki vermedim. Benim adıma konuşamazlar.

DEMOKRASİ İÇİN SANDIK ÖN ŞARTTIR

'Zaten hak olan bir şey halka sorulamaz' diyen bir kesim var.

Bu fikre sahip olanlar halk oylaması olduğunda kendi düşüncelerinin geçmeyecek olduğunu düşünenler. Elbette her şey referandum konusu değildir. 'Dışarıya çıplak mı yoksa giyinik mi çıkalım' diye bir referandum olmaz. Çünkü orada kamu ahlakı devreye girer ve genel ahlak referandumun konusu değildir. Taksim tamamen halk oylaması konusudur. Çünkü bu konuda uzlaşmaya varılamadı. Demokrasi sandıktan ibaret değil fakat demokrasi için sandık ön şarttır.

Bu konuda kararsız bir grup da var. Kararsızların oranı nedir?

Yüzde 15'lik bir kesim kararsız. Bu çok küçük bir rakam değil. Büyük kitle ak ya da kara diyecek.

Başbakanın bir grup sanatçıyla görüşmesi ortamı biraz daha yumuşattı. Bu gelişme halk oylamasına nasıl yansır?

Kışlanın yapılması yönünde neticelenecek yani oylamadan 'evet' çıkar.

'Hayır' oyu çıkarsa ne olur?

Bu oylamanın ne zaman yapılacağına bağlı. Eğer oylama Mart seçimlerinden önce yapılırsa sandığı olumsuz etkiler. Ak Parti'nin oylarını bir iki puan aşağıya çekebilir. Seçimlerden sonra yapılırsa daha sonra yapılacak olan seçimlere kadar Ak Parti bu düşüşünü toparlayabilir.

Ya 'evet' çıkarsa?

Evet oyu çıkarsa Topçu Kışlası yapılır. Bu noktadan itibaren iletişim çok önemli. Çünkü iletişim ve yönetişim olmadan bir yere varılmaz. Bugün uygulanan doğru iletişim üç ay önce uygulansaydı bunların hiç biri yaşanmayacaktı. Vali Mutlu bu süreçte çok güzel iletişim örnekleri sergiledi. Yönetim yerine yönetişim iletim yerine iletişim kurulmalı. Bunu başaranlar ayakta kalacak başaramayanlar ise gidecek.

Gezi Parkı olayını siyasi ve sosyolojik açıdan okuduğumuzda ortaya nasıl bir tablo çıkıyor?

Ak Parti çevresi siyasal söylem analizi üzerinden hareket etti. 'Bu bir oyundur, biz bu oyunu bozacağız' dediler. Bir oyundu, doğru ve bozuldu. Ama daha bu tarz söylemlerle devam edilmez. Şimdi sosyolojik analize dönmeleri ve bu kadar insanın neden meydanda olduğu sorusunun cevabını aramaları gerekiyor. Tersini de Gezi Parkı direnişçileri yapmalı. Onların bu işin tezgah olup olmadığını yani siyasi boyutunu düşünmeleri gerekiyor.

Milli iradeyi temsil edeni yedirmeyelim

Başbakan Gezi Parkı olayıyla başlayan büyük bir oyundan bahsediyor ve 'bu oyunu bozacağız' diyor. Bu söylemleri nasıl okumak lazım?

Tayyip Erdoğan parti tüzüğünde üç dönem görev alan gidecek demişti. Bu başbakanlığı ve parti genel başkanlığını bırakacağı anlamına gelir. Eğer siyaset yapmak isterse tek bir tercih kalıyor o da Cumhurbaşkanlığı. Başbakan bugün cumhurbaşkanlığını kazanabilir. Bunu fark edenler Erdoğansız bir devlet oluşturmaya çalışıyorlar. Eğer Erdoğan Cumhurbaşkanı, başbakan ve genel başkan olmazsa Ak Parti küçülür ve bize de gün doğmuş olur diye bakıyorlar. Sandıkta yenemiyorum bari tencereye koyalım fikridir bu. Tayyip Erdoğan tencereden mi çıktı ki onu tekrar tencere koymaya çalışıyorlar. Bir şeyin tencereye konmasının sebebi yemek içindir.

'Yedirtmeyiz' kelimesinin altında bu mu yatıyor?

Bu tarz uygulamalar Sultan Abdülaziz döneminden başlayıp Abdülhamit, Sultan Vahdettin, Atatürk, Fevzi Çakmak, Menderes, Deniz Gezmiş'e kadar devam ediyor. Tüm isimlerin katilinin kaynağı aynı. Bunu neden kimse görmüyor? Aynı güç Turgut Özal'ı, Bülent Ecevit'i ve Erbakan'ı gömdü şimdi de Erdoğan'ı gömmek istiyorlar. Hayır! Buna müsaade etmemeliyiz. Eğer aynı pozisyonda Kemal Kılıçdaroğlu olsaydı yine yedirmeyelim. Çünkü bu isimler millet olarak bizim irademizi temsil ediyor. İrademizi kimseye yedirmeyelim. On yıldır darbe olmuyor. İki defa 2003 ve 2007 yıllarında açık darbe planı püskürtüldü.

Arada da darbe girişimi oldu. Darbe devri kapandı artık.

AK Parti'yi çözüm süreci büyütecek

Bu süreçte başörtüsüne hakaret edilmesi, camiye ayakkabıyla girilmesi gibi toplumun manevi değerlerine yapılan saldırılara tanık olduk. Toplum bu olaylara tepkisini nasıl gösterir?

Herkes kendi partisine oy vermeye devam edecek. Bu olayla Ak Parti'nin oy oranında üç puan yükselme olur. Ama Ak Parti'yi büyütecek olan bunlar değil çözüm sürecidir. 6 aydır kimse ölmedi ve on yıldır faili meçhul cinayet işlenmiyor. Faili meçhulcüler ve onların arkasındaki darbecilerin bir kısmı hapiste bir kısmı da yargılanıyor. Çözüm süreci problemsiz bir şekilde tamamlanırsa Ak Parti'nin oyları o zaman yüzde 55'in üzerine çıkar. Bunun olması için ekonomide ve borsada ani büyük düşüşlerin olmaması da gerekli. Çünkü tersi olursa da oy oranı düşer. Hatırlarsanız ekonomi yüzde dokuz küçülünce Ak Parti de aynı oranda küçüldü. Yüzde 46'dan 38'e düşmüştü.