Maliye, hesap uzmanları ve maliye müfettişleri oligarşisi kurbanı

Haber Giriş : 07 Nisan 2006 15:18, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

En pahalı benzinin, en pahalı telefon konuşmasının bizde olması tesadüf değil.

Her maldan alınan ÖTV ve KDV'nin en yüksek oranda bizde olması tesadüf değil. AKP'nin hepimizi kazıklaması hiç tesadüf değil.

"Reform yapıyoruz" palavralarıyla, AKP gelir yönetimini yeniden düzenliyor. Vergiyi kimler, nasıl toplayacak, vergi denetimlerini kimler, nasıl yapacak, merkezi örgütlenme nasıl olacak, tüm yurtta ilgili birimler nasıl çalışacak, çalışanların özlük hakları neler olacak gibi. Devletin, devlet niteliğini vurgulayan hayati konulardan biri.

AKP'nin hazırladığı Gelir İdaresi Başkanlığı yasası geçen mayısta yürürlüğe giriyor. Aradan bir yıl geçiyor. Şimdi vergi rekortmenleri açıklanıyor. O zaman, bu yasanın nasıl işlediğine bakmak gerekiyor.

ADALETE ÇOK UZAK

Hepimizden her adımda ÖTV ve KDV alarak, hepimizi kazıklayan AKP'nin yeni yasası fena halde çuvallıyor. Çuvallama rakamlarla sabit.

Geçen yılın toplam vergi gelirleri içinde doğrudan vergiler sadece yüzde 28, dolaylı vergiler yüzde 72. Türkçesi, AKP bu yasayla, kazanç üzerinden değil, harcama üzerinden vergi alıyor. Bol bol ÖTV, bol bol KDV'nin anlamı bu.

28 ve 72 rakamları vergideki adaletsizliğin aynası. Bu rakamlar, o çooook özlediğimiz AB ölçülerinin çooook uzağında. AB ülkelerinde durum tam tersine. Kazanç üzerinden alınan vergiler (gelir, kurumlar, servet) yüzde 70. Harcama üzerinden alınan vergiler yüzde 30.

OLİGARŞİ KURBANI

AKP vergi toplayamadığı için, telefona, elektriğe, benzine ve her türlü alış verişe yükleniyor. Çünkü, oradan vergi almak kolay.

Ama, adaletsiz. En yoksul ile en zengin, aynı süre telefon konuşmasında aynı vergiyi ödüyor. Aynı zeytini alırken, aynı KDV'yi ödüyor.

Bu hükümet vergi toplayamıyor. Bu rezaletin ve adaletsizliğin altında vergi denetiminin çökmesi ile vergi denetim elemanları arasındaki ayrım yatıyor.

Bir yıllık yasa, geçmiş elli yılda olduğu gibi, yine hesap uzmanları-maliye müfettişleri oligarşisine kurban.

Oysa, dört ayrı denetim birimi var. Uzmanların ve müfettişlerin yanı sıra, gelirler kontrolörleri ile vergi denetmenleri var.

DENETMENLER ÜVEY EVLAT

Yasa, başlangıçta dört ayrı denetim birimini birleştirmeyi amaçlıyor.

Ama sonuçta, ne birleştirme, ne özlük haklarında eşitlik, ne görev yaparken eşit dağılım. En çok zarar görenler ise, vergi denetmenleri. Rakamlar ortada.

Toplam vergi incelemelerinin yüzde 80'ini vergi denetmenleri yapıyor, ama onların özlük hakları, görev tanımları, ücretleri, teknolojik olanakları, diğer denetim elemlanlarına göre, çok daha geride.

Vergi denetlemesi yapmadan, vergi toplamak mümkün değil. En çok vergi denetlemesi yapan, vergi denetmenlerinin ise, elleri kolları bağlı. Kaldı ki, yeni yasayla gelen Gelir İdaresi Başkanlığı "ben kazanç üzerinden vergi almak istemiyorum" diye bas bas bağırıyor. Sermayeyi kolluyor.

Bağıran bir başka rakam daha var. 1993'te Gelir İdaresi yüz liralık vergi toplamak için 2.46 lira harcarken, 2004'te 0.81 lira harcıyor.

Vergi rekortmenleri arasında anlı şanlı doktorlar, avukatlar, müteahhitler, eğlence yeri sahipleri yok, çünkü denetim yok. Çünkü, denetim çökmüş durumda.

Bay ve bayan ve O.....

İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah fuhuş yaptıkları gerekçesiyle gece yarısı evlerinden toplanan oyuncu ve mankenlerle ilgili açıklama yapıyor:

"Polisimiz namuslu kişileri afişe etmez".

Yani, afişe edilenler namuslu değil! Ne zamandan beri, insanların namuslu ya da suçlu olup olmadıklarına polisler karar veriyor? Ne zamandan beri, polis müdürleri kendilerini yargıç yerinde görüyor? Ne zamandan beri karakollar mahkemelerin görevini üstleniyor?

Örneğin, İngiltere'de bir zanlı, suçluluğu saptanıncaya kadar Bay ve Bayan kimliğini koruyor. Bizim polis müdürlerine göre, daha ilk raundda orospu, hırsız ve bilmem ne!

Hep birlikte fiil çekimine başlayalım. Afişe ederim, afişe edersin, afişe eder, afişe ederiz, afişe edersiniz, afişe ederler.

Yalçın Doğan/ Hürriyet

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber