Doların değer kaybetmesi, altın maliyetlerini artırdı
İstanbul Altın Rafinerisi (İAR) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Halaç, doların
geçtiğimiz yıllarda diğer para birimleri karşısındaki değer kaybının, altın
cevherinin elde edilmesinin maliyetini dolar cinsinden artırdığını bildirdi.
Ömer Halaç, halen dünyanın en çok altın üreten ülkesi konumunda bulunan Güney
Afrika'nın 2005 yılı altın üretiminin 342 ton olarak gerçekleştiğini, bunun
son 83 yılın en düşük miktarı olduğunu söyledi.
Güney Afrika'daki altın üretiminin düşmesinde katma değerin etkili olduğunu
ifade eden Halaç, bu ülkenin dünya altın rezervlerinin yüzde 35'ine, platin
grubu metal rezervlerinin yüzde 65'ine ve vanadyum rezervlerinin yüzde 75'ine
sahip olduğunu bildirdi.
Bu metallerle bazı minerallerin de içinde olduğu bir grup ürünün, artık yurt
dışına hammadde olarak ihraç edilmesi yerine, özellikle fakir halkın en büyük
sorunu olan işsizliği çözmek amacıyla ülkede işlendikten sonra ihracının hedeflendiğini
kaydeden Halaç, şöyle devam etti:
ALTINI ÇIKARMAK İÇİN 200, TAKI YAPMAK İÇİN 2 BİN KİŞİ
''Maden rezervleri kıt kaynak olduğu ve bir an önce tükenip de katma değer yaratacak bir hammaddenin olmaması problemiyle ileride karşılaşmamak için bunların üretimleri yavaşlatılmıştı. Bu zaman zarfında ülke bu mineral ve metalleri işlemeyi öğrenecek ve bundan sonra külçe altın yerine işlenmiş kolye ve küpelerden oluşan takılar ihraç edecekti. Bu amaçla bu alanda dünya lideri olan Türkiye ve İtalya ile işbirliği yapılması ve çeşitli teşviklerin sağlanması kararlaştırıldı. Yılda 10 ton altın çıkaran altın madeni, 200 kişi ile bu işi yapabilirken, bu altını takı yapmak için 2 bin kişi istihdam edilmesi gerekir.
Kuyumculukta bir kişinin istihdamı 2 bin dolarlık bir tezgah ve el aleti yatırımı
ile mümkün olabilmektedir.'' Halaç, Güney Afrika'nın, altın madenciliğinin ekonominin,
kuyumculuğun ise istihdamın lokomotifi olduğunun farkına vardığını, eldeki rezervlerin
ömrü birkaç on yılla sınırlı olduğu için bu kritik minerallerin rezervlerinin
tükenmeden önce işlemeyi öğretmeyi hedeflediğini ve bu süreç esnasında da katma
değer üretebilecek bu minerallerin üretimini azaltarak gelecek nesillere işleyebilecek
yeterli miktarda rezerv bırakmak istediğini anlattı.
FİYAT ARTIŞLARININ NEDENİ
Ömer Halaç, Güney Afrika Merkez Bankası'nın ''Altın ya yer altında madende
ya da yer üstünde Merkez Bankası kasasında. Çok fark etmez. Çıkarmak için acelemiz
yok'' dediğini belirterek, 2001'de onsu 280 dolar olan altının son dönemde 660
dolarlara çıkmasının en önemli teknik nedenlerinden birinin bu durum olduğunu
söyledi.
Halaç, 4 yılda altın fiyat artışının dolar bazında yüzde 125 olduğunu ifade
ederek, şunları kaydetti:
''Bunların yanında altın fiyat artışının başka nedenleri de vardır. 2001 yılında
dünyada toplam altın üretiminin yüzde 60'ını yapan firmaların sayısı 20'nin
üzerinde iken bugün itibariyle 10'un altına inmiştir. Geçtiğimiz 4 yıl içerisinde
bu uluslararası altın madenciliği firmalarının sayısı, birbirleriyle birleşmeleri
sonucu azaldı. Bu durum, arzı dengeleyerek altın fiyatının yükselmesine neden
olmuştur. Bu grupların altın fiyatları üzerindeki kontrolleri eskisinden çok
daha güçlü.'' Altının, dolar dışı para birimleri ile mal edildiğini ve dolar
ile satıldığını anlatan Halaç, doların geçtiğimiz yıllarda diğer para birimleri
karşısındaki değer kaybının, altın cevherinin elde edilmesinin maliyetini dolar
cinsinden artırdığını bildirdi.
ÇİNLİLERİN ALYANSSIZ PARMAKLARI...
İAR Başkanı Halaç, kolay erişilen ucuz maliyetli altın madenlerinin rezervlerinin
tükenmesi ve pahalı maliyetli altın madenlerinin işletilmeye başlanmasının da
altının üretim maliyetini artırdığını belirterek, ''Altın kıt bir kaynaktır.
Bilinen altın rezervleri bugünkü talebi ancak 45 yıl karşılayabilecektir. Bu
azalan rezervler de altın fiyatlarının artmasına neden olmaktadır'' diye konuştu.
Nüfusu 1,3 milyar civarında bulunan Çin'in yıllık 200 ton, komşusu Hindistan'ın
ise 1,1 milyarlık nüfusuna karşın yıllık 700 ton altın tükettiğini bildiren
Halaç, para kazanmaya başlayan Çin halkının Hindistan kadar altın tüketmesi
halinde ekstra 500 ton altın talebi oluşacağını ifade etti.
Halaç, ''Bu rakam, yıllık dünya üretimi olan 2 bin 500 tonun yüzde 20'sidir.
Yüzde 20 talep artışı, altın fiyatlarını inanılmaz derecede artırabilir. Çinlilerin
parmaklarında altın alyans dahi yok'' dedi.
Altın fiyatlarının ne olacağına ilişkin bir soru üzerine de, Halaç, şunları
kaydetti:
''Altın fiyatları bu kadar yükselmişken bazılarının da bunun düşmesi ve düşüşünden
ortaya çıkacak spekülatif kazançları için çalıştığını unutmamak gerekir. Belki
dünyanın konjonktürünü değiştirebilecek bir global olay bu gidişatı tersine
çevirebilir. Dünyadaki altın üretiminin büyük bölümünü yapan 10 altın madenciliği
firmasının başkanı 'altın fiyatlarının bu yıl 600-670 dolar aralığında seyredeceğini,
daha sonraki birkaç yıl içerisinde ise 800 doların üzerine çıkacağını' öne sürüyor.''