Dünya Bankası: Mevcut ÖSS, eğitimde kaliteyi düşük tutuyor
Dünya Bankası, Türkiye'deki okul sisteminin çok az öğrenciyi iyi eğittiğini,
çoğunluğu ise başarısız kıldığını savunurken, ortaöğretimin aşamalı olarak zorunlu
hale getirilmesi, ÖSS sisteminin de yeniden düzenlenmesi önerisinde bulundu.
Dünya Bankası, Türkiye'deki eğitim reformu için bir çalışma başlattı. Çalışmanın
ilk aşamasında, Milli Eğitim Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, DPT ve Türkiye İstatistik
Kurumu ile birlikte ortaöğretim ele alındı.
Çalışma kapsamında Dünya Bankası uzmanları, Türkiye'de ortaöğretim sisteminin
mevcut durumu ve reform önerileri konusunda bir rapor hazırladı.
Türkiye'nin son yıllarda eğitimde büyük aşama kaydettiği belirtilen raporda,
bunun göstergeleri de ''temel eğitimdeki okullaşma, eşitlikte sürekli iyileşme,
en iyi öğrencilerin en yüksek uluslararası standartlarda başarılı olması ve
özel sektörden eğitime üst derecede destek'' olarak sıralandı.
Kaydedilen bu gelişmeye rağmen ortaöğretimde çeşitli sorunlar bulunduğu belirtilen
raporda, mevcut duruma ilişkin şu tespitler yer aldı:
ULUSLARARASI NORMLARA ULAŞAMIYORUZ
-Türkiye'de eğitim sisteminin yapısı ile ilgili uluslararası normlar yok, -Türkiye,
okul öncesi eğitimde geride kaldı. 3-5 yaş grubunda okullaşma oranı Fransa'da
yüzde 100, Lüksemburg'da yüzde 95, Danimarka ve Japonya'da yüzde 80 ile 90 arasında,
Yunanistan'da yüzde 70'in üzerinde, Bulgaristan'da yüzde 60, Fas'da yüzde 30-35
aralığında, Gürcistan ve Endonezya'da yüzde 20, Türkiye'de ise sadece yüzde
15 seviyesinde.
-Türkiye'de ortaöğretime erişim oranları AB'ye yaklaşamıyor. 20-24 yaş grubunda
ortaöğretim diplomasına sahip olanların yüzdesi 2005 yılı itibarıyle 15 AB ülkesinde
yaklaşık yüzde 80. Bu oran Ankara'da 55, Kars'da da yüzde 35.
-Türk okul sistemi, çok az öğrenciyi iyi eğitiyor. Öğrencilerin çoğunu başarısız
kılıyor.
-Türkiye'de meslek liseleri, çalışma piyasası ile ilgili hedeflerini gerçekleştiremiyor.
Türkiye'nin genel ortaöğretim okulları da eğitim hedeflerine ulaşmada başarılı
değil.
ÖSS SINAVINA ELEŞTİRİ
-Mevcut ÖSS sınavı, en yüksek bütünlük düzeyinde olmasına rağmen, eğitim sisteminde
kaliteyi düşük tutuyor.
Bu sistem, 1 milyar YTL'yi eğitimden, sınav hazırlığına kaydırıyor, tek sınav tüm müfredatı kapsamayacağı için dengesizlik yaratıyor, sınava hazırlık
faaliyetlerine katılmalarından dolayı, gençlerin çok fazla zaman ve enerjisini
alıyor. Mevcut sistem, uzman düşünüş, karmaşık iletişim ve problem çözmede ileri
yetkinliklerin öğrenilmesini engelliyor, zengin ile yoksul arasındaki eşitsizliği
büyütüyor.
Müfredat reformlarına bağlı olmayan, sınav yeteneğini test eden ÖSS, eğitim
sisteminde uyumsuzluk da yaratıyor.
ÖĞRETMENLER DESTEKLENMİYOR
-Uygulanan sistem, öğretmenleri ve öğretmen kalitesini desteklemiyor. Öğrencinin
öğrenme başarısının en önemli belirleyicisi olan öğretmen kalitesi için MEB
ve YÖK, müfredata bağlı olan başlangıç öğretmen eğitimi için yeni modeller geliştiremiyor.
Veliler ve öğrenciler de, ÖSS odaklı sistem nedeniyle, geleneksel öğretim modellerini
sürdürmeleri için öğretmenlere baskı yapıyor.
-Okulların kaynak, yetki ve özerkliği yok. Ayrıca okullar, sonuçlardan sorumlu
tutulmuyor.
-Kamu ve özel fonlar, bölgesel eşitliği desteklemiyor. Türkiye'de eğitime kamu
daha az, özel daha çok harcıyor.
-Yaşam boyu öğrenmeye katılan yetişkinlerin yüzdesi 15 AB üyesi ülkede yüzde
12, Türkiye'de ise yüzde 2.
TÜRKİYE'NİN İHTİYAÇLARI
Raporda, Türkiye'nin Avrupa ve dünya ile rekabet edebilmesi için çok daha fazla
orta öğretim mezununa ihtiyacı olduğu bildirildi. AB'nin 2015'de, 22 yaşındaki
gençlerin yüzde 85'inin orta öğretim diplomasına sahip olmasını hedeflediğine
de dikkat çekildi.
Dünya Bankası raporunda, normal devlet liselerine yapılan toplam harcamalara
ailelerin yaklaşık yüzde 50 oranında katkıda bulunduğu da belirtildi. Meslek
liselerine aile katkısının ise çok düşük olduğuna işaret edildi.
NE YAPILMALI ?
Türkiye'nin bir ''Ulusal Eğitim Sektörü Stratejisi''ne ihtiyacı olduğu vurgulanan
Dünya Bankası raporunda, ''Türkiye'nin geleceği, çalışanlarının eğitimsel niteliklerine
bağlıdır. Kalite anahtardır'' denildi. Raporda, ülkemize şu önerilerde bulunuldu:
-İller için yıllık hedefler belirleyerek, orta öğretimde okullaşma oranını
2015 yılına kadar yüzde 80'e çıkarmak için stratejik girişim başlatın.
-Orta öğretim için büyük çaplı bir yatırıma girişin.
-Orta öğretim kurumlarında öğretmen başına öğrenci oranını, kademeli olarak
20-25 aralığına çıkarın.
-Orta öğretimi kademeli olarak zorunlu hale getirin.
-Kızların ve yoksul aile çocuklarının okula devam etmesi için daha fazla teşvik
sağlayın.
-Okul kalitesi için gösterge ve standartlar belirleyin.
-Her bir okul için kalite hedefleri belirleyin ve okulları bu hedefe ulaşmaları
için teşvik edin.
-Her okulun asgari standartları karşılamasını sağlayın. Sonra da standartları
asgari seviyenin çok üzerine çıkarın.
-Müfredata bağlı öğrenme standartları belirleyin.
-Tüm öğrencileri bu müfredat standartlarına göre değerlendirmek için testler
geliştirin. Öğrencilerin öğrenme performansı ile ilgili test sonuçlarını öğrenci
ve ailelerine bildirin. Okul performans sonuçlarını kamuoyuna bildirin.
ÖĞRETMENLER İÇİN KALİTE GÜVENCESİ
-Öğretmen eğitimi için ulusal bir çerçeve geliştirin. Çerçeveyi yeni müfredat
ile uyumlu hale getirin. Mesleki beceri, bilgi, nitelik ve değerler açısından
öğretmen yetkinliklerini tanımlayın.
-Üniversiteler için öğretmen eğitim programlarının tasarımı konusunda kılavuz
ilkeler belirleyin.
-Üniversitelerdeki öğretmen eğitim programları için kalite güvencesi, akreditasyon
ve değerlendirme mekanizmaları oluşturun.
-Tüm orta öğretim öğrencilerine yüksek öğrenime ve vasıflı istihdama hazırlanmaları
için fırsat sağlayın.
-Meslek okullarındaki öğrencilere, hem genel orta öğretim diploması getirecek,
he de kendilerini vasıflı istihdama hazırlayacak temel becerileri öğrenme imkanı
tanıyın.
-Her öğrencinin yüksek kalitede üniversite eğitimine hazırlanmasını sağlayın.
Gençlere, üniversite de dahil olmak üzere, eğitim süreçlerinin herhangi bir
noktasında çalıştıkları konuları seçme esnekliği tanıyın.
-Orta öğretimi, tüm öğrenciler için yeni beceriler geliştirecek şekilde yapılandırın.
Uzmanlaşmaya daha yüksek sınıflarda geçmeye başlayın ve son aşamada da üniversitede
uzmanlaşmaya geçin.
-Orta öğretim müfredatında aşırı kalabalıklaşmayı önleyin.
YENİ BİR ÖSS SINAVI
-ÖSS, öğrencilerin neleri bildiği, neleri yapabildiği, nasıl bir muhakeme becerisine
sahip olduğu ve becerilerini nasıl uyguladığı gibi geniş yetkinliklerini test
eden çağdaş değerlendirmeler demeti şeklinde yeniden yapılandırırın.
-Bu değerlendirmeler, tüm öğrencileri, okulda öğrendikleri becerileri ortaya
koymaya yönlendirmeli, müfredat ile uyumlu olmalı ve öğrencilerin becerileri
hakkında hem işverenlere, hem de yüksek öğretim kurumlarına bilgi sağlamalı.
-Orta öğretim için orta vade harcama çerçevesi hazırlayın. Özel sektörün daha
fazla okul yapmasını teşvik edin.
HİBE YETKİSİ
-Özerklik: Hükümete, öğrenci sonuçlarını iyileştirme projeleri için orta öğretim
okullarına doğrudan hibe yetkisi verin. Okullar, kendi iyileştirme projelerini
finanse etmek için uygun büyüklükte hibe alıp, yönetebilsin. Projeler MEB tarafından
denetlensin, okullar da hedeflere ulaşmadan sorumlu tutulsun.
-Devlet, yaşam boyu öğrenmeyi öncelik haline getirsin. Sübvansiyon, ferdi öğrenci
hesapları ve öğrencilerle maliyet paylaşma gibi finansman opsiyonları teşvik
edilsin.
TÜRKİYE, ŞİMDİ HAREKETE GEÇMELİ
Dünya Bankası raporunda, Türkiye'nin eğitim reformunda hızlı hareket etmesi
de istendi.
Türk okullarının, gençleri Avrupa vatandaşı olarak geleceğe hazırlamak üzere
yeniden yapılandırılması istenen raporda, ''Türk yurttaşlarının Avrupa'nın düşük
ücretli hizmet sektörü çalışanları haline gelmemesi için Türkiye, şimdi harekete
geçmeli. Bu acil, zorlu görevi başarmak için, Türkiye kendi geleceğini, politika
ve tartışmaların üstünde tutmalı, kapsamlı bir eğitim reformu stratejisi oluşturmalı''
denildi.
Bu arada Dünya Bankası, ortaöğretimin ardından yükseköğretim için de bir çalışma
yapacak.
Bu çalışma da, Milli Eğitim Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, YÖK ve DPT ile koordineli
gerçekleştirilecek.