İl içinde yer değiştirme kılavuzu, bir çok öğretmeni mağdur edecek
3. maddenin (GENEL AÇIKLAMALAR) 1. bendi; "Bulundukları kurumda 30 Haziran tarihi itibarıyla en az iki yıl süreyle çalışan öğretmenler il içinde yer değiştirme isteğinde bulunabilirler.? şeklindedir.
Bu güne kadar yapılan uygulamalarda 30 Eylül tarihi baz alınıyordu. Atamalar Temmuz ayında gerçekleştiğinden ve öğretmenler de genelde Ağustos-Eylül aylarında göreve başladıklarından bulundukları kurumda geçen süre iki yıl oluyordu. 30 Haziran baz alındığında bulundukları kurumda göreve başlama Ağustos veya Eylül olduğundan anılan kurumda üç yıl çalışmaları gerekecek. Bu da çalışanları olumsuz yönde etkileyecektir.
3. maddenin (GENEL AÇIKLAMALAR) 4.bendi ; ?Özür durumuna bağlı yer değiştirme isteğinde bulunanlardan öğretmenlikte ve devlet memurluğunda adaylıklarının kaldırılmış olması şartı aranır. Aday öğretmenlerin yer değiştirme istekleri değerlendirmeye alınmaz.? şeklindedir. Zaten eş durumu tayinlerinde bir keşmekeşlik yaşanıyordu; bu da işleri iyice olmaza sürükleyecek. Karı-Koca eğitim çalışanından biri tayin isteyemediği için sadece biri tayin istiyor, tayini gerçekleşiyor, yeni görev yerinde göreve başlıyor, göreve başlama yazısını alıp eşine veriyor. Eşi de o yazıyı ilgi tutarak eş durumundan tayin istiyor. Ancak, sıkıntı o zaman başlıyor. Eşlerden biri şehrin bir tarafında diğeri öbür tarafında. Çünkü ilk atanan eşin bulunduğu istikamette yer kalmamış.
Peki çözüm nedir?
Çözüm:
1- Eşlerden birinin tayin isteme hakkı varsa her ikisi de aynı anda tayin talebinde bulunabilmeli. Her ikisinin de tayini aynı anda gerçekleşeceğinden Milli Eğitim Müdürlükleri eş durumunu göz önünde bulunduracaktır.
2- Becayiş sistemi tekrar getirilmeli. Eğer becayiş sistemi tekrar getirilirse bunun bir avantajı daha olacaktır: Kurumu ile evi arasında kilometrelerce mesafe olan çalışanın yolda harcadığı zaman ve mali boyut (dolmuş ve yemek masrafı), işini olumsuz etkileyeceğinden verim düşecektir. Bu yolla bu tür engeller ortadan kalkacağı için verimin artacağı gibi, çalışanın elinden de bahanesi alınmış olacaktır.
Karı-Kocayı birbirinden ayıracaksınız, birini doğuda diğerini batıda çalıştıracaksınız ve ondan verim bekleyeceksiniz. Hangi akıl, hangi mantık bunu kabul eder? Eğer normal bir uygulama diyorsanız siz kendi hayatınızda bir uygulayın bunu da görelim. Hani aile bir bütün idi ve parçalanamaz idi. Milli Eğitim Bakanlığı ne yapmak istiyor? Anlayan varsa gelsin bize de anlatsın?
Davulun sesi uzaktan hoş gelirmiş? Gelin, gürültünün zahmetini birlikte çekelim.
Haber gönder yoluyla haberi yazan: Mustafa Gökhan/ Türk Eğitim-Sen Kahraman Maraş 1 No'lu Şb.Bşk