Eğitimci dekanlardan MEB'e: Formasyon sevdasından vazgeçin

Haber Giriş : 18 Mart 2006 08:50, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile Yükseköğretim Kurulu (YÖK) arasında süren 'açıklamalı kavgaya', eğitim fakültelerinin dekanları da katıldı. 12 üniversitenin eğitim fakültesinin dekanları, MEB'in düzenleyeceği pedagojik formasyona karşı çıktı.

MEB'in öğretmenlik eğitimi almamış üniversite mezunlarına pedagojik formasyon kursu verilmesi yönündeki kararına ilk tepki YÖK'ten gelmişti. YÖK çarşamba günü, "Formasyon bizim işimiz" demişti. MEB ertesi gün verdiği yanıtta, mesleki formasyon kurslarının MEB personeli ve uzman öğreticilere dönük hizmet içi eğitim olduğunu ve bunun YÖK'ün iznine bağlı olmadığını belirtmişti. "Bu bizim işimiz" diyen MEB, YÖK'ü de kınadığını söylemişti.

Konuyla ilgili üçüncü açıklama dün dekanlardan geldi. Ankara, Cumhuriyet, Gazi, Hacettepe, Marmara, Selçuk, Atatürk, Dicle, Gaziosmanpaşa, Karadeniz Teknik, ODTÜ ve Yüzüncü Yıl üniversitelerinin eğitim fakültesi dekanları da ortak açıklamalarında, "Eğitim bizim işimiz" dedi. Dekanların açıklaması şöyle:
"Kararda, fen, edebiyat ve fen-edebiyat mezunlarının öğretmen kaynağı olarak belirtilmesi dayanak gösterilmekte. Ülkemizde, okul öncesinden başlayıp ortaöğretimin son sınıfına kadar tüm sınıflarda görev yapacak öğretmenleri yetiştirme görevi eğitim fakültelerine verilmiştir. Kararda, ortaöğretime öğretmen kaynağı gösterilen söz konusu fakülte mezunlarının öğretmen atanabilmeleri için 4+1.5 formülüyle ifade edilen ve 3 yarıyıllık bir sürede 45 kredilik (58 saatlik) 'Tezsiz Yüksek Lisans Programı'nı tamamlamaları gerekmekte. Bu da, 812 saatlik ders demektir.
'Tezsiz Yüksek Lisans Programı', bakanlığın planladığı 280 saatlik kursun yaklaşık üç katı daha yüklü bir programdır ve söz konusu fakültelerin mezunlarına öğretmen olma imkânı veren bu programlar, üniversitelerde halen uygulanmaktadır. Özel okul ve dershanelerde çalışan uzman öğreticilere pedagojik formasyon kursu düzenlemekle 'Tezsiz Yüksek Lisans' programlarına giden öğrencilere haksızlık edilmiş ve eşitlik ilkesi zedelenmiş olacak.
İşveren konumundaki MEB bu kararı alırken, 2547 sayılı yasaya göre öğretmen yetiştirme sorumluluk ve yetkisine sahip olan YÖK'ü ve üniversiteleri devre dışı bırakmasını uygun bulmak olanaksız. Çünkü bu uygulama, eğitim fakültelerinin kurumsal yapısının hasar görmesi, başarılı öğrencilerin eğitim fakültelerini tercih etmemesini ve öğretmenlik mesleğiyle ilgili olumsuz tutum gelişmesi gibi birçok kötü sonuçlar doğurabilecek. Planlanan bu kurs yasal düzenlemelere uygun değildir."

radikal

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber