Akademisyenlerden elektrik kesintileri önerisi

Elazığ Fırat Üniversitesi Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Yardımcı Doç. Dr. M. Cihat Tuna, elektrik kesintilerini en aza indirecek bir uygulamanın hayata geçirilmesi gerektiğini belirterek, “Elektrik kesintileri depolama sistemi ile önlenebilir” dedi.

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 18 Aralık 2013 13:56, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Elazığ Fırat Üniversitesi Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Yardımcı Doç. Dr. M. Cihat Tuna, elektrik kesintilerini en aza indirecek bir uygulamanın hayata geçirilmesi gerektiğini belirterek, "Elektrik kesintileri depolama sistemi ile önlenebilir" dedi.

Hızla düşen hava sıcaklıklarıyla birlikte son günlerde birçok şehirde yaşanan elektrik kesintileri enerji arz talebinde yaşanan sorunları da beraberinde gündeme getirdi. Yrd. Doç. Dr. M. Cihat Tuna, sıcaklıkların mevsim normallerinin altında seyretmesi sonucunda artan enerji ihtiyacının, elektrik arz ve talebini karşılayamaz hale getirdiğini ve bir depolama sistemi de olmadığı için elektrik kesintilerinin kaçınılmaz olduğunu söyledi. Tuna, üretilen enerjinin, tüketilen enerjiyi karşılayamadığı için ülke genelinde plansız elektrik kesintileri yapıldığını dile getirdi.

"ENERJİ POMPAJ HESLERLE DEPOLANABİLİR"

Yrd. Doç. Dr. Tuna arz talep dengesinin sağlanabilmesi için enerjilerin Hidro Elektrik Santralleri (HES) ile mutlak suretle depolanması gerektiğini kaydetti. Tuna, "Yaşanan kesintiler, ülkemizde elektrik arz-talep dengesinin önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Bu dengeyi sağlamanın yolu enerji depolayarak ihtiyaç olan zamanlarda kullanmaktır. Enerji, elektrik formunda depolanamamaktadır. Ancak pompaj depolamalı HES'ler vasıtasıyla su formunda depolanabilmektedir. Birkaç bölgemizde büyük ölçekli pompaj depolamalı HES sistemleri olsaydı bu kesintiler yaşanmayacaktı. Dünyada yaygın olarak kullanılan pompaj HES'lerde amaç güç talebinin düşük olduğu zamanlarda suyu yüksek bir haznede depolamak ve daha sonra elektrik talebinin yüksek olduğu zamanlarda biriktirilen sudan ihtiyaç duyulan enerji talebini karşılamaktır. Ülkemiz gibi kesintili karaktere sahip yenilenebilir enerji kaynakları olan ülkeler bu kaynaklarını daha verimli bir şekilde kullanmak istiyorlarsa enerji sistemlerinde bu tip santrallere kesinlikle ihtiyaç vardır. Böylece elektrik arz ve talebindeki dalgalanmalar dengelenmiş ve arz güvenliği sağlanmış olacaktır" şeklinde konuştu.

Hızla gelişip sanayileşen ülkemizde bireyin günlük enerji ihtiyacının artması, sanayi üretimi ve ekonomik büyümenin enerji tüketimini de artırdığına değinen Dr. Tuna, TEİAŞ verilerine göre Türkiye elektrik tüketimindeki hızlı artışın özellikle 2016 yılından sonra ciddi sıkıntılara yol açabilecek gibi göründüğünü söyledi. Dr. Tuna, "Bu yıl geçen sene aynı döneme göre enerji tüketimi yüzde 10 civarında artış gösterdi. Elektrik tüketimi bu hızla artamaya devam ederken üretimi ve arz güvenliğini artırmaya yönelik yatırımlar zamanında yapılmazsa enerji alanında bir kriz kaçınılmaz olur" diye konuştu.

"EKONOMİK GELİŞMEYLE ENERJİDEKİ BÜYÜME İLİŞKİSİ SAĞLIKSIZ"

Dr. Tuna, ülkemizde hızla büyümeye devam eden ekonomi ve artan milli gelirin nüfusa paralel olarak enerji ihtiyacının da her geçen gün arttığını söyledi. Tuna, "Yani ekonomik büyümeyle enerji tüketimi arasında pozitif yönlü bir ilişki söz konusudur. Buradan hareketle ekonomi-enerji denkleminin iki ayağından biri diğerinden farklı olursa dengesizlik kaçınılmaz olacaktır. Bizde maalesef durum biraz böyle. Enerji alanındaki büyümenin yetersiz kalması hemen her olağanüstü koşulda elektrik kesintilerini zorunlu hale getiriyor. Enerji alanındaki yetersizliğin temel sebebi ise yatırımlar noktasında bürokratik işlemlerin uzunluğu, bağlantı problemleri, ÇED konusundaki belirsizlikler ve planlama noktasında yapılan büyük hatalar olarak sıralanabilir. Bu sıkıntılara kısa vadede çözüm bulunamayışı enerjideki büyümeyi yavaşlattı. Buna karşı ekonomi aralıksız büyüyünce bir dengesizlik kaçınılmaz oldu" dedi.

"ENERJİDE ACİL EYLEM PLANI HAZIRLANMALIDIR"

Yakın gelecekte yaşanması muhtemel enerji krizini engellemek için bir eylem planının mutlaka hayata geçirilmesi gerektiğini belirten Dr. Tuna, alınması gereken önlemler hakkında da bilgi verdi. Dr. Tuna, "Yenilenebilir enerji kaynaklarının yatırımı noktasındaki engeller kaldırılmalı ve özel sektörün önü açılmalıdır. Enerji verimliliği konusuna gerekli hassasiyet gösterilmelidir. Yerli kaynaklara öncelik verilmek suretiyle kaynak çeşitlendirmesi ve depolama imkanları sağlanmalıdır. Yerli kömür kaynaklarının aranmasına ve üretilmesine yönelik politikalar uygulanmalıdır" diye konuştu.

"ENERJİDE DIŞA BAĞIMLIK EN BÜYÜK TEHDİTTİR"

Günümüz koşullarında tüketilen elektrik enerjisinin yüzde 50'sinin doğal gazdan karşılandığını dile getiren Dr. Tuna, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

"Öz kaynağımız olmayan doğalgaz ile enerji üretimi, her geçen gün dışa bağımlılığımızı artırıyor. Doğalgazı aldığımız ülkelerle yaşanacak bir sıkıntı enerji üretimimizi de olumsuz etkileyeceğinden, ekonomimiz açısından büyük bir risk teşkil etmektedir. İthalatında bir sıkıntı yaşanmasa bile kendi öz kaynağımız olmayan doğalgaz kullanımı hali hazırda en önemli ekonomik problemimizi yani cari açığı meydana getiriyor. Buna önlem olarak tamamen yerli ve yenilenebilir enerji yatırımlarını hızla hayata geçirerek hem sanayimizi hem de ülkemizi prangalarından kurtarabiliriz. Aksi takdirde yaşanacak olumsuzluk maalesef karanlık tehdididir ve hepimizi derinden etkileyecektir".

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber