Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, öğretmen olmak için ?bilgisayar eğitimi almanın' şart olduğunu söyledi.

Haber Giriş : 12 Ocak 2004 07:38, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, öğretmen olmak için ?bilgisayar eğitimi almanın' şart olduğunu söyledi.

Üniversitelere yazı gönderen bakanlık bu eğitime özel önem verilmesini istedi. Bakan Çelik, mevcut öğretmenlere de bilgisayar kursu verileceğini bildirdi.

Bakanlığın 2004 yılı hedeflerini Zaman'a anlatan Çelik, ders kitaplarından okul satışına, demokrasiden uyuşturucu sorununa kadar birçok konuda soruları cevapladı. Milli Eğitim Bakanlığı olarak 50 projeyi hayata geçirdiklerini anlatan Bakan Çelik, modern eğitime önem verdiklerini kaydetti. Bakan, bu çerçevede eğitimde bilgisayarın vazgeçilmezliğine vurgu yaptı. 2005 yılında 43 bin okul bilgisayara kavuşacak. Bütün öğretmenlere e?mail adresi verilecek. Üniversitelere yazı gönderen bakan, öğretmen yetiştiren bölümlerde bilgisayar derslerine özel önem verilmesini istedi. Birçok bilgisayar firmasıyla temasa geçen bakanlık Microsoft firmasıyla yaptığı anlaşma ile bütün illerdeki öğretmenleri eğitimden geçirecek. Öğretmenleri küçük taksitlerle bilgisayar sahibi yapmak için de anlaşmalar yapıldı.

Eğitimde okul?veli?öğretmen ilişkisine dikkat çeken Bakan Hüseyin Çelik, öğrencinin sanal ortamdan da takip edileceğini belirtiyor. Birçok velinin çocuğunu okula kayıt ettirdikten sonra okula uğramadığını hatırlatan Çelik, öğretmen-veli ilişkisinin hiç olmazsa bilgisayar ortamında kurulabileceğine işaret ediyor. Velilerin okula gitmemesinin bir sebebi de para korkusu. ?Öğrenci velisinden 26 ayrı kalemde para alınıyor.? diyen Çelik, bunu disipline edecekleri müjdesini veriyor.

Birçok ilde okullara gönderilen bilgisayarların demode olması bakanın da dikkatini çekiyor: ?Okullara bilgisayar göndermişler. Müdüre zimmetlenmiş. Ama bilgisayar bilen yok. Müdür ne yapsın? Kapatmış bir odaya. Üstünü dantel örtüyle örtmüşler. Zaman geçmiş demode olmuş. Keşke zaman geçip demode olacağına kullanmaktan deforme olsaydı.?

Üst üste gelen uyuşturucu kaynaklı ölümler bakanı da endişelendiriyor. Uyuşturucu kullanımının ortaokul seviyesine kadar indiğini kabul eden Bakan Çelik, bunu eğitim sisteminin yetersizliğine bağlıyor. Uyuşturucu ile mücadele konusunda okulların genelgeyle uyarıldığını söyleyen bakan, öğretmenlerin öğrenci velileri ile yakın ilişkide bulunmasını istiyor. Bu konudaki çözümün günlük değil uzun vadeli olduğunu belirtiyor. Mevcut eğitim sisteminin diploma vermeye endeksli olduğunu ifade eden Çelik, öğrencinin ?bilgisayar disketi' gibi göründüğüne dikkat çekiyor. Bakana göre okullar bilgi yükleme merkezi gibi. Bu sistemde bilgi ahlaka dönüşmüyor. Öğrenci, öğrendiklerini davranışlarına yansıtamıyor. Ülkemizde son yıllarda yaşanan yolsuzluk ve hırsızlıkları anlatan Bakan Çelik, ?Yolsuzluk yapıp banka boşaltanların diploma sorunu olmadığını biliyorsunuz.? diyor.

Milli Eğitim Bakanı, ?öğrenciyi pasif bir nesne haline dönüştüren sistemi' değiştirmeye kararlı. Bu konuda yapılacak ilk iş olarak müfredatın değiştilmesini görüyor. Talim ve Terbiye Kurulu yeni müfredat üzerinde çalışmaya başlamış. Yeni sistemde öğrenci teşhis edilip kabiliyetine göre eğitim alacak. Rehberlik sistemi anlamlı hale getirilecek. Bakan Hüseyin Çelik'e göre öğrencinin geleceğine sayısal, sözel diye yaklaşmak yanlış. İnsanda sekiz ayrı zeka eğilimi var. Öğrencinin bakışına, duruşuna, konuşmasına göre dominant zeka bulunabilir.

Öğretmen açığı önemli sorun

Türkiye'de öğretmen açığı ciddi sorun. Bakan, bu sorunu büyüten sebep olarak belirli bölgelerdeki öğretmen yığılmalarını görüyor. Örneğin Ankara'da 9 akşam sanat okulu var. Öğrencisi olmayan bu okullarda öğretmen fazlalığı yaşanıyor. Buraları ?öğretmen depoları' olarak isimlendiren Bakan ?Bu okulların adı var kendileri yok, öğrencisi yok. Fakat o öğretmenlere ek ders ücreti bile verilmiş.? diyor. Çelik, özel tayinlerle gelen bu öğretmenlerin atanmasına ?kadrolaşma' denmesine sitem ediyor. Çelik'in verdiği dikkat çekici bilgilerden biri de öğretmen başına düşen öğrenci sayısı. Türkiye'de bir öğretmene 20 öğrenci düşüyor. İngiltere'de ise bir öğretmene otuz öğrenci düşüyor.

Bakan Çelik'in ?En başarılı faaliyetimiz' diye değerlendirdiği konulardan biri ücretsiz kitap dağıtımı. Velileri aylarca kitap peşinde koşmaktan kurtardıklarını söyleyen Çelik, bazı çevrelerin kitap dağıtımını yapacaklarına inanmadığını kaydediyor. Çelik, bir gazetecinin ?Bu kitapları dağıtmayı başarırsanız, gazeteleri de siz dağıtırsınız.? dediğini hatırlatıyor.

Eğitim konusunda konuşmak için bilgi sahibi olmak gerektiğini söyleyen Çelik, ?Türkiye'de masa, sıra gören herkes kendini eğitim uzmanı zannediyor.? şeklinde konuşuyor. Bu sözlerinin ardından çokça konuşulan okul satışlarına geçiyor. Çelik, ?Tarihi ve SİT alanı içinde olduğu tescil edilen binalar satılmayacak.? diyor. Nüfus dağılımı planına göre önümüzdeki yıllarda küçük yerlerdeki birçok okulun boş kalacağına dikkat çekiyor. Ankara'yı örnek gösteren Çelik, şöyle devam ediyor: ?Üç yüz bin nüfusa göre kurulmuş, şehirde üç milyon insan yaşıyor. Merkezde kalan okullara yüklenme yapılıyor. Dolayısıyla şehrin trafiği sabah saatlerinden kilitleniyor. Zaten bu okullara gelen öğrenciler şehrin dış merkezlerinde oturuyor.? Bakana göre şehir merkezi dışında kalan okullar eğitim açısından cazip hale getirilince şehir rahatlamış olacak.

Milli Eğitim Bakanlığı okul inşaatı konusunda belediyeler ve özel teşebbüslerle işbirliğine gidiyor. İmar Yasasında yapılan değişiklikle belediyeler iskana açacakları alanda önce okula yer ayıracak. Hazine arazisinin bulunmadığı birçok ilde arsaların pahalı olması bakanlığı düşündürüyor. Bu konuda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan tam destek aldığını söyleyen Çelik, diğer bakanların arazi devrinde sorun çıkarmadıklarını belirtti. 2004 yılında 30 bin derslik yapacakları bilgisini veren bakan, 2005 yılına kadar bu sorunu çözeceklerini anlattı. Okul binalarının istenildiği gibi kullanılamaması da ayrı bir sorun. Okullar internet kullanımı için halka açık merkezler haline getiriliyor. Bütün okullarda kültür ve sanat eğitim merkezi açılacak. Bu konuda somut adım pazartesi atılıyor. Çelik, Kültür Bakanı Erkan Mumcu ile bir araya gelerek bir anlaşma imzalayacak. Bu projeyle halk eğitim merkezleri ideolojiden uzak hale getirilerek yaygınlaştırılacak.

23 Nisan başkanı seçimle gelecek

Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye'de demokrasi kültürünün yerleşmesi için çalışmalar yapıyor. Bu çerçevede okul meclisleri oluşturulacak. Okul meclisleri kendi illerinden bir vekili Ankara'ya gönderecek. Ankara'da bir araya gelecek olan çocuklar 23 Nisan'da TBMM başkanı koltuğuna oturacak ismi seçecek. Çocuklar daha sonra aralarından birini başbakan olarak belirleyecek. Yarın Meclis Başkanı Bülent Arınç ile bir araya gelecek olan Çelik, bir protokol imzalayacak. Buna göre okul meclislerindeki seçimler Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) denetiminde gerçekleştirilecek. Bölge milletvekilleri de bu seçimlere gözlemci olarak katılacak. 81 ilde okullarda yapılacak seçimle demokrasi kültürünün yerleşmesi sağlanacak

zaman

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber