Türkiye'de sivil savunma yönetmeliği bile yok

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 28 Şubat 2006 15:21, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Türk Büro-Sen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş, Türkiye'nin coğrafi ve jeopolitik konumu itibariyle sürekli depremler, doğal afetler ve savaş hallerinin yaşanmasının, sivil savunma hizmetlerinin önemini artırdığını belirterek, "Ancak, ne yazık ki insan hayatını ilgilendiren böylesi önemli bir konuda faaliyet gösteren kuruluşlar yeterince desteklenmiyor" dedi.

Yokuş, yaptığı yazılı açıklamada, öncelikli olarak, 7126 sayılı Sivil Savunma Kanunu ile 4373 ve 4623 sayılı Kanun Hükmünde kararnamelere göre faaliyette bulunan, İçişleri Bakanlığına bağlı Sivil Savunma ve Arama Kurtarma Birliklerinde çalışan Arama Kurtarma Teknisyenlerine yönelik çalışmaların yapılmasını istedi. Sivil savunma görevlilerine hak ettiği önemin verilmediğini ifade eden Yokuş, şunları kaydetti:

"Deprem anında kendi hayatını hiçe sayarak insanların imdadına koşan ve çok sayıda can kurtaran Sivil Savunma Arama Kurtarma ekiplerine çoğu zaman kendi görevleriyle ilgisi olmayan bir çok iş yaptırıyoruz.

Bildiğiniz üzere ülkemizin yüzde 92'si deprem kuşağında bulunuyor. Dolayısıyla deprem olayına her zaman hazırlıklı olmamız da gerekiyor. En son 17 Ağustos 1999 tarihinde acı bir felaket yaşadık.

Fakat aradan geçen 6 yılı aşkın bir sürenin ardından pek de ders aldığımızı söyleyemiyoruz. Belki bir taraftan katrilyonlarca lira harcanıyor ama depremde en önemli birim olan arama kurtarma personelleri unutuluyor. Peki kim bu insanlar? Onlar İçişleri Bakanlığı'na bağlı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü bünyesinde bulunan ve yurt çapında il il teşkilatlanmış birimler. Nerede bir deprem olsa, kaza olsa, çığ düşse, toprak kayması olsa, bir dağcı dağda mahsur kalsa onlar orada. Kısacası bu insanlar bizim kara gün dostumuz.

Ama biz onları depremlerde bile hatırlamıyoruz. Bugün ülkemizde depremden korunmak için katrilyonlara varan paralar harcanıyor. Ama bu hayat kurtarıcılarına ise sadece 7000 milyon lira maaş veriliyor ve onlar en düşük ücret alan memurlar arasında bırakıyoruz. Hiç kimse de gelip, 'Ya bu insanlar hayat kurtarıyor, can kurtarıyor' demiyor ve bu kişilerin durumlarını iyileştirme yönünde adım atmıyor. Tek dertleri az maaş almak olsa keşke. Kendilerine dair bir yönetmelikleri bile yok. Yönetmelikleri olmayınca görev tanımları da olmuyor. Doğal olarak amirleri onlara her türlü işi yaptırıyor. Bahçe bakımından temizlik işlerine kadar hatta çoğu zaman kanalizasyonları bile temizliyorlar. Bir taraftan on binlerin hayatım kurtarıyorlar, bir taraftan da yaptıkları işe bakın? Bu insanların işi kanalizasyon temizlemek değil hayal kurtarmak ve bir felakete karşı herkesten önce hazır olmak."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber