Başkan Külcü'den gazetecilere yemek

Çorum Belediyesi tarafından 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle yemek verildi.

Anitta Otel'de düzenlenen yemeğe Belediye Başkanı Muzaffer Külcü, başkan yardımcıları Turhan Candan ve Zeki Gül, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Şevket Erzen, Hitit Gazeteciler ve Yayıncılar Derneği Başkanı Tugay Afat ve gazeteciler katıldı.

Yemekte bir konuşma yapan Belediye Başkanı Muzaffer Külcü, basının bir şehrin hem içerden hem dışarıdan görünen yüzü olduğunu belirterek, bu yüzden basının güçlü olmasını önemsediklerini söyledi.

Siyasetçiler olarak gazetecilerin zor şartlar içerisinde görev yaptığınıza şahit olduklarını dile getiren Külcü, gazetecilerin bir yandan yaptığı işte vicdanına karşı bir sorumluluk taşıyorken diğer yandan bir kamu görevi yapıyor olması nedeniyle attığı her adımda, söylediği her sözde, yazdığı her kelime ve cümlede topluma karşı da sorumluluk taşıdığını, bunun taşınması zor olan bir sorumluluk olduğunun altını çizdi.

Gazetecilerin sürekli objektif olmayı gerektiren, birçok zaman duygularından soyutlanmasını gerektiren, özveri , gayret ve sürekli samimiyet isteyen bir uğraş içinde olduğunu dile getiren Külcü, "Yaptığınız işin zorluğunu bilen hükümetimiz de hatırlarsınız geçen yıl bu zamanlarda yıpranma süreleri ile ilgili Sosyal Güvenlik Yasasında değişiklik yaptı. Yine böyle bir toplantı içindeyken de bunu sizlerle paylaşmıştık. Gerek ben sizlerin gerekse de sizler benim neredeyse 12-13 yılımıza şahitlik ettik. Ortalama bir insan ömrünün neredeyse beşte biri. Dolayısıyla birbirimizin işini hatta sevinç ve hüzün sebeblerini anlayacak hale geldik. Yani birbirimizi yeteri kadar tanıyabilmek, anlayabilmek için birlikte epey zaman geçirdik. Çorumun yaşadığı hatta ülkemizin ve dünyanın yaşadığı birçok olaya, müspet ya da menfi birçok duruma birlikte şahit olduk" dedi.

Basın camiasında sürekli bir değişim ve gelişim yaşandığını dile getiren Külcü, şunları kaydetti; "Şüphesiz toplumların geleceklerini şekillendirecek olayların bugün yaşıyor olduklarımız ve belki de dün yaşadığımız hadiseler olacak. Sizler kimi zaman farkına vararak kimi zaman da sadece bir haber olarak görüp işinizi yapıp geçerken aslında herkesten daha fazla insanlığın akışına hatta inşasına şahitlik etmektesiniz. Sizler bir yandan o olayları haber olarak topluma aktarırken sadece bir haberci olarak elçilik, aracılık yapmıyor belki de duruşunuzla , haber yapış biçiminizle , olayları değerlendirme şeklinizle hatta kullandığınız dille toplumu ve olayları da şekillendiriyorsunuz.

Bugün itibariyle içinde bulunduğumuz şartlar, teknoloji ve bilişim alanındaki yeni imkanlar, fırsatlar bu etkilemeyi çok daha yüksek düzeylere çıkardı. Artık hiçbir şey 10-20-30 yıl önceki gibi değil. Sizin içinde bulunduğunuz dünyada böyle. Sürekli bir değişim , sürekli bir gelişim yaşanıyor. Artık her şeyi tüm dünya ölçeğinde anlık takip edebiliyoruz. Hem de çok farklı platformlardan takip edebiliyoruz. Gazetesi, radyosu, televizyonu, interneti, sosyal medyası vb. çok farklı haber kanalları oluştu. Bu durum muhakkak ki basının etki gücünü de artırdı. Bu gücü itibariyle basın artık demokratik ülkelerde yasama, yürütme ve yargı erklerinden sonra 4. güç olarak kabul edilmektedir.

Böyle kabul edilmekte; zira toplumsal algılar önemli oranda basının gündeme taşıdığı olaylar ve sunuş biçimiyle oluşturmaktadır. İşte bir yayın organının kendisi ile ilgili oluşacak imaj açısından , kendisiyle ilgili oluşacak algı açısından nazik durum tam da burada kendisini göstermektedir. Çünkü her zaman olması gereken durum ile olan durum birbiri ile örtüşmüyor, örtüşmeyebiliyor. Hepimizin içine düşme ihtimali bulunan bir risk bu.

İşimizi yaparken; hakikatleri, gerçekleri meslek ilkelerinin ışığında, olduğu gibi aktarmak mecburiyeti var. Bu başarıldığında saygın, güvenilir, güçlü bir imaja sahip olma başarısı yakalanacakken, aksi tutum içerisinde kalmak fevkalade kötü bir imajın oluşmasına zemin hazırlayacaktır"