Bakan Coşkun: Yüzde 70 indirim, sıfır faiz. Böyle kazanç var mı?

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 05 Nisan 2006 14:22, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, Hipermarketler Yasa Tasarısı ile ilgili olarak, ''Avrupa'da ne varsa onu getiriyoruz (Orada var, ama Türkiye'de olmasın) diyorlar. Olmaz arkadaş Türkiye sahipsiz değil'' dedi.

Bakan Coşkun, Ankara Ticaret Odası (ATO), Perakendeciler Derneği (PER-DER) ve Perakende Bilgi Platformu (PBP) tarafından ATO Konferans salonunda düzenlenen ''Perakende Buluşuyor'' başlıklı zirveye katıldı.

Coşkun, burada yaptığı konuşmada, hayatı boyunca hep haklının yanında olduğunu belirterek, hipermarketler konusunda da esnaf ve sanatkarın haklı olduğunu, kendisinin de sonuna kadar onların yanında durmaya çalışacağını söyledi.

Rekabete açık serbest piyasanın ''başıbozukluk'' olmadığına işaret eden Coşkun, amaçlarının tasarıyla şu ya da bu kesimi korumak değil, mevzuat boşluğundan kaynaklanan ''başıbozukluğu'', haksız rekabeti önlemek olduğunu ifade etti.

Türkiye'de özel sektör öncülüğünde makro ekonomik dengelerin sağlandığını, şimdi ise hükümetin mikro sorunlarla uğraştığını belirten Coşkun, karşılarına çıkan en önemli sorunun kayıtdışı ekonomi olduğunu kaydetti.

''Devlet yıllarca yanlış politikalar uyguladı. Geleneklerimiz, inançlarımız karşı olmasına rağmen tefecilik yaptı yıllarca... rant ekonomisi doğdu'' diyen Coşkun, kayıtdışı ekonomiyi kayıt altına almak zorunda olduklarını bildirdi.

Coşkun, büyük marketlerin Türkiye'ye olumlu katkıları bulunduğunu, esnafı bazı konularda eğittiğini, bunlara ''evet'' dediklerine işaret ederek, ''Fakat gelen kuruluşlar mevzuat boşluğu nedeniyle bizim pazarımızı satın almamalı. Serbest piyasa, serbest girişimci olacak. Üretecek, kar edecek. Üretemezse maliye vergi alamaz, devlet mali disiplini sağlayamaz. O zaman vergiler artar ve vergi adaleti zedelenir'' diye konuştu.

''ÇOK SÜPERMARKET, VALLAHİ BİLLAHİ HİPERMARKET''

Büyük mağazaların Türkiye'ye doğrudan yatırım yapması, üretim, ihracat yapması gerektiğini söyleyen Coşkun, şöyle devam etti:

''Bu konuda yer sorunu var. Bunu özellikle yerliler yapıyor. Geliyor, ticaretin yoğunlaştığı noktalarda 10 katlı bina alıyor. Süpermarket, hipermarket... çok süpermarket, vallahi billahi hipermarket tabelasıyla çalıştırıyorlar. Ondan sonra bir sürü sorun...

Büyükşehirlerde yer seçiminde kargaşa var. Onun için 15 bin metrekareye kadar satış alanı ve bunun yarısı kadar park yeri olacak dedik. Avrupa'da ne varsa onu getiriyoruz, farklı bir şey getirmiyoruz. (Orada var, ama Türkiye'de olmasın) diyorlar. Olmaz arkadaşlar, Türkiye sahipsiz değil.''

''MEDYA'NIN İŞİ''

İktidara geldiklerinde Tüketici Yasası'nı çağdaş bir hale getirdiklerini de vurgulayan Coşkun, ''Bunun içinde medyanın promosyonları da vardı. Promosyon adı altında vatandaşa haksız satışı önlemek gerekiyordu. Bu medyanın işi değil. Medya gazetesini, o çok yüksek paralar verdiği köşe yazarlarıyla, doğru haberle satacak'' diye konuştu.

Bir malı alırken pazarlık yapıldığını, pazarlıkta satış teslimat, ambalaj gibi pek çok şartın konuşulduğunu anlatan Coşkun, büyük mağazalar hakkında bu konularda gelen şikayetlerin klasörler doldurduğunu, ''müfettiş göndermekten kendilerine gına geldiğini'' söyledi.

Bakan Coşkun, büyük mağazaların mallarını aldıkları firmalardan baştan öyle anlaşmadıkları halde reklam iştirak, raf iştirak parası gibi paralar aldıklarını anlatırken de tasarıya, başta böyle bir teamül yoksa büyük mağazaların bu paraları alamayacakları düzenlemesini koyduklarını belirtti.

''(Promosyonlara karışmayın) diyorlar'' diyen Coşkun, şunları kaydetti:

''Dünyanın hiçbir yerinde 12 ay promosyon yoktur. Yüzde 70 indirim 6 ay vade, 0 faiz... Böyle bir kazanç var mı? Fiyatları enflasyon ortamındaki gibi 2 katına kadar artıracaksın sonra (indirim) diyeceksin. Bu ticaretin kirletilmesidir, halkın aldatılmasıdır.''

YERLİ MALI...

Küreselleşmenin yadsınamayacağını, ancak her milletin kendi yerli malını üretmeyi tercih edeceğini ifade eden Coşkun, bunu yaygınlaştırmak istediklerini, büyük mağazaların yerli malı kullanmalarını ve yerli malı alıp ihraç etmesini arzu ettiklerini bildirdi.

Coşkun, tasarıda getirdikleri 400 metrekare sınırına da değindi ve bu rakamın geniş bir araştırma sonucu ortaya çıktığını söyledi.

''Aslında semt pazarları da büyük mağaza'' diyen Coşkun, belediyelerin odalardan sicil numarası almadan bu pazarlarda tezgah açtıramayacaklarını bildirdi.

Eşit halklar sağlamaya, doğrudan haklıdan yana olmaya çalıştıklarını yineleyen Coşkun, ''Adil düzende bu işi yapmak zorundayız. Tek arzumuz; bu boşluğun giderilmesi. Çünkü en kötü karar bile karasızlıktan iyidir'' dedi.

''1 YIL AYAKKABI BOYADIM''

Bakan Coşkun, toplantı öncesinde, bir boya firması tarafından taht şeklinde hazırlanan lostrada ayakkabılarını boyattı.

Boyacının daveti üzerine lostraya çıkan Bakan, üniversiteye ilk girdiğinde burs çıkıncaya kadar 1 yıl ayakkabı boyacılığı yaptığını söyledi.

Önce boyacının koltuğuna oturan Coşkun, ''Fırça atmayı iyi bilirim, boyacılıkta öğrendim'' diye konuştu.

Bakan Coşkun, ayakkabıları boyandıktan sonra boyacının ayakkabıların içine sprey sıkmak istemesi üzerine de ''Oğlum siyasete girdik bir ceketimiz kaldı. Ayakkabıyı da sana veremem'' dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber